[1416 ekim yirmi dokuz pazar - paradis adası]
Yeni bir adım attı genç kadın, yeni bir nefes aldı. Ciğerleri temiz havadan patlayacakmış gibi oldu. Göğsüne huzursuz bir rahatlama hissi doldu. Ellerini geminin iskelesine dayadı, gözleri kapalıydı. İçten içe birisinin gelip kendisini itelemesini istiyordu ama bunu kendi yapacak kadar cesur veya aptal değildi.
Gemi ağır hareketlerle suyun üzerinde giderken, Karina bu eşsiz görüntüyle ilk defa karşıkarşıyaydı ama gözlerini açıp manzaranın keyfini bile çıkartamıyordu. Zira bedeni fazlasıyla rahatlamış ve gevşemiş olmasına rağmen zihni fazlasıyla dolu olduğundan kendisini bırakamıyordu. Her an tetikteydi, istemese bile bunu yapıyordu.
Parmakları iskelenin nemli tahtasında ritmi tutarken üzerinde hissettiği bakışlar sayesinde gözlerini araladı ve yanında ona bakan kadına ilişti irisleri. Daha önce görmediği güzel bir çehreye sahipti. Kahverengi uzun dalgalı saçları beline lüle lüle iniyordu. Gözleri kahvenginin en asil tonu gibiydi, uzun boyuyla fiziği çok güzeldi. Karina karşısındaki kadından birkaç santim daha uzundu aslında ama kesinlikle onun fiziği ile yarışamayacağını fark etti. Kendisinin aksine kadının etrafına yaydığı aura bile insanı rahatlatıyordu.
"Merhaba."
Kahve saçlı genç kadın, bu amansız bakışmadan kurtulmak adına seslendi. Karina ile hiçbir samimiyeti veya yakınlığı yoktu ama ifadesi ona birçok şey anlatıyordu. Sadece bir anlığına Karina'ya sarılmak ve 'geçecek' demek istemişti. Bir sebebi yoktu bunun. Zira Karina'nın gözleri ve ifadeleri bir şeylerin ilerlemediğini belli ediyordu. Kadın birkaç saniyeliğine kendisini görmüştü. Birkaç saniyeliğine gözlerinin önünden geçen şeyler olmuştu sanki.
"Merhaba, sizde mi Paradis'e gidiyorsunuz?"
"Evet, Nina ben. Memnun oldum."
Karina ona elini uzatan kadının elini sıkmıştı, insanlara karşı nefret dolu olduğu doğruydu ama ona böyle yaklaşan bir kadına kaba davranmak istiyor değildi. Aslında temastan da pek hoşlanan birisi değildi ama zarif bir kadına elini iterek kabalık yapmak istemedi. Hâlâ içinde insanlık namına kırıntılar vardı. Karina birkaç gündür herkese ve her şeye karşı öfkeli olsa bile bu durum yavaştan etkisini azaltıyordu. Unutuyor değildi yalnızca sakinleşmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İchirin No Hana ❦︎ Attack On Titan
FanfictionGüce olan arzu muydu insanı canavarlaştıran; yoksa şehvet miydi günahkâr kılan. Belkide sadakâtti insanı köleleştiren. Ancak tek gerçek, tüm bu bilinmezlik denizinde insanı dibe çeken küflü prangalardı. Bazen insanlar bazen de duygular. Levi Ackerma...