"Ya erik gözlümmmm?"
Eylül'ü duyuyordum ama gözlerimi açmıyordum..
Küsmüştüm..
"Ama ama böyle de tatlı küsülmez ki?"
Tatlı kıkırtısı ile yanıma yaklaşırken yerime daha da sindim.
"Erik gözlümmmm?"
Böyle de erik gözlüm denilmez ki ama? Tch tch..
Kendi kendime güldüm..
"Ya gülüşünü severim senin."
"Öhömmm öhömmm bana mı dediniz hanımefendi?"
"Ha?"
Kucağımda tuttuğum kırlenti benden alarak kafama vurmaya başladı..
Gözlerimi hızla açtım.
Ne oluyo ya?
"Acıyın bana hanımefendi.."
"Ben senin kahverengi'n değil miydim ha? Hanımefendi de nerden çıktı?"
Tüm siniriyle vurmaya devam ediyordu..
"Ya kızım vurmasana.. saçım bozuldu bak."
"Neeeeğ.. saçın mı önemli şimdi? Hem dağınık saç seviyorum ben."
İyice yaklaşıp gülmeye başladı..
"Şapşal şey.."
Elindeki yastığı alıp kanepeye bıraktım ve Eylül 'ü kucağıma çektim.
"Şapşalım yani öyle mi hanımefendi?"
"Ya of! Ben senin kahverengi'nim amaaaa. Gıcıksın gıcık!"
"Evet o kişi benim güzelim.."
"Kendini bilmen de güzel bir şey."
"Hıhım."
Ben sırıtırken, Kahverengi'm uzanıp öpmüştü yanağımdan.. her böyle öpmesi beni daha da aşık ediyordu kendine.
"Çok seviyorum erik gözlüm."
"Gözlerimi daha çok sanki ha?"
Kıkırdayarak başını iki yana sallayıp, göğsüme yattı.
"Gözlerin başka tabi ama ben senin nahifliğini seviyorum Bera."
"Yaa güzelim benim.."
Eylül bana daha da sinerken birden çekilmiş ve kucağımdan kalkmıştı.
"Güzelim?"
"Ya Bera bi tane soruda takılı kaldım.. bana yardım eder misin?"
Başımı sallamamla, Eylül karşı kanepedeki kitabı alarak hemen yanıma oturdu.
Kahverengi'min elinden kitabı alırken uzandım ve uzunca alnından öptüm.
"Güzel kızım benim."
"Yiağğ.."
Çıkardığı tatlı yiağğsına kahkaha atarak soruya döndüm..
Oğuz Atay'dan bahsediyordu..
"Oğuz Atay severiz.."
"Hayır ama beni daha çok!"
Ha?
Başımı kaldırmıştım.
Kollarını göğsünde birleştirip, dudağını büzmüş bir şekilde bana bakan Kahverengi'me anlamaz hâlde bakıp kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kahverengi
SpiritualSaate baktığımda ders çoktan bitmişti, Akel'e dışarı çıkacağımı söyleyip derslikten çıkmıştım. Fakültenin bahçesine çıkmadan önce kantine doğru yürüyüp bir kahve aldım ve ilerledim. O sırada hahverengi başörtülü bir öğrenci kitabını düşürmüş ama fa...