21 | Kılıç ve kadın.

42 9 11
                                    

[1416 kasım yirmi altı perşembe - eldian imparatorluğu ]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[1416 kasım yirmi altı perşembe - eldian imparatorluğu ]

"Sizi satılmış köpekler!"

Sarayın büyük avlusunda Bakan Zaphod'un gür sesi yankılandı hiddetle. Onu tutan iki askerden hunharca kurtulmaya çalışıyor ve zorla diz çökmesine rağmen yerinde adeta tepiniyordu.

"Aciz piçler, bu ne cesaret! Bırakın beni derhal!"

Bakanın sesi azalmadığından, onu tutan askerlerden birisi hızla onu omzundan yere doğru itmiş ve yanağını yere sürterek zorla susmasını sağlamıştı. Bakan acıyla inlemeye başlamıştı bu sefer. Nazik canı acıdığından olsa gerek gözlerinden yaşlar boşalıyordu. Birçok insana sorsalar o herifin hayatı boyunda yerlerde sürünmeye layık olduğunu söylerdi.

"Sarayın dışında işler ne durumda Reiner?"

Avluya giriş yapan Binbaşı Hange eldivenlerini ellerine geçirirken soğuk bir biçimde konuştu, avlunun kontorlünden görevli sarışın askerle.

"Bakan Zaphod başta olmak üzere avlu ve avludaki askerler kontrol altına alındı. Saray dışında ise Kaptan Levi ve üç bölük Eren'in askerlerine karşı mücadele ediyor."

Hange kafa salladı ve ağır adımlarla yerde adeta sürünen Bakan Zaphod'un yanına geldi, bir dizi üzerine çöktü ve onu saçından kabaca tutarak biraz kafasını kaldırdı. Artık daha kolay göz teması kurabiliyordu bu çirkin herifle.

"Seninle birebir ilgilenmek isterdim ama şanslısın. Bugün seninle iglilenmek isteyen başka birisi var."

Hange sırıttı ve tek eliyle Reiner'a işaret vererek avlunun arka kapısının açmasını istedi.

"Öyleyse seni Bakan Pixis'e emanet ediyorum."

Pixis'in yüzündeki çarpık gülümseme ile içeriye girişi başta Zaphod olmak üzere onun yaşıyor olduğunu bilmeyen askerler için büyük bir şaşkınlık geçirmelerini sağladı. Zaphod yutkundu, o an tüm vücuduna yayılan ürperti ona ölümün çok daha kolay olacağına haber veriyordu sanki. Yaşamayı fazlasıyla seven, canın yanmasına bile dayanamayan bu herif ölümün bir kurtuluş olduğunu düşünmeye başlamıştı.

"Gözün arkada kalmasın Hange."

Pixis'in ifadesi yumuşak ve gülümsüyor olmasına rağmen korkunç bir hissiyat veriyordu. Hange gözlerini diğer askerlere çevirdi. Daha fazla o çirkin herifle muhatap olmak istemiyordu gerçi bu konudaki Pixis'e fazlasıyla güveniyordu. Eren'i destekleyen askerler yakalanmış ve elleri arkada sıkıca birer asker tarafından diz çöktürülmüş bir şekilde korkuyla bekliyordu. Hange onların tek suçunun emirlere bir bir itaat etmek olduğunun farkındaydı, onları öldürecek falan değildi. Aksine kendi tarafına çekecekti çünkü bu dönemde asker demek güç demekti. Yalnızca sadık askerler olmanın sonucun ihanet sayılması ne kadar adaletliydi acaba.

İchirin No Hana ❦︎  Attack On Titan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin