[1416 ağustos yirmi sekiz çarşamba - shiganshina şehri]
Kimi zaman insanları acizce birbirine bağlayan aşk acıyı ve sevgiyi doruklarında yaşatan hislerdi kimi zamanda şehvete düşkün zevklerdi. Ama bazende kendinin bile bilmediğin zihninin en uçlarından gelen sıkı sıkı bağlı bir sadakatti.
Öyleydi ki bu duygular, ne, nereden geldiğini biliyordu insan; ne, ne zaman ortaya çıktığını. Bildiği tek bir şey sıkı bir bağlılık hissetiğiydi başka herhangi bir açıklaması yoktu.
Levi Ackerman bir insanı sevmenin ne demek olduğunu bile tam bilmeyen bir duygusuzdu, Karina Primula ise kendini tanımaya korkan bir köleydi. Öyleki bir duygusuza bile pembe hisleri hissettiriyor, bir köleye bile birisinin kollarında özgür olabilme vaadini veriyordu bu durum.
Levi'nin dudaklarını kadın ile yeniden birleştirdiğinde bu sefer öpüşmeleri derinleşmişti. Karina dudaklarını hafifçe aralamış ve Levi'nin dilini hissetmişti. Zevkten havaya uçuyor değildi bilakis kendisinin istediği dokunuşları hissetmek güzel hissettiriyordu.
Oturduğu yerde geriye doğru yaslanmış ve uzanmalarını sağlamıştı Karina. Elleri Levi'nin boynuna dolanmıştı. Nefes almak için ayrılıklarında gözleri buluştu. Levi'nin sorgulayan bakışlarına karşılık olarak Karina gülümsedi sadece ve adamın üzerindeki üniformaya gitti yavaşça elleri. Parmakları sanki onun tüm bedenini ezberlemek ister gibiydi.
Genç adamın dudakları kadının boynunu bulduğunda eli kadının üniformasının altından beline ulaştı ve hafifçe okşadı. Duraksadı, ardından kadının tam boynuna çok narin bir öpücük bıraktı. Karina titrediğini hissetti. Elleri titriyordu ama buna katlanmak istedi.
Levi diğer eliyle kadının iki elini başının üzerine sabitledi. Onun tirediğini görünce durdu ve Karina'nın yüzüne baktı. Kadının gözlerini dolmuştu. Levi'nin yüzünde okunamaz bir ifade belirdi. Tam geri çekilmek için hareketleneceği sırada Karina'nın gür sesi onu durdurdu.
"Sana aşmak istediğim söyledim, böyle yaşamaya devam etmek istemiyorum. Devam etmeni istiyorum."
Daha önce zorlanmış küçük bir kız çocuğunun gözlerini aradı Levi, kadında. Tam dipte gördü onları. Elleri kolları bağlı bir kız çocuğu ama bütün kelepçeleri kırıp özgür olmak istiyordu sanki.
"Hayatıma bunun korkusuyla devam etmek istemiyorum Levi, lütfen."
Karina'nın sesi iyice kısık çıktı. Levi yutkundu. Onun için aşırı zor olduğunu görüyordu ve kendisini bok gibi hissetmekten alıkoyamıyordu. Anında suçluluk duygusu kapladı içini, kendini Karina'yı zor durumda bırakmış gibi hissetmeye başladı. Ağır geldi bu yük yüreğine.
Kadın, onun gözlerindeki ifadeden anında anladı Levi'nin düşündüklerini. Kafasını iki yana salladı hızla.
"Sakın, sakın! Ben istedim, hâlâ istiyorum. Tepkilerimi kontrol etmek zorlanıyorum evet ama bunu yapabileceğim tek kişisin. Ben, seninle olmak istiyorum Levi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İchirin No Hana ❦︎ Attack On Titan
FanfictionGüce olan arzu muydu insanı canavarlaştıran; yoksa şehvet miydi günahkâr kılan. Belkide sadakâtti insanı köleleştiren. Ancak tek gerçek, tüm bu bilinmezlik denizinde insanı dibe çeken küflü prangalardı. Bazen insanlar bazen de duygular. Levi Ackerma...