Ses

4.7K 319 124
                                    

Ah insanlar, şu insan kalbi...yüz bin anlamlı bilmece. İçinden çıkmak mümkün değil.

Mümkün değil..

Kapımın hızla açılmasıyla bakışımı gelen kişiye yani Akel'e çevirdim.
Bana gülümsüyerek yanıma gelip yatağa oturdu.

Kitaba dikkatlice bakıp dudağını araladı"Hmm kitap okuyan erkek ha? Severiz."

"Hmm öyle mi Akel Hanım?"

Yanağımdan öperek gülümsedi"Hıhım öyle."

Kitaba tekrardan dönmüştüm ki kitabı elimden hızla almıştı. Sırıtarak yana döndü ve okuduğum sayfada göz gezdirmeye başladı. Kitabı almaya çalışsam da vermiyordu. Bi kaşını kaldırarak bana döndü. "Sen bu kitabı daha önce de okumamış mıydın?"

"Evet."

"Ee niye tekrardan okuyorsun ki?"

"Canım keyfim öyle istiyor, olamaz mı?"

Omuz silkerek tekrardan kitaba döndü. Onun bu haline kıkırdayarak kollarımı ona sardım. "Ee sen neden gelmiştin odama?"

Kitabı kapatıp hızla elime tutuşturdu. "İstemiyorsan çıkarım odandan, hıh?"

Beni iterek ayağa kalktı ve kıvırcık siyah saçlarını savurarak odadan çıktı.

"Ben ne dedim ki şimdi?" Kitabı alıp kitaplığa koydum ve ışığı kapatarak odamdan çıktım. Burnuma çok güzel yemek kokuları geliyordu.

Mutfağa ilerlerken Akel'i Melih'e sarılırken görmüştüm.

"İnanmıyorum Akel, hani en çok sevdiğin dayın bendim?"

Akel bana döndü ve sırıtarak gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Ben Melih'imi daha çok seviyorum."

"Ah benim en sevdiğim yeğenim."

Akel, Melih'in omuzuna vurarak konuştu"Senin benden başka yeğenin yok ki?"

"Doğru ya unutmuşum kıvırcığım, affet beni?"

"Şaşkın! Seviyorum seni."

Onların bu haline sırıtıp ellerimi eşofmanımın ceplerine koydum ve mutfağa geçtim. Ablam yemekleri masaya koyuyordu. Yanağından öperek elindeki sarma dolu tabakları aldım ve masaya koydum. Sarmadan bir tane alıp ağzıma attım" Abla senin şu sarman gibisi yok."

Gülümseyerek bana bakıp dudağını araladı" Ne sandın Fatih'cim."

"Sarma mı o?" Melih! Ablama göz kırparak masaya oturdu ve sarma tabağını önüne çekerek tek tek ağzına atmaya başladı.

"Yavaş yesene Melih!" Omuz silkerek yemeye devam etti, bu çocuğun böyle yemesi yüzünden bir gün bir şey olacaktı ama...

Az sonra kollarını göğsünde birleştirmiş Akel ve arkasından da gülümseyerek Behiç eniştem gelmişti. Behiç eniştem hızla ablamın yanına geçmiş ve yanağından öperek tencereden bir tane sarma alıp ağzına atmıştı. "Ah meleğim, bu nasıl lezzettir? Eline sağlık."

Ablam, eniştemin bu haline kıkırdayarak masaya çorba koymuştu. Akel' e döndüğümde hâlâ kolları göğsünde ve kaşları çatıktı. Yanına gidip saçlarını karıştırdım. " Ne oldu güzelim?"

Kollarını çözerek bana döndü" Ya babam bana çikolata almamış."

"Hı?" Kahkaha atarak saçlarından öptüm.

"Yemek yiyelim, ben sana gidip alırım hatta beraber alırız ha?"

Kollarını boynuma dolamış ve yanağımdan öpmüştü." Seni seviyorum yakışıklı."

kahverengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin