SooJi, birkaç gündür düzgün şekilde yemek yiyemiyor ya da uyuyamıyordu. YoonGi'yi görmediği süre boyunca anlayışlı davrandığı için sürekli kendini sorgulamıştı. Kendine verebileceği bir cevabı yoktu. Sadece YoonGi'ye güvenmeyi seçmişti.
İsimsiz'in en kısa zamanda arayacağına güvenmişti. SooJi'ye şans verdiği için güvenmişti. Son zamanlarda aralarındaki yakınlaşmaya da güvenmişti.
Ancak ne sanıyordu ki? YoonGi'nin YooNa'yı tamamen unutup kendisini seçeceğini mi? Evet, aslına bakılırsa öyle sanıyordu. Yaklaştığını hissetmişti. Fakat her şey YooNa yeniden ortaya çıkana kadardı.
SooJi'ye ulaşmaması ona ihtiyacının kalmadığı anlamına geliyordu. YooNa'yı bulmuştu çünkü. Onunla olduğunu bildiği zamanlarda neler yaptıklarını düşünmek beynindeki yolları tıkıyordu. Öyle ki başka hiçbir şey düşünemiyordu SooJi.
Okulun kafeteryasındaki gürültüyü kulaklığın arkasına atıp artık ezberlediği şarkıları açtı müzik çalardan. YoonGi'nin yokluğunda sadece müzik çalara, şarkılara ve mavi kulaklığa sarılıyordu.
YoonGi'nin sesi kulaklıkta yankılanırken başını masanın üzerindeki koluna yasladı. Karşısında oturan arkadaşı onun bu hallerine alışmıştı iki günde. O yüzden SooJi'yi kendi haline bırakıp elindeki kitabı okumaya devam etti.
SooJi, tamamen YoonGi'ye ait olduğuna karar kıldığı şarkıyı dinlerken bir şeyler onu ağlaması için tetikliyordu. Sürekli içine atarak olanları ve olacakları düşünüyordu. Tarif edemeyeceği duygularla dolarken ağlamak yerine yalnızca titrek nefesler verebiliyordu.
Düşüncelerinden biri de YoonGi hala İsimsiz kalsaydı bu kadar acı çekecek olup olmamasıydı. Şimdi onunla ilgili anılara sahipti SooJi. YoonGi'yle olmanın ne kadar güzel olduğunu öğrenmişti artık. Ve bu anlar aklında bozuk plak gibi tekrar tekrar oynarken canı acıyordu. Şu an SooJi'nin kaybettiği kişiye karşı güldüğü için, SooJi yerine onunla yeni anılar biriktirdiği için, canı acıyordu.
SooJi kulaklarını dolduran sesin getirdiği rahatlık ile gözlerini kapattı. Yorgunluktan ve uykusuzuktan olsa gerek kısa süre içinde uyuyakalmıştı.
YoonGi kafeteryaya girdiğinde etrafta göz gezdirdi. Arkadaşlarını arıyordu ama ondan önce gözüne başka bir beden takılmıştı.
Günlerdir SooJi'yi düşünmesine rağmen görmek içinde bir yerlerde huzursuzluğa neden olmuştu. Ona karşı suçlu hissediyordu. Ya da bir şeyler yapmak zorundaymış gibi...
Yaklaştıkça elinde sıkıca tuttuğu müzik çalarını farketti. Gözleri kapalı bir şekilde onun kulaklığından şarkı dinlemesi içini ısıtmıştı. Yüzüne yayılan tebessümle adımlarını durdurdu ve SooJi'nin ifadesiz yüzünü izledi çok kısa bir süre.
Ardından SooJi'nin yüzünü görebilecek şekilde yanındaki sandalyeye oturdu. Kafeteryadaki gürültüye karşılık ses çıkarmamak için ekstra çaba sarfediyordu. Masada oturan diğer kişiyi yeni fark etmişti YoonGi. Elindeki kitabı bırakıp şaşkın gözlerini üzerine dikmişti. YoonGi sessiz olması için işaret parmağını dudaklarına bastırdı ve tekrar SooJi'ye baktı. Anlaşılan uyuyordu.
Tıpkı onun gibi başını koluna yasladı. Gözlerini hafifçe kısıp karşısındaki sevimli yüz hatlarını inceledi. Evet, o sevimliydi. Güzel bir enerjisi vardı. Gözlerinin altındaki hafif siyah halkalara takıldı gözleri. Yorgun olmalıydı. YoonGi bir ihtimal kendisi yüzünden yorgun olduğunu düşündüğünde ona karşı daha bir şefkatle doluyordu. Vicdan azabı çekiyordu sanki. SooJi'yi üzdüğünün farkındaydı ve bu onu da üzüyordu. Onunla kısa süredir tanışsa bile yokluğunu hissettiriyordu. Hiç durmadan kendisini düşünmesine neden olacak kadar aklına girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAMELESS • ☑︎
Fanfiction" Sahip oluş yoktur. Sadece oluş, son nefesi vermeyi, nefessiz kalarak boğulmayı özleyen oluş vardır. " - Franz Kafka. ❄︎❅❆❅❄︎ Min Yoongi / Kim Seokjin bxg