Biraz deniz havası almak için dışarı çıkmıştım. Başımdaki kapişonu düzelterek yürümeye devam ettim. Sabahın ayrı bir güzelliği, sessizliği vardı.
Biraz daha yürüyüp kayalığın üstüne oturdum ve bir süre denizi seyrettim. İnsan denize baktığında düşüncelere kaptırıyordu kendini, adeta kayboluyordu o düşüncelerde.
Ben hayatım boyunca okumayı sevmiştim, dedem sayesinde benim vazgeçilmezim olmuştu kitaplar. Kitap okuyan insanları da çok severdim ve de hep merak ederdim düşüncelerini. Acaba okudukları kitabın onlara dokunan tarafı neydi, ne hissettirmişti? Bunları düşünürken aklıma Meriç gelmişti. Hızla kayalığın üstünden kalktım ve yürümeye başladım. Meriç'in kitapçısına gidecektim, uzun zamandır görmüyordum onu.
Yirmi dakikalık yürümenin ardından Sahaf'a gelmiş ve hemen önünde durmuştum. Bu sahaf, Meriç'in dedesinden ona kalmıştı. Küçükken en sevdiğimiz yerdi bu sahaf. Adımlarımı hızlandırarak içeriye girdim ve Meriç'e bakındım.
"Meriç?"
Ben bakınmaya devam ederken dört yaşlarında, siyah saçları iki yandan örülmüş, mavi elbiseli çok tatlı bir kız çocuğu bana doğru geliyordu.
Yavaş adımlarla yanına gidip boy hizasında eğildim ve gülümseyerek konuştum"Sen, Arya mısın?"
"Evet."
"Ah, nasıl da büyümüşsün. Ben seni son gördüğümde 1 yaşındaydın."
"Ama ben seni göymedim."
Bu dediğine gülmüştüm, saçlarını okşayıp konuştum"Ben babanın arkadaşıyım"
Bir süre gözlerimin içine baktı ve bana biraz daha yaklaştı"Benimde aykadaşım oluy musun?"
Saçlarını okşayıp konuştum"Olurum tabi Arya."
Gülümseyip dudağını aralamıştı"Senin ismin ne?"
"Fatih Bera."
"Senin iki ismin mi vay yani?"
Kıkırdayarak konuştum"Evet iki ismim var."
Kitaplara doğru yürüdü ve bakınmaya başladı.
"Fatih'cim, bana bakay mısın?"
Fatih'cim? Bunu duyunca aklıma Akel gelmişti, küçükken o da hep böyle derdi. Hâlâ diyor da...
Doğruldum ve Arya'nın yanına ilerledim. "Geldim küçük hanım?"
Ayak uçlarında yükselip bir kitabı gösterdi" Bunu alıy mısın?"
Saçlarını okşayarak konuştum" Alırım tabiki."
Elimi kitaba uzattığımda şaşkınlıkla gözlerimi açmıştım. Bu " Eylül " kitabıydı. Neden hep bu kitap karşıma çıkıyordu anlamış değildim. Başımı sallayıp gülümsedim ve kitabı alıp Arya'nın göz hizasına gelecek şekilde eğildim."Buyrun küçük hanım."
"Teşekküy edeyim. Fatih'cim biliyoy musun? Bu, benim teyzemin en sevdiği kitap."
"Yaa öyle mi?"
"Fatih!" Meriç'in sesiyle ona döndüm. Hızlıca yanıma gelip kollarını bana sarmıştı "Hoşgeldin."
Geri çekilip gülümsedim" Hoşbuldum kardeşim."
Omuzuma vurup konuştu"Sen buranın yollarını bilir miydin ya?"
Gülümseyerek konuştum"Biliyorum Meriç, uzun zamandır görüşmüyoruz ama bende yeni geldim sayılır Kayseri'den."
Arya'ya dönüp konuşmaya devam ettim"Arya nasıl da büyümüş."
"Öyle kardeşim. Hadi geç otur, çay doldurayım sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kahverengi
SpiritualSaate baktığımda ders çoktan bitmişti, Akel'e dışarı çıkacağımı söyleyip derslikten çıkmıştım. Fakültenin bahçesine çıkmadan önce kantine doğru yürüyüp bir kahve aldım ve ilerledim. O sırada hahverengi başörtülü bir öğrenci kitabını düşürmüş ama fa...