Bölüm 37

1.4K 189 54
                                    

(Arka arkaya bölümler attığım zaman sorunlar oluyo o yüzden LÜTFEN önceki bölümleri okuyup okumadığınızdan emin şekilde devam edin. İyi okumalar!~)

--------

''Giyinin. Onları takip edeceğiz''

Seonghwa gence şaşkın halde baktı ''Onlarla çıkmamıza izin yok!''

Yunho'nun gözleri parlıyordu ''Kurallar ne zamandır benim umurumda? İki türlü de bu evde çürümeye mahkumuz ve Mingi üstüne yemin ederim ki buna hiç niyetli değilim'' dedi ve ayağa kalkıp odasına gitti.

San da bir iç çekip ayağa kalkınca Seonghwa ona bir bakış attı ''Sen de mi gideceksin?''

''Kardeşim gibi gördüğüm kişiyi yapayalnız bırakamam değil mi? Ayrıca ona katılıyorum''

Seonghwa'nın gözleri büyüdü ''Bunun başımıza ne çeşit belalar açabileceğinin farkında mısın?''

San sırıttı ''Ben belayı severim. Bu saatten sonra işler ne kadar kötüye giderse gitsin kaçmaya razıyım''

''İkiniz de benim başıma belasınız'' dedi Seonghwa da ayağa kalkarken.

Üçü de üstünü değiştirip evden çıktı ve sevdikleri kişilerin kokusunu takip ederek yürümeye başladı.

''Ne kadar da heyecanlı! Sonunda başka kurtlarla tanışacağız!'' dedi Yunho mutlu bir şekilde.

Belli etmeseler bile hepsi aslında bu konudan dolayı heyecan içindeydi.

---

Jisung ve Minho'nun içi rahat değildi. Bir şekilde bir çeşit tehlikenin yaklaştığını hissediyorlardı ama bunu belirtip herkesi alarma geçirmenin bir anlamı olmazdı.

Kısa süre sonra ağaçların arasından sesler duydular ve hemen sonrasında kısa boylu bir vampir gördüler. Yabancıyı gören herkes savunmaya geçmişti.

Karşısındakilerin kafası karışık ve korkmuş ifadelerini gören Hongjoong sırıttı ''Selaaaam! Naber?''

''Sen kimsin?'' diye gürledi Jisung.

''Ah pardon, terbiyem nerede benim? Belki bunu görmek size yardımcı olur'' dedi Hongjoong boynundaki kolyeyi eline alıp havaya tutarak.

Hyunjin ve Jeongin'in ağızları açık kalırken Chan ve Changbin yumruklarını sıkmıştı. Felix ve Seungmin yabancıya çok yakındı ve korkmuş görünüyorlardı.

''Sokak Canavarları'' dedi Jisung, Hongjoong da onu başıyla onayladı.

''Aferin sana, 100 puan aldın. Şimdi bu tatlı konuşmayı bırakıp işimize dönelim. Bana aranızdaki kurtları, yavruyu ve annesini getirin. Dediğimi yapmazsanız şiddet kullanmak zorunda kalırız''

Hongjoong konuşurken Mingi, Wooyoung, Jongho ve Yeosang da arkasından belirmişti. 

Chan ve Changbin onları korumak için Seungmin ve Felix'in önüne geçerken Jisung Jeongin'e doğru gitti ve Luna'yı ondan alıp Seungmin'e verdi. 

''Luna'yı alın ve Felix'le birlikte içeri gidin. Biz sizi koruruz''

Minho Jisung'a baktı ''Ne yapıyorsun sen? Sen de içeri gitmelisin!''

Jisung bebeğini Omegaya verdikten sonra eşine döndü ''Min, söz konusu biz olunca çok korumacı olduğunu biliyorum ama unutma ki ben Luna'nın annesiyim ve buradaki en güçlü vampirlerden biriyim. Hepimizi en az senin kadar koruyabilirim'' sonra da yeniden Seungmin'e döndü ''Şimdi içeri gidin. Size yada doğmamış yavrunuza zarar vermelerine izin veremem''

Seungmin buna çok şaşırmıştı. Gerçekten hamile miydi? Bu konuda daha fazla yorum yapılamadan Changbin Felix'i ona doğru itti ve Chan onları eve götürdü.

''Sakin ol bebeğim. Eğer hamileysen stres sana iyi gelmez''

Chan sonrasında bebeğin de yanağından öpüp yeniden kapıya döndü ''Üçünüz güvende kalın''

---

''Yavrunun annesi sen misin yani?'' diye sordu Hongjoong kafası karışmış halde ama Jisung'un gözleri kırmızı parlamaya başladı ve dişleri büyüdü.

''Bu seni hiç ilgilendirmez.''

Jisung'un hemen yanında duran Minho da çok sinirli görünüyordu, yanlarında da Chan, Changbin, Hyunjin ve Jeongin de bariyer gibi duruyordu.

Herkes de Mingi, Wooyoung, Jongho ve Yeosang gibi saldırmaya hazırlanıyordu ki bir anda ortamdaki herkesin donakalmasına sebep olan bir şey oldu.

Jisung bayılıp yere düşünce bütün dikkat onun üstüne çekildi.

''Jisung!''

Minho hemen koşup eşini kollarına aldı. Gencin beti benzi atmıştı, bir vampire göre bile fazla atmıştı. Alfa o anda anlamıştı. Jisung doğumdan beri tek bir yudum kan içmemişti.

''Siktir Jisung, bana neden söylemedin?!''

Hemen bileğini ısırdı ve kendi kanından biraz emip genci öperek ona içirdi. Bu sırada Chan ve diğerleri de çifti yabancılardan korumak için önlerine geçmişti.

Ama şu anda Hongjoong'un aklını kurcalayan başka şeyler vardı.

Bir kurt ve bir vampirin bebeği olamaz!

Minho Jisung'a kanından içirirken Mingi artık saldırmayacaklarını biliyordu, bunu yapacak olsalar Hongjoong onları böyle bekletmezdi. Bu yüzden bir iç çekti ve yere oturup bağdaş kurdu. Wooyoung hala liderlerinin yanında dururken Jongho da yere oturup Yeosang'ı kucağına aldı.

''Yunho'yu özledim'' dedi Mingi gökyüzüne bakarak.

Changbin gürlerken gözleri parlıyordu ''Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?!''

Jongho bir iç çekerken konuşan Yeosang oldu ''Sakin olun, saldırmayacağız''

Bu kez gürleyen Chan oldu. Yabancıların söylediği hiç bir şeye inanmıyordu ve Seungmin'in de hamileliğini öğrenince iyice gergindi ''Yalan söyleme! Seni küçük-''

Chan ve Changbin karşılarındaki yabancılara saldıracaktı ki ev tarafından gelen sesler ikisinin de durup arkasını dönmesini sağladı.

''Chan!''

''Changbin!''

Felix ve Seungmin kapıdan eşlerine sesleniyordu.

''Onlara saldırmayın! Üstlerinde kurt kokusu var''

Son Kurtlar -Stray Kids Omegaverse/Vampire AU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin