24 | Prologue, iki.

35 6 39
                                    

[1417 temmuz otuz cuma - paradis adası]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[1417 temmuz otuz cuma - paradis adası]

Genç kadın gözlerini yıldızlı bir geceye açtı, onu karşılayan ilk şey tahtadan yapılmış bir ev tavanı olsa. Dışarıda hafif bir esinti insanın içine huzur dolduruyordu.

Yan tarafında uyuyan küçük bebeği görünce irkilmeden edemedi. Bir anne olmak, ona çok yabancı bir histi. O bebeğin kendisinin bir parçası olması bile tüylerini diken diken ederken anlayamadığı bir içgüdüsü yüzünden o minik bebeği kucaklamak istedi.

Pek güzel değildi, yeni doğduğundan. Gerçi Karina bunu pek umursamıyordu. O hala bu durumun sıradışılığını kavramaya çalışıyordu. Bunca zamandır savaş alanında olduğundan olsa gerek, kadınsı bir çok içgüdüsü en içine çekilmişti.

Kendi kendine düşüncelere daldığı bir anda içeriye aniden giren birkaç kişi yüzünden odağı dağıldı. Önde Nina ve Pieck olmak üzere onları Maritz ve Zeke takip etmişti.

"Tebrik ederim!"

Pieck heyecanla konuştuğunda Karina sessizce onlara baktı. Ne demesi gerektiğinden pek emin olmadığından sessizliğe gömüldü. Nina ona hafifçe gülümsedi ve Karina'nın yanına oturdu.

"Geçmiş olsun, bir süre dinlensen iyi olur."

Karina'nın bir elini destek verircesine sıkıştırmıştı. Karina ona minnettar gibi hissediyordu. Eh buraya gelmesi bile fazlasıyla olaylıyken kimseye kolayca güvenmeyeceği belliydi ama Nina onun daha önce pek hissetmediği kadar samimi geliyordu. Hemde bu samimi duygularını onca yaşadığı şeye rağmen kendisine hissettiriyordu.

"Teşekkür ederim, hâlâ kavramakta zorlanıyor olsamda."

Karina gözlerini kaçırarak konuştuğu. Bu çocuğu doğurmaya karar verdikten sonra böyle iradesizce davranması kendisinin de hoşuna gidiyor sayılmazdı. Elbette küçük bebeğin hiçbir suçu olmadığını biliyordu ama ona her baktığında, gözlerinin önüne Levi gelmişti istemsizce.

"Böyle bir dünyaya gelmiş olman korkunç ama madem doğdun sana en iyi şekilde bakacağız."

Zeke uyuyan küçük çocuğa doğru iyice eğilmiş ve bebeğin burnuyla oynamıştı. Doğalı çok az olduğundan hala aşırı minikti.

"Sakalların batacak çocuğa, çekil kenara."

Nina sarışın adamı bebekten uzaklaştırmıştı. Ardından Pieck çocuğu iyice incelemiş ve sevgi sözcükleriyle fazlasıyla övmüştü. Hatta bu tür şeylerle pek ilgisi olmayan Maritz bile çocuk gözlerini hafifçe açtığında korkuyla da olsa çocuğu kucağına almıştı.

Karina yutkundu kendisinin aksine bu çocuğun bir ailesi olacak gibiydi. Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Nasıl hissetmesi gerektiğinden emin değildi ama mutlu olmak zorunda hissediyordu. Kendi çocuğu doğmuştu. Onun hiçbir günahı ve suçu yoktu. Karina kendi iradesizliğinin sonucunun minik bir bebeğe asla yüklenemeyeceğini biliyordu.

Yanlış hissettiğini biliyordu ve bu düşünceleri zihninin en derin dehlizlerine saklamaya karar verdi. Her ne olursa olsun kendi çocuğu doğmuştu ve etrafındaki insanlar bundan gayet memnundu. Bu sefer gerçekten hayatını adayacak bir kişi bulmuştu üstelik bu bir kılıç değildi.

Gözleri odada gezindiğinde yüzünde bir gülümseme oluştu bu sefer. Bu ortam fazlasıyla sıcak hissettirdi kendisine. Sanki herkes ona sıkıca sarılıyor ve gülümsüyor gibi hissediyordu. Karina ilk defa başına gelenler yüzünden kötü hissetmedi. Hatta ilk defa buraya sürgün edildiği için mutlu hissetti. Çünkü bu hissettiği manevi sıcaklığı hiçbir yerde bulmayacağından emindi.

Üstelik fazlasıyla şaşkındı, minik bir bebek resmen bütün düşüncelerini değiştiriyordu. Hayrete düşmeden edemedi. 'Umuyorum ki, her çok çok daha güzel olacak" içinden geçirdi yüzündeki hafif gülümsemeyi bozmadan.

Karina bebeği kucağına aldığında ise bırakmak istememişti. Sanki secdeye yatıp kaderinin güzelliği için teşekkür edecekmiş gibi hissediyordu.

Karina ilk defa gerçekten bir adım ilerlemişti. İlk defa arkada bıraktıklarını düşünmeden uyumuştu. Diğer günlerinin de böyle olmasını umarak.

Ve karar verdi, hayatını küçük bebeğine adayacaktı. Hala güvenmesede bu aile sıcaklığı çok hoşuna gitmişti ve bu bebek için bu sıcaklığı korumak istedi.

Karina Primula gerçekten ömrünü kendi çocuğuna kurban etmeye karar verdi.

-lavi.

İchirin No Hana ❦︎  Attack On Titan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin