Beni Korkutan...

5.2K 112 19
                                    

Duştan çıktığımızda Alessandro'yu odadan zor atmıştım ama o giyinme odasına girip tekrar odaya girdiğinde gülmeden edemedim
-Cidden sapık olduğunu düşünmeye başlıyorum dedim şakayla karışık kızarken. Ağır adımlarla yanıma yürüdüğünde elimi ona doğru uzatıp çıplak göğsüne koydum.
-Bana öyle bakmayı keser misin lütfen dediğimde söylediklerim bi önem teşkil etmezcesine burnumun dibine girmişti.
-senden uzak kalmam imkansız bunu benden istemen çok saçma dediğinde gözlerimi devirdim
-aşkım biraz abartmadın mı sencede alt tarafı üstümü giyinmek istedim yanlız başıma .
-inan bana bu sakin halim dediğinde güldüm duygularını uçlarda yaşıyordu ama bu beni rahatsız etmiyordu.

Üstüme Alessandro'nun evine gelmeden önce giydiğim şeyleri geçirip aşağıya indim.
-bebeğim diyip bana elini uzatan adama baktım kısa sürede herşeyim olmuştu çalan kapıyla kendime geldim çevremizdeki görevlileri gördüğümde şaşırdım ne zamandır ordalardı. Dün dağıttığımız şeyleri onların toplamış olması beni utandırmıştı. içeride yankılanan şen sesle gülümsedim kapıya doğru yürüdüğümde Biancayı görünce Alessandro'nun elini bırakıp ona doğru gittim ve içten bi şekilde ona sarıldım
-Buon pomeriggio dediğinde güldüm
-bu da ne deme dedim bainca hafif benden uzaklaşarak sahte kızgın bakışlarıya
-sana italyanca öğretmenim vakti geldi dediğinde usulca kafamı salladım

Bianca bizimle ikinci kahvaltısını ederken bense tripli bi şekilde oturuyordum. Alessandro beni elini bıraktığım için cezalandıracağını söylediğimde ona gülmüştüm ve onu kızdırmak için bunu yapamıycağını belirttiğimde ikimizde diklenmeye başlamıştık o ciddi manada olmasa da bana bebeklik ettiğimi ima ettiğinde ağzımı tek bir kere bile açmamıştım. Sanırım bana zaman vermek istiyor olucaklar ki masada tek çıkan ses çatal bıçağın tabağa sürtme sesiydi. Zaten kötü olan midem çayla birlikte daha da kötü olmuştu Alessandro'nun elindeki ekmeğe baktım o ekmeği yemek istemiştim birden yavaşça üstüne peynir sürerken ona bakmamaya çalışıyordum ama bu çok zordu
-al bakalım bu kadar alınganlık yeter dediğinde gözlerim doldu ne olduğunu bende anlamamıştım cidden şu an göz yaşlarım benden izinsiz akıyordu silsemde yenileri hemen geliyordu. yüzümde hissettiğim ellerle ona baktım
-bebeğim özür dilerim öyle söylemek istemedim çok üzgünüm gerçekten.
Gözyaşlarımı tutamıyordum koşarak masadan kalktım ve tuvalette girdim kapıyı kapatma zahmetinde bulunmadım nasıl olsa o kapı açılacaktı yinede klozete eğildiğimde sabah içtiğim o çayı kusmaya başladım. Çok geçmeden Alessandro yanımda yerini almıştı midemde kusucak bişey kalmadığında klozete turunarak ayağa kalkmaya çalıştım ama bunu yaparken pekte başarılı olduğum söylenemezdi ellerim çok güçsüzdü kendimi kaldıramadımda içimde öyle bir his oluşmuştu ki Alessandroya sarılarak hüngür hüngür ağlamaya başladım. Kendimi toparladığımda artık mutlu hissediyordum Alessandro sessizce sırtımı ve saçlarımı okşuyor beni sevdiğini kulağıma fısıldıyordu. Bu dengesizliğime anlam verememiştim sanırım bastırdığım duygularımın dışa yansımasıydı yada hormonlarımda bi takım sorunlar vardı bunu aklıma not ettim ve kafamı Alessandro'nun göğsüden kaldırdım. Alessandro'nun kızarmış gözlerine baktığımda onu korkuttuğumu ve üzdüğümü anladım. Başımı yere eğip acıyan boğazımla konuştum
-özür dilerim dedim mahcubiyetle.
-Cansu... Neyin var sevgilim, Sorun ne? Bunu benimle konuşabilirisin ne olursa olsun yanında olduğumu ve olacağımın farkıdasın değil mi bebeğim dediğinde beni böyle sevmesi bile duygulanmama ve gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.
-Sen sustukça aklıma bürsürü şeyler geliyo ve inan bana kendimi kontrol etmem giderek zorlaşıyo biri bişey mi dedi az önce söylediklerimdense özür dilerim bebeğim. Lütfen bişey söyle. Derin bi nefes alıp konuşmaya başladım yavaşça
-Ben neler oluyo anlamıyorum bi anda kendimi kontrol edemedim çok özür dilerim gerçekten dedim gözlerimden yine ve yine yaşlar gelirken
-Bebeğim şhşhşhş... bişey yok bitanem... Biraz uzanmak ister misin dediğinde kafamı hayır anlamında salladım
-ben acıktım biraz dediğimde alessandro beni kucağına alarak ayağa kalktı beni yerden ağırlığım yokmuş gibi kaldırması beni şaşırtmıştı aklıma bianca geldiğinde daha çok utandım ve kafamı Alessandro'nun boynuna gömdüm. Dudaklarımda hissettiğim baskıyla hemen ona karşılık vermeye başladım. Bu seferki öpüşü şefkatliydi kısa ama etkili bir öpücüktü masaya geri geldiğimizde Alessandro beni oturttu ardından kendi sandalyesini de dibime çekti biancaya utançla bakıp özür diledim masadan kalkıp gittiğim için
-Tatlım sen iyi olduğu zaman benim için hiç sorun değil yani dediğinde bozuk türkçesine güldüm Biancanın türkçesi çokta iyi değildi ama aynı şeyi Alessandro için söylemek mümkün değildi aksanından türk olmadığı anlaşılıyordu ama baya profesyoneldi.
-Bebeğim diyen alessandroya baktığımda ağzıma yaklaşan peynirli ekmeğe baktım kokusu burnuma gelince midem yine bir kötü olmaya başladı ve kafamı başka tarafa çevirdim
-Çek şunu çok kötü kokuyo dedim elimle de itmeye çalıştığımda alessandro bu tepkime anlam verememiş olucak ki peyniri kokladı
-bebeğim bu senin en sevdiğin peynir dediğinde omuzlarımı silktim son kullanma tarihi geçmiş olabiliceğini söylediğimde alessandro sinirle peynir kutusunu uzağa koydu.

Love...Love...Love (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin