"Hadi ama Adrien. Çok çılgın bir parti olacak. Seksi kızlar ve erkekle-"
Arkadaşımın yüzüne korkutucu bir bakış attım. Bu yıl son senemdi ve her zamankinden çok çalışmalıydım.
"Hiç gerek yok Minji. Sen başka biriyle git. Bu yıl son senem ve batırmak istemiyorum."
Masadaki kitaplarımı toplarken ayağa kalktım ve tüm eşyalarımı çantama koyup sınıftan çıktım. Koridorda yürürken hâlâ peşimden geliyordu.
"Hadi ama Adrien!"
"Minji biraz daha ısrar edersen kalbini kıracağım!"
"Ama neden?" Sesini biraz olsun yükseltmişti.
"Çünkü ben senin gibi güzel sanatlar okumuyorum Minji! Derslerim çok fazla ve zor. Senin sadece yeteneğinle yaptığın şeyi ben canımı dişime takarak yapıyorum."
Minji'nin yüzü düştü.
"Anlıyorum Adrien. Ama biraz olsun kendine varkit ayıramaz mısın? Kendine hiç baktın mı? Lisede tüm kızların aşık olduğu Adrien Agreste şimdi ne halde. Önceki halini koruyabilseydin de yine etrafında bir sürü kız olurdu."
Bir an duyduklarımla öylece kala kaldım. Cidden çirkinleşmiş mıydım? Ya Marinette beni beğenmezse, sorusu kafamda uğuldamaya başlamıştı bile.
"Çirkin miyim?" Kısık çıkan sesimle, korkuyla sordum.
Minji güldü. "Adrien sen doğal bir güzelliğe sahipsin. Asla çok çirkin olmazsın ama bu dağıldığın gerçeğini değiştirmiyor. Bu geceki partiye gel ve biraz kafanı dağıt. İlk söylediklerim için de özür dilerim. Senin sadece onu sevdiğini biliyorum."
Minji samimi bir gülümseme ile bana baktı. Bu okuldaki en yakınımdı ve beni sürekli dışarı çıkarmaya çalışırdı. Çünkü ben sürekli eve kapanıp ders çalışan o inek öğrenci tiplemesine dönüşmüştüm.
Minji son bir kez bana baktı ve ardından dolabında bir şeyler arayan sevgilisinin yanına gitti.
Güney Kore'den Fransa'ya okul için gelmişti. Ne de olsa Fransa sanatın merkezi gibiydi. Sanata önem veren çok insan ve okul vardı. Bizimki de bunlardan biriydi. Ama hayır ben sanat okumuyorum. Benim alanım psikoloji. Evet Marinette için bunu yapıyordum. Marinette'in durumunu ve bulunduğu hastaneyi biliyorum. Diğer hastalara göre çok yavaş yol kat ediyor. Onu iyileştirmek istiyorum ama ben buraya kadar gelmeden iyileşmesini herşeyden çok isterdim.
Koridorda yürüyordum. Herkes her zaman yaptıkları gibi fısıldaşıyordu, benim hakkımda. Onlara göre benim modelliği bırakmam bir aptallıktı. Modellikte çok daha fazla para ve ün vardı ve ben bunu biliyordum.
Üniversiteye başladığımdan beri neredeyse sadece ders çalışıyordum. Spor veya diğer etkinlikler için zamanım yoktu. Evet size bahsettiğim karın kasları da artık yerini minik bir göbüşe bırakmıştı. Bu kadar tantananın arasında bunu korumam bir mucize olurdu zaten. Öte yandan kilo almak yerine vermiştim, yemek yemeyi unutuyordum çünkü. Bazı günler sadece birkaç meyve veya kahvaltıyla günü bitiriyordum. Evet hiçbir şey kitaplardaki gibi değildi, her zaman mükemmel görünen erkek karakter de ben değildim.
Yavaş yavaş okuldan çıktım. Son dersim zaten bitmişti ve eve gitmek için sabırsızlanıyordum.
Minji'nin sözleri aklımda dönüp duruyordu. Kendime bakmayı üniversiteye başladıgımda bırakmıştım. Daha önce söyledim mi hatırlamıyorum ama saçlarım uzatmıştı, ensemden toplayabileceğim kadar uzun saçlarım vardı. Ama karman çorman bir haldeydiler. Saçlarımı sadece Marinette'in görebilme ihtimalim olan staj günlerimde özenli bir şekilde topluyordum. Evet onun tedavi gördüğü hastanede staj yapıyorum ama onu görme şansım hiç olmadı. Çünkü anne ve babası Marinette için ziyaretçi kabul edilemeyeceği konusunda katı bir kural koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
More & More [Adrinette]
FanfictionÇoklu kişilik bozukluğu olan Marinette ve Hasta bir kıza aşık olan Adrian'ın hikayesi. ~~~ "Onu ölüme terk edersin yada anlaşmayı kabul edersin." "..."