20. Bölüm

49 5 24
                                    

Dikkat bu bölüm Güneş Tutulması ve Deniz Kızı ve Kara Kedi Aşkı kurgularımdan direkt spoiler içermektedir!

Günler hızla geçiyordu, anlaşmayı kabul edeli çoktan bir ay olmuştu, Youngnam ise diğer kırılmalarla uğraşıyordu. Yuri'yi daha önceden -ben staj yaparken- araştırdığını çünkü aradaki bağı gördüğünü falan söyledi ama diğerlerini bilmiyordu, en tehlikeli olan da Yuri olduğu için anlaşmasının bozulmaması için ilk onu etkisiz hâle gelmişti. Anlayacağınız şimdi işler yavaş ilerliyordu, yine de iyiydik. Yor gitmedigi için hâlâ dışarı çıkamasak da molalarımda odasında vakit geçiriyorduk.

"Sevgili kralım ailelerimizin barışından sonra çocuklarımız ve sizinle bu devasa güneş sarayında yaşamak benim için bir zevk fakat ay tacını da kalbim arzulamakta."

"Benim için güneşin kraliçesi olmanız yeterli olur kralicem." O ayın prensesi olduğunu sanan bir kişiliğindeydi, ayırt etmek için ona Moon desek de o kendine Marinette dışında bir isimle seslenmemizi asla hoş karşılamıyordu.

"Sizin kraliçeniz olmak paha biçilmez olsa da kalbim ay tacını ve hakkım olan tahtı istiyor, keşke annem bu kadar inatçı olmasaydı." Annesini bu kişiliğinde de karşımıza, yoluna taşlar koyan bir figür olarak ortaya çıkıyordu. Anlattıklarına ve okuduklarıma göre annesi beni -günes prensi olduğumu düşünüyordu- ve kendisini ayırıyordu. Evlilikten önce doğan ikiz prensesler Solar ve Luna için bile ikimizin birlikte olmasına izin vermemişti, onu en sonunda ikna eden kişi ise babam yani güneş kralı olmuştu.

Kendimi ona ayak uydururken sanki bir tiyatro sergiliyor gibi hissediyordum. "Ay kraliçesi er yada geç tacı size devredecektir kralicem, lütfen kalbinizi ferah tutun."

Burukca gülümsedi ve zarifçe kucağına koyduğu ellerine baktı. "Siz öyle diyorsanız kralım." Gözlerini bana çevirdi. "Prenseslerimiz çoktan üç yaşında kralım, sizce de yeni veliahtlara ihtiyacımız olmayacak mı?"

Yüzüm kıpkırmızı olmuştu, ay prensesi gerçekten çok cesurdu. Derin bir nefes aldım. "Bence pek de gerek yok." Evli olduğumuzu düşünüyordu. Anlaşma yaparken anlattıkları sayesinde kralın ben olduğumu düşünmesi o kadar da saçma değildi, biz ikimiz her evrende birbirimizi bulurduk.

Yüzünü astı, gözleri doldu. "Üçüzleri doğurmak çok zordu ama yine de istiyorum..." ağzında geveledi ama yine de anlaşılıyordu. Üçüzler dediğine göre artık deniz kızı olmalıydı, bu kadar keskin değişiklik olduğunda genelde bunu yapan şey Youngnam'ın bir şeyle uğraşması oluyordu.

"Deniz kızım hadi ama ağlama, bu ağlanacak bir şey mi?" Bu kişiliği ise bizim hem mucizeleri aldığımız hem de onun deniz kızı olup birden çok kez hafızamı sildigi ama sonunda yine birlikte mutlu bir hayat yaşadığımızı düşünüyordu ve yine evliydik ama bu sefer üçüz çocuklarımız vardı.

"Tabii ki ağlanacak bir şey, beni istemediğini söylüyorsun!" Bacaklarını yatağının üzerine çekti ve arkasını döndü. Bu kişilikleri çok zordu özellikle, çünkü evli olduğumuzu düşünüyordu ve bu bazen rahatsız edici olabiliyordu.

"Deniz kızım seni çok seviyorum, hadi ama neden küsüyorsun ki?"

"O zaman neden bu küçük odadayım Adrian, neden onca zaman beni görmeye gelmedin, çocuklarımız nerde?" Sesi ciddileşmişti.

"Elimden gelseydi çok daha öncesinde gelirdim Marinette ama ne yazık ki gelemedim ama şimdi gelebiliyorum ve bulduğum her fırsatta senin yanındayım."

Bakışlarını tekrar duvara çevirdi, ikisinde de hazin son bu oluyordu. Neden burada olduklarını anlayamıyor ve doğal olarak beni suçluyorlardı. Derin bir nefes aldım.

"Keşke seni hemen çıkarabilsem Marinette ama bunu yapamıyorum." Yanına yaklaştım ve başının üzerine saçlarının arasına bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım.

506 kelime

Buraz geç kaldım farkındayım ama olsundu

Umarım bölümü beğenmişsinizdir diyip kaçıyorum

More & More [Adrinette] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin