(O.İ.B.) 2. Bölüm

133 26 263
                                    

Merhaba canlarım, nasılsınız?

Yeni bölümle biz geldik, bakalım neler olacak :D

Şimdiden keyifli okumalar!

Medya: Emre Aydın - Hoşça Kal

**********************************************

Geçmişini bilmeden geleceğini yaşayabilir miydi insan?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçmişini bilmeden geleceğini yaşayabilir miydi insan?

Kalpti bu, sevecekti elbet. Kim dur diyebilirdi ki? Kim onun işine karışabilirdi ki? Sevecekti, yıkılacaktı yine de utanmayacaktı! Acı çekecekti, mutlu olacaktı peşinden bizi de sürükleyecekti.

Genç adam elinde ki kağıda bakıyordu anlamını yitirmiş saatlere rağmen. Anlam veremiyordu ne demek oluyordu bu? Hatırlayamadığı şeyler kabusu mu olacaktı yoksa acısı mı? Dizleri titreyerek kalktı ayağa, kağıdı avucunun içinde buruşturup bir kenara fırlattı. Eda gelecekti yarın temizlerdi buraları, bu kağıdı da atardı çöpe. Yavaş adımlarla mutfağa geçti kahve içecekti yoksa gelmezdi kendisine. Düşünmemeye çalıştı ama olmuyordu, anlam veremediği bir özlem vardı aptal kalbinde! Kimi özlüyordu? Neyi özlüyordu? İnsan toprağa gömülünce değil unutulunca ölürdü bilmiyordu bunu.

Acı kahvesini fincanına boşaltıp büyük bir yudum aldı, acı tat dilinde harika bir yol çizerek aşağı doğru kaydı. Biraz da olsa rahatlamıştı ama kalbinde ki boşluk hissi geçmiyordu. Ne yapacağını bilemeden bakındı etrafına. Kabuslarında duyduğu kadının sesi yeniden doldu kulaklarına, kimdi o kadın ve neyi hatırlatmaya çalışıyordu? Gördüğü kabuslar geçmişiyle ilgili birer ipuçları mıydı yoksa? Az önce ki düşüncesinden şüphe etti, kahvesini içmeden masaya bırakarak banyoya doğru koştu. Aynanın karşısına geçip yüzünü incelemeye başladı, tanıdık bir şeyler arar gibi elleriyle dokundu dudaklarına sonra burnuna en son saçlarını karıştırdı. Geçmişini bilmiyordu ve bir bilinmezlikten gelmek acı veriyordu.

Tıraş bıçağını dikkatlice eline aldı, eline dikkat ediyordu ama yüzünde bir iz bırakacaktı. Sakalları çıkmamıştı daha, sertçe yüzüne bastırdı keskin bıçak uçlarını. Derisinin yırtılma sesini duyunca geri çekti, koyu sıvı yanağından akıp boğazına doğru usulca süzüldü. Şimdi tanıyabilir miydi artık kendisini? Yoksa acısına bir acı daha mı eklenmişti? Tıraş bıçağını yavaşça bıraktı lavabonun içine, kanı damlamıştı koyu bir iz bırakarak. Başını kaldırmıştı ki gözlerinin önünden bir görüntü süzüldü. İrkilerek geri çekildi, nefes alış verişleri hızlanmıştı kalbi deli gibi çarpıyordu!

Geri geri yürüyüp dengesini kaybedip yere düştü, daha demin gördüğü görüntü canlı kanlı karşısında duruyordu. Kendisi az önce olduğu yerde aynanın karşısında dikiliyor tıraş oluyordu, elinde ki köpük nedeniyle eli kayıyor derisini yırtıyordu. O sıra da bir kadın giriyordu içeriye ama yüzü bulanıktı.

-Hazır mısın aşkım?

Bu ses kabusunda ki sesti! Yerde oturmuş olup biteni izliyordu korkuyla.

-Yüzünü kanatmışsın, bekle yara bandı getiriyorum.

Ona İyi Bak (Yapboz Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin