5 | Yalanlar ve onlara inananlar.

179 22 39
                                    

[1416 ağustos yirmi beş pazar - shiganshina şehri]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[1416 ağustos yirmi beş pazar - shiganshina şehri]

"Yüzbaşının krallıktaki en güçlü asker olduğu su götürmez bir gerçek."

Siyahlı genç hayranlıkla ve gıptayla yanındaki askere seslendi. Kiliseye yapılan baskında en ön safta Yüzbaşı Levi vardı ve gerçekten yüz askere denk olduğu doğru olmalıydı ki, bu abartılı gücü karşılıksız kalmasın.

"Kısa boyuna rağmen böyle güçlü olması çok ironik."

Diğer asker cevap vermişti, sadece o ikisi değil bütün Keşif Birliği Levi'nin gücünün azameti karşısında her seferinde fazlasıyla şaşkınlık yaşıyordu.

"Lak lak yapmaya gücünüz varsa, bu enerjinizi isyancıları yakalamak için kullanın!"

Teğmen Karina Primula, kendi aralarında adeta muhabbet eden iki askeri sertçe uyarmış ve hızla ön safa doğru ilerlemişti.

Yüzbaşı ile yaptığı plan sayesinde isyancıların toplandığı büyük kiliseye hızlı bir baskın düzenlemişlerdi ancak isyancılardan silahlı olanlar ve direnenler vardı. Kaybedeceklerini bilmelerine rağmen inandıkları yalan inançlar yüzünden ölesiye mücadele etmeleri çok acınasıydı. En azından Karina böyle düşünüyordu zira onlar, hakkın -kendilerine göre hak- yolunda cesaretle yürüyorlardı. Ancak bu cesaretlerine aptal cesareti demek daha uygundu, adeta gözleri kör kulakları sağırdı. Kafalarının üstünden uzanan kukla ipleri onların aslında hak ve inanç adı altında nasıl manipüle edildiğini gösteriyordu. Bilakis bunu gören kişi pek azdı, neyse ki gözleri halen açık kalan birkaç insandan birisi Karina'ydı.

"Siz kafirler hangi yüzle buraya girersiniz!"

Kilisenin içinden, siyah giyimli sesi fazlasıyla gür olan adam bağırdı. Elinde kılıç namına hiçbir şey yoktu ama bir kitap tutuyordu. Elindeki kitap İncil'di. Karina'nın yüzünü alaycı ve küçümseyici bir gülümseme kapladı. 'Bir kitaba kılıçtan daha çok güvenen bir aptal.' diye geçirdi içinden. O adamın kim olduğunu tahmin etmek pek zor değildi. Kilisenin papazı olduğu fazlasıyla ortadaydı.

"Kendi uydurduğu yalanlara inanan bir beyinsiz daha."

Karina kendi kendine konuştuğunda, Mikasa ile göz göze geldi. Mikasa onu duymuştu, pek umursuyor sayılmazdı gerçi. Yüzü ifadesizdi ve birkaç saniye Karina'ya baktıktan sonra önüne döndü. Karina'da pek umursamadı zaten. Birisinin duyması çok önemli değildi söyledikleri.

İchirin No Hana ❦︎  Attack On Titan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin