Çok Fazla

8.3K 139 4
                                    

Pilotun anonsuyla uykumdan uyandım. Gözlerimi açar açmaz gördüğüm ilk şey kolunun kafasına yaslamış beni izliyen bir çift göz oldu. Çok güzel bakan bir çift göz. Söylediğim şeyde mantık armayarak günaydın diye mırıldandım nazlı bi şekilde cevabını dudaklarımızı birleştirerek verdi

Uçak iniş yaptığında Alessandro elini belime dolayarak bizi bir beden haline getirmişti belime sardığı koluna tutundum çok uzun süre uyuduğum için olsa gerek kaslarım tutmuyordu her an düşebilirdim. Uçağın merdivenlerinden inerken bile Alessandro gitmemişti bir basamak indikten sonra hemen bana dönüp beni kontrol ediyordu iyi olduğumu söylemiştim ama pek bi işe yaramamıştı anlaşılan merdivenlerden inince ayaklarım asfalta bastığında kendimi iyi hissettim. Alessandro elimi tutarak beni bi arabaya bindirdi ardından kendisi de bindi ve araba çalışmaya başladı

Bi marinaya yaklaştığımızda Alessandro ya anlamsızca baktım zaten uçağa binmiştik mide bulantım sıcak havanın etkisiyle devam ediyordu şimdi bide gemiye mi binicektik
-gemiye mi binicez dediğimide alessandro sesimden bu durumdan hoşnut olmadadığımı anlamış olsa gerek
-bi sorun mu var bebeğim dediğinde mızmızlanmak istemiyordum sonuçta adam benim için neler yapmıştı dünyanın ta diğer ucundaydık
-hayır, sorun yok dediğinde gülümsedi ve avcundaki elimin üstüne öpücük kondurdu.

Gemide oturmuş alessandro'nun gelmesini bekliyordum nereye gittiğimizi bile bilmiyordum yat şu an hareket etmese de yinede sallanıyordu ve midem hala bulanıyordu biraz açtım aslında ama yemek yemeye de korkuyordum kusmamak için.
-Bebeğim bana seslenen alessandroya doğru baktım yukarıdaydı kaptan köşkündeydi
-hadi yanıma gel dediğinde hemen ayaklandım ve içeri girip merdivenlerden yukarı çıktım Alessandro tek başımaydı
-gitmeye hazır mısın? dediğinde ağırca kafamı salladım alessandro sıcaktan kızarmış yanaklarıma birer öpücük bırakıp gemiyi hareket ettirmeye başladı
-bekle...Ne sen mi kullanıcaksın dediğimide tek kaşını kaldırarak bana baktı
-evet? dedi sesimi taklit eder gibi
-gemi kullanabildiğini bilmiyordu şaşırdım o yüzden diye bi açıklamada bulunduğumda kafasını sallayarak beni yanına çağırdı hemen gidip kollarının arasına girdim ve o denize bakarken ben onu izliyordum dayanamayıp onu öpmeye başladım yüzünün her tarafına öpücüklerimi sıraladım

Gemi bi adaya yaklaşrığında adayı incelemeye başladım.Dikkatimi ilk çeken sahile pek yakın olmasada uzaktaki beyaz evdi. Ev demek yersizdi sanırım saraydan bi farkı yoktu kocaman beyaz bi ev iskeleye yanaşırken 5-6 kişinin bizi orda beklediğini gördüm Alessandro gerçekten ada falan mı kiralamıştı yoksa otelmiydi burası bunu ona sormayı aklıma not edip adayı incelemeye devam ettim.

Alessandro yatı iskeleye yanaştırdığında birlikte yattan indik. Bizi bekleyen kafileyi gördüğümde şaşırdım uzaktan daha az gözüküyordu hepsi de ingilizce konuşuyordu.
4 tane kadın hizmetli 3 tane de erkek hizmetli vardı bu adada hepside gayet saygılı ve güleryüzüydü daha fazla güneşe dayanamadığımdan tanışma faslını erken bitirdik ve Alessandro ile birlikte yürümeye başladık baş başa kalmamızı fırsat bilerek ona döndüm
-burası cennet falan mı dediğimde gülüşü beni hipnotize etti adeta bir anda dudaklarına yapıştım

Ayrıldığımızda bizi izleyen çalışanları gördüğümde utanıp kafamı Alessandro'nun boynuna gömdüm ve orda soluklanırken kolusunu derince içime çektim-burası otel mi dediğimde Alessandro gülmeye başladı -sence dediğinde kafamı gömdüğüm yerden çıkartıp...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayrıldığımızda bizi izleyen çalışanları gördüğümde utanıp kafamı Alessandro'nun boynuna gömdüm ve orda soluklanırken kolusunu derince içime çektim
-burası otel mi dediğimde Alessandro gülmeye başladı
-sence dediğinde kafamı gömdüğüm yerden çıkartıp bakışlarımı ona kenetledim
-yani neden olmasın ki burası çok güzel ama çok pahalıdır kesin lütfen itiraz etme tatil masraflarımızın yarısını ben karşılamak istiyorum dediğimde alessandro ciddileşti
-bebeğim benim param diye bişey yok bu bizim paramız ve ayrıca beğenmene sevindim burası bizim dediğinde inanamadım buna
-yani burası senin adan mı dediğimde Alessandro sabrını dönüyormuşum gibi bana bakıyordu derin bi nefes alıp cevap verdi
-bizim adamız. Burayı ilk aldığımda gözümda canlanan tek şey seninle burda olmaktı. Okyanusta yüzmek, Güneşlenmek, Spor yapmak, Bişeyler ekmek, Çocuklarımızla burda koşturmak...... Hayali bile o kadar güzel ve imkansızdı ki hala burda, benim olman rüyaymış gibi dediğinde bu kadar açık sözü olması beni hem uatdırmış hemde çok hoşuma gitmişti beni geleceğinde de görmesi benimle birlikte planlar kurması
-bu çok fazla değil mi ama? Ada almak biraz tuhaf oldu dediğimde kafasını reddedercesine salladı

Alessandro bana sarayı gezdirdiğinde ağzımın suyu akmıştı adeta inanılmaz güzeldi içinde kapalı havuzu ,hamamı ,saunası bile vardı. Buraya aşık olmuştum kesinlikle
-şuraya daha fazla hayran hayran bakmaya devam edersen ateşe vericem şimdi dediğinde güldüm Alessandro ile ilgili öğrendiğim şeylerden birisi de inanılmaz derecede kıskanç olmasıydı canlı cansız ayrımı yapmadan herşeyden ve herkesten kıskanabiliyo oluşu bazen komik oluyordu. Söylediklerine güldüm ve girdiğimiz odayı incelemeye başladım. Koyu beyaz ve gri ağırlıklı bi odaydı ve inanılmaz büyüktü odanın ortasında kocaman bi yatak vardı giyinme odası için ayrılan kısımı tuvaleti kocaman balkonu pencerenin yanındaki geniş koltuk bu oda şaheser değerindeydi sonunda odayı incelemeyi bitirdiğimde alessandro ile göz göze geldim ve o an aklıma bu odanın hatta bu adanın fiyatı geldi kendimi kesinlikle suçlu hissediyordum parasını yiyen bir kadın gibi
-bu çok fazla dediğimde alessandro gözlerini bir an olsun benden çekmemişti
-hayır bebeğim senin için neler yapmak istediğimi bilsen bu onların yanında bi hiç kalır. Alessandro benimle ciddi düşündüğünü ilk başından beri belli etmişti ama zaman bize ne göstericek bilmiyorduk bile bi an bunun bana gerçekten fazla geldiğini hissettim
-Alessandro ilerde ne olucağı belli değil böyle bi yatırım yapman yani bana sormadan böyle büyük bişeyi alman doğru değil dediğimde Alessandro'nun suratı bana gözlerinden ışın çıkan bi sıfatı hatırlattı ciddi manada sinirlenmiş olmalıydı
-bak birbirimizi yeni yeni tanıyoruz zamanın ne göstericeğini bilemeyiz mutsuzum demiyorum ama bu bana fazla geldi yani bu büyük bi karar paranı böyle harcayamazsın üstelik daha sevgili olalı bikaç gün oldu dediğimde Alessandro odada yürümeye başladı yumruklarını sıkıp açıyor sık sık nefes alıyordu sakinleşmeye çalıştığını anladım ve üstüne gelmedim.
-Söylediğim herşeyin arkasındayım Cansu sen beni yani tanıyo olabilirsin ama ben seni daha uzun süredir tanıyorum ve duygularımda da eminim diyip kapıya doğru yürüdü ve çıkmadan önce bana dönmeden
-duş alıp dinlen bavulunu odana çıkartmalarını söylerim diyip kapıyı kapattığında kafamdaki milyonlarca soruyla beni baş başa bıraktı

Duşumu almıştım ve bavulumu açıp içindekileri yerleştirmeden yazlık mavi elbisemi ve iç çamaşırımı çıkartıp giyindim saçlarımı kurutup makyajımı yaptım Alessandro bu süre boyunca yanıma bi kere bile gelmemişti hem acıkmıştım hemde Alessandroyu merak ediyordum gururu kenara bırakıp odadan çıktım ve aşağıya indim salonda Alessandro yoktu mutfağa yöneldim ve çalışan kadınlardan birinden su istedim suyu bana verdiğinde ona teşekkür ettim aklım hala Alessandrodaydı
-pardon birşey sorabilir miyim? dediğimde hafif yaşlı olan kadın bana gülümsyerek kafasını salladı
-Alessandro'u gördünüz mü acaba dediğimde kadın yarım ingilizcesiyle adada olmadığını söyleyince teşekkür edip evden çıktım ve okyanusa doğru yürüdüm geldiğimiz yat yoktu aklıma gelen kötü şeyleri atmaya çalıştım ama başarılı olamadım ya beni burda bırakıp gittiyse diyordu bir yanım o zaman napardım yanımda telefonum bile yoktu bir zamanlar çok sıcak olan kumlar yavaşça soğuyordu güneşte yavaşça batmaya başlamış gökyüzü turuncuyla pembenin karışımı bi renk almıştı

Hava kararmıştı ama ben hala kumların üstünde oturuyordum burda az ışık olduğundan gökyüzünde ilk defa böyle çok yıldız görmüştüm üşümeye başlamıştım ama Alessandroyu beklemekten de vazgeçmiyordum deniz zifiri karanlıktı bu beni biraz korkutuyo olsa da arkamdaki adanın ışıklandırması beni rahatlatıyordu

Umudumu yitirmiştim Alessandro hala gelmiyordu zaman kavramını yitirmiştim çok üşüyordum ama kendime bu eziyeti yapmaya devam ediyordum derken bi ışık gördüm okyanusta bi nokta gibiydi ama onu gördüm. Işık yaklaştıkça gözlerim doldu doldu artık yat iskeleye yanaştığında bi adam koşup yatı iskeleye bağladı içinden çıkan alessandroyu görmek son noktam olmuştu gözyaşlarım gözlerimden boşalmaya başlamıştı.

Love...Love...Love (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin