[1416 ağustos yirmi üç cuma - eldian imparatorluğu shiganshina şehri]
İki komutan ve iki bölük güneşin en zalim olduğu zamanda, terler içinde at sürüyordu Shiganshina şehrine doğru. Üstlerinden aldıkları net ve kesin emire göre Shiganshina şehrinde çıkan kraliyet karşıtı isyanları bastırmak için gelmişlerdi buraya. Çok büyük değillerdi, kasaba çapında bir toplanmaydı ama kimse riske atmak istemezdi.
Krallık sefillik ve açlıkla boğuşurken bu küçücük isyanlar bile kartopu misali, dev gibi olabilirdi; bu yüzden saray ehli bunun hemen icabına bakmaya çalışıyordu. Hele de Kral bu tür her konuda diken üstünde dururken, ufacık bir kelebeğin kanat çırpışı bile büyük bir fırtınaya sebep olabilirdi.
Yüzbaşı Levi Ackerman, Teğmen Karina Primula, Çavuş Jean Cristein, Mikasa Ackerman, Reiner Braun, Annie Leonhart, Sasha Blous, Ymir Fritz ve onlarla beraber altmış kişilik iki bölük çok büyük olmayan isyan için yeterdi artardı bile. Hele ki böyle ulusal bir görev için en uygun insanlar Keşif Birliği'nin kutsal askerleriydi. Kim bilir belki de insanların böyle düşünmesini isteyen birisi vardı.
Levi'nin komutasındaki altmış kişilik birliğin yolcukları planladıkları gibi gidiyordu, şimdilik bir aksilik yoktu. Tahmini varış süreleri bir gün yedi saatti ancak bu süre elbette değişebilirdi, kimse olacakları bilmiyordu ne de olsa.
Yüzbaşı eliyle işaret vererek iki bölüğünde birden yavaşlamasını sağladı. Eski, hayrı kalmamış bir kasabaya varmışlardı. Yolların kenarında hareketsizce yatan cesetler ve köyün içinde yer yer görünen leş kargaları. Sıçanlar ve fareler her yerde cirit atıyor; sinekler, farelerin ve kargaların tiz gürültüsü haricinde bir tane ses bile yoktu. İğrenç koku insanın midesini bulandıracak kadar kötüydü. Hatta Karina'nın burnuna koku dolduğu ilk anda kusmak istedi.
Üstelik kasabada tek bir canlı ibaresi yoktu.
Yüzbaşı burnuna gelen iğrenç kokuyla yüzünü buruşturdu. Kasabaya yaklaştıkça ölü kokusu artıyor ve katlanılmaz bir hale geliyordu. Sokaklarda cesetler vardı ama bu yoğun koku belli ediyordu ki, boş evlerin içi de çürümüş cesetlerle doluydu. Gören herkesin kanını donduracak kadar korkunç bir görüntüydü.
Kasabanım girişine geldiklerinde onları engelleyen Teğmen Karina'nın hiddetiydi. Teğmen anında aklına dolan korkunç düşünceler ile panikle herkesi durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İchirin No Hana ❦︎ Attack On Titan
FanfictionGüce olan arzu muydu insanı canavarlaştıran; yoksa şehvet miydi günahkâr kılan. Belkide sadakâtti insanı köleleştiren. Ancak tek gerçek, tüm bu bilinmezlik denizinde insanı dibe çeken küflü prangalardı. Bazen insanlar bazen de duygular. Levi Ackerma...