SooJi neden buraya geldiğini bilmiyordu. Neden YoonGi'nin aklına uyduğuyla ilgili bir fikri olduğu da söylenemezdi. Ya da belki şu sevgi şeyleri doğru cevap olabilirdi.
SooJi ilk mesajı atan kişi olmamak için üç gece elinde telefonla uyuyup üç sabah telefonla uyanmak zorunda kalmıştı. Bu süre içerisindeki merak ve tedirginlik onu zorlamıştı, fakat telefonun melodik sesiyle her şeyi unutmuştu.
[ Akşam 7'de Han Nehri'nde.
- YoonGi. ]SooJi mesajı birkaç kez okuduktan sonra EunKyung'a göstermişti. En klasik aşıklardan biriydi SooJi.
"Bu ne böyle? Uyuşturucu teslimatı mı yapıyorsunuz?" EunKyung yüzünü buruşturarak bu tepkiyi verip SooJi'nin heyecanını azaltabilmişti.Saat 7'ye yaklaştığında saatlerce denediği kıyafetlerin yerine sıradan bir sweat, kot ve kabanı 10 dakikada giyinmişti.
Han Nehri tabiri fazla geniş kapsamlı bir yer bildirimiydi. Fakat SooJi şansını son buluştukları yerde kullanarak YoonGi'ye ulaşmıştı. Sonrası malum YoonGi onu alıp yeraltına giden bir merdivenden geçirip uzun ve karanlık bir koridordan yürütmüştü. SooJi elbette korkuyordu bu yüzden yanındaki bedene biraz daha yaklaştı. YoonGi ise sadece onun korkmasıyla eğleniyordu.
Işık sızan bir kapının önüne gelip açtıklarında farklı bir dünya onları karşılamıştı. SooJi içinden korkuyu söküp atan renkli ortamı inceliyordu. Burası gerçekten büyüktü. Kümeleşmiş gruplar vardı yer yer. Ortalarında eski bir teyip ve kendine öz hareketlerle dans eden kişiler vardı. Etrafındakiler alkışlarla eşlik ederken tüm marifetlerini sergiliyorlardı. Farklı farklı müzikler mekanı dolduruyordu ancak kimse bundan rahatsız değildi. Duvarları boydan boya kaplayan renkli graffiti çalışmaları vardı. Ve ciddi manada harika oldukları su götürmez bir gerçekti.
SooJi onlara doğru koşarak gelen kişiye kilitledi bakışlarını. Yanlarına ulaştığında nefesini düzenlemeye çalışıyordu.
"Suga hyung! Seni daha erken bekliyordum."
Suga? Evet. SooJi henüz görünen yüzünü bile tam olarak tanıyamadığı YoonGi'nin farklı yönünü öğreniyordu burada. Suga, muhtemelen onun burada kullandığı isimdi ve SooJi onun sevimliliği veya beyaz teninden dolayı bu ismi seçtiğine bahse girebilirdı.
YoonGi gülümseyerek karşısındaki çocuğun omuzunu sıkarken SooJi anlamaz bakışlarını YoonGi'ye çevirmişti."Bugün bir misafirim var Hoseok. Okuldan arkadaşım." YoonGi baş parmağıyla SooJi'yi işaret ederken söylemişti. Hoseok'un bakışları SooJi'ye döndüğünde ve başıyla selam verdiğinde SooJi kızarmasına engel olamadı. Hoseok daima gülümsüyordu. Yaydığı enerji muhteşemdi. Bu yüzden onun yanında ister istemez mutlu hissediyordunuz. En azından, SooJi'nin ilk gözlemleri bu doğrultudaydı.
"Merhaba, ben Hoseok!"
"Do SooJi. " Hoseok ona yeniden gülümsediğinde SooJi de onunki kadar içten olması dileğiyle karşılık verdi. Ardından YoonGi grupların arasından yürümeye başladı. Bir yandan da Hoseok ile sohbet ediyordu. SooJi de merakla onları dinliyordu
"Ah, sen dans mı ediyorsun?" YoonGi'ye heyecanla anlattığı şeyi kesip sormuştu SooJi. Hoseok öncelikle gülümseyip onu onaylarken YoonGi Hoseok ile duyduğu gurur belli olacak şekilde cevapladı."Onu dans ederken izlemelisin. Daha önce böylesini görmediğine eminim!" Hoseok mahcup şekilde başını eğerken SooJi bunun için heyecanlanmıştı. Dans edemezdi ama izlemeyi çok severdi.
Köşede, içinde ateş yanan varilin yanındaki bir grubun yanına vardıklarında daha önce birkaç kez gördüğü yüzler dışında diğerlerini tanımadığını farketti SooJi. Bazı zamanlar fakültenin önüne gelip YoonGi'yle birlikte giden kişileri zor da olsa anımsıyordu. Hepsi birbirine sarılıp selamlaşırken kendini biraz garip hissetmişti. YoonGi yeniden SooJi'nin sol tarafına gidip durdu. Onu arkadaşlarıyla tanıştırırken mutluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAMELESS • ☑︎
Fanfiction" Sahip oluş yoktur. Sadece oluş, son nefesi vermeyi, nefessiz kalarak boğulmayı özleyen oluş vardır. " - Franz Kafka. ❄︎❅❆❅❄︎ Min Yoongi / Kim Seokjin bxg