Pratisyen Hekim olan Cansu katıldığı bi davetten kendisine gelen bir telefonu cevaplamak için dışarı çıkar.İçeri geri döndüğünde ise yürürken biriyle çarpışır ve üstüne dökülen alkol cansu için son damla olur
-Körmüsün kardeşim!
BÖLÜMLER YETİŞKİN İÇ...
Çalan telefonuma baktım +39 ile başlayan bi numaraydı telefonu merak edip açtığımda karşıdan duyduğum Bianca nın sesiyle gülümsedim -Merhaba canım müsait miydin diyen şen şakrak sesi benimde enerjimi yükseltmişti -evet bianca müsaitim dediğimde -molto bene o zaman shopping timeeee dediğinde italyanca ingilizce ve türkçe karışımı sözlerine güldüm -bu akşam nöbete kalıcam yarına ne dersin dediğimde aaaaa diye bi ses çıkartmıştı itiraz edercesine -tamam, yarın gidelim o zaman hatta sen bize kahvaltıya gel sonra gideriz ne dersin dediğinde Alessandroyla öpüştüğümüz anlar tekrar gözümde canlandı arkama bakmadan depar atarak kaçmam ahhh rezillik. -kahvaltıya gerek yok dışarda yapalım dedim amacım Alessandroyla daha az karşılaşmaktı -tamam ben sana konum atarım mekan dediğinde bozuk türkçesi ve aksanı komikti -arrivederci dediğimde kahkaha atarak güldü ve arrivederci tatlım diyip kapattı.
Nöbetim bitmişti ama eve gidicek halim kalmamıştı eğer bikaç saat uyumazsam Biancaya enerjim yetmeyecekti yarın airpodsumu takıp taksi durağına yürümeye başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yüzümde hissetiğim karıncalanmayla gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey bir çift mavi göz. Güzel güzel bakan mavi gözler sonra evime nasıl girdiği dank etti -sen buraya nasıl girdin dedim yanağımdaki elinden destek alarak yatakta dik oturdum -telefonunlarımı açmadın zili çaldım onu da açmadın Bianca da sana ulaşamadığını söyleyince bende çilingirle girdim dediğinde kafamı salladım ona -ben uyuyakalmışım saat kaç ki dediğimde diş macunu reklamında oynayabilecek kadar güzel olan dişlerini bana sunarak gülümsedi -11 dediğinde panikle hemen yataktan kalktım -NE! sonra üstümü giymeye üşenip kilotum ve sütyenle yattığım aklıma geldi üstüme yorganı aldım hemen -Bianca çok kızdı mı kahretsin ya dediğimde telaşlı halime gülmüştü çünkü telefonumun şifresini 5 defa yanlış girmiştim ve 1 dk beklemem gerekiyordu tekrar şifreyi girmek için Alessandro'nun bana uzattığı telefonla Biancayı aradığını gördüm telefonu alıp kulağıma yasladım ve karşı taraftan italyanca bişey söyleyen Bianca'nın telaşlı sesi duyuldu -sta bene( iyi mi?) -bene bene (iyi,iyi)dediğimde Alessandro ve Bianca aynı anda güldü -uykum biraz ağır da ondan şey edemedim kusura bakma olur mu hemen hazırlanıyorum dediğimde beni onaylayıp kapattı. Telefonunu Alessandroya geri uzattım ve -teşekkür ederim dedim aklıma dank eden şeyle kaşlarım çatıldı ve ani panikle -kapım bozuldumu yani dedim panik halime güldü ve cevap vermeden yataktağımdan kalkıp odadan çıktı bende hemen banyoya girip dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadım. Ne giyiceğime karar verince giyip odadan çıktım Alessandro gömleğinin kollarını katlamış benim küçük mutfağımda bana kahvaltı hazırlıyodu ve şu an cücelerin evine giren pamuk prenses gibiydi bu haline güldüm bu beni farktemesini sağladı ve ocağın altını kısıp beni tezgahla arasına aldı -hmmmmm komik olan nedir -çok büyüksün mutfağıma bile sığmıyosun dediğimde bu onun egosunu okşamıştı sanırım zaten dik olan geniş omuzlarını dahada dikleştirdi -sen ekmekleri tavada ısıt yumurta nerdeyse olmak üzere dediğinde kafamı salladım ve tezgahla arasından çıkıp ekmekleri kızarttım
Güzel geçen kahvaltının ardından Alessandro beni nişantaşına bırakmıştı ve Bianca ile canımız çıkana kadar gezmiştik bi ara Bianca beni zorla iç çamaşırı mağazasına sokmuş ve bana aşırı açık gecelik ve iç çamaşırları almıştı her ne kadar itiraz etsemde çoğu şeyi kendi parasıyla almıştı şimdiyse bi kafede oturmuş kahve içiyorduk -bi gün sana italyada kahve içirmem lazım bayılırsın aşırı sert ve güzel dediğinde -belki bi gün gelirim italyayı merak ediyorum dediğimde gülümsedi -eeee anlat hadi dediğinde hafif gülümseyerek -neyi anlatiyim? Dediğimde bana imayla bakmaya başlamıştı -Alessandroyla nasıl tanıştığınızı dediğinde haaa diyip anlatmaya başladım çokta ayrıntıya girmeden. ... -sonra da Alessandro bana yardım etti ve beni ordan götürüp sakinleştirdi o an o orda olmasaydı kim bilir başıma ne gelicekti dediğimde masada duran elimin üstüne Bianca'nın ve elini hissetim -ahhhh canım Alessandro seni her daim koruyup yanında olucak dediğinde gülümsedim -Bianca sen Alessandronun her şeyini bildiğini söylemiştin değil me -no no no tatlım her şey değil bazı şey dediğinde hmmmm diye bir ses çıkardım -peki aşık olduğu kadını tanıyor musun? dediğimde kahkahayı basmıştı -elbette canım benim elbetteki tanıyorum dediğinde içimdeki dolup taşan merak beni ele geçirmişti artık kendimi kontrol edemiyordum -peki o elizabeth mi dediğimde Bianca suratıma bön bön baktı sonra söylediğim şeyi algıladı ve elini elimin üstüne yerleştirip -elizabeth mi tanrı aşkına cansu gözlerini aç lütfen dediğinde bozulmuştum gözlemlerim sonucu söylemiştim zaten Bianca ile sohpetimizi Alessandro'nun araması üzerine bölünmüştü. -Alessandro si....si diyip italyanca bişeyler konuştuktan sonra Bianca telefonu kapattı -Alessandro bizi alımaya gelicek tatlım dediğinde onu görmek beni biraz giriyordu özellikle öpüştükten sonra . Alessandro'nun öpüştükten sonra bunu yok sayması beni üzmüştü ve bi anda bunu biancaya anlatmadığımı farkettim Bianca her ne kadar Alessandro'nun teyzesi olsa da biz arkadaştık -Alessandro beni öptü dediğimde Bianca imalı bi şekilde gülümsedi -Hmmmmm peki sen ne hissettin canım dediğinde benim düşüncelerimi önemsemesi onun iyi bir dost olduğunun göstergesiydi -ben...ben çok yoğun hissettim karmaşık hissettim aslında emin değilim ama şu an aklımda deli gibi sorular var dediğimde -nedir onlar dediğinde hemen cevap verdim -en merak ettim şey neden bişey olmamış gibi davrandığımız? Pişman mı? Güzel miydi? Başkasını severken neden beni öptü? bunları düşündükçe içinden çıkamıyorum dediğimde Bianca biraz susup ardından konuşmaya başladı -Başkasını sevdiğini de nerden çıkardın belkide senden hoşlanıyordur? dediğinde kafam daha çok karışmıştı derken arkamdan önümde düşen gölgeyi hissettim ardından yanağıma değen yumuşak dolgun dudaklarla nefes almadığımı acıyan ciğerlerimle anladım kendisine özgü olan o kokusu yine beni mest etmişti Biancayı da öpmüştü ve poşetlerimizi alıp ayağa kalktı daha doğrusu benim poşetlerimi Biancanın poşetleri arabasındaydı ben direkt eve giderim ve karışmasın diye arabaya koydurtmamıştım ama Alessandro poletlerimi almış ve kendi arabasına koymuştu içine bakmasa bari.
Yemek yiyiceğimizi yere gelmiştik zaten çok uzakta olmayan bi restorandı buraya daha önce gelmiştim burak hocayla aklımdakileri dağıtıp Alessandro ve Bianca ya odaklandım Bianca önündeki menüyü inceliyordu bense çoktan kararımı vermiştim -ben sushi yemek istiyordum dediğimde Bianca yüzünü buruştudu -tanrı affetsin balıkları hiç sevmem dediğinde bu haline gülmüştük. Garson geldiğinde Alessandro kendisine ve bana karışık set sushi söymemişti Bianca ise iskender yiyicekti ve aşırı komikti masamızın neşesiydi adeta -oooo kimleri görüyorum burda diyen gamze hanımı ve kolunda ki kocası burak hocayı gördüğümde yüzüm düşmüştü onlarla oldukça az muhattap olmak istiyordum -katılabilirmiyiz diyen Gamze hanımla bakışlarım yanımdaki Alessandro ya kaymıştı nezaketle elini buyrun anlamında uzatmıştı Gamze hanım Bianca'nın yanına Burak hocaysa benim yanıma oturmuştu -Alessandro sandalyemi kendine çekmişti sanırım o da burak hocanın yanıma oturmasından rahatsız olmuştu gerildiğim için sürekli parmaklarımla oynuyordum Burak hocayla da karısıyla da aynı ortamda bulunmak istemiyordum gamze hanım bişeyler söylüyordu binaca ise onu dinliyordu ama çokta ilgili değildi -Cansu bu aralar seni çok az görüyorum işte, yoksa kaytarıyormusun diyip gülmüştü kendince şaka yapmıştı sanırım -ben sadece işimi yapıyorum ayrıca ilgilenmemi istediğiniz şeylerle ilgilendim ve kendi işimede saatinde gelip gidiyorum gamze hanım dediğimde sahte bi şekilde gülüp -sadece şakaydı cansucum bu kadar ciddiye alma Yemeklerimiz gelmişti ve çoktan masaya servis edilmişti masanın başında Burak hoca oturuyordu o yüzden ondan istemek istememiştim bu yüzden gamze hanımdan istedim -Gamze hanım soya sosunu uzatabilirmisiniz dediğinde gamze hanımdan hiç beklemediğim bi cevap almışıştım
