25.bölüm

2.8K 102 11
                                    

Gözlerimi büyüterek ellerimi yumruk yaptım ve ayağa kalktım.
"Hadi! Yapabilirsin!"
Kenneth'ın atışı basket olduğunda heyecanla çığlık attım. Parmağıyla beni işaret ettiğinde kıkırdayıp dudağımı ısırdım. Gerilen bedenimi serbest bırakırken Kevin'ın formasını çıkardığını gördüğümde dudaklarımı birbirine bastırdım. Bana bakıp göz kırptığında öpücük attım.
Bebeklerim benim!

Kendimi koltuğuma geri bıraktığımda kalçamdaki sızıyla kıpırdanıp şapkamı düzelttim.
Yeni bir yarı başlarken alkışlayıp ıslık çaldım.
Dün bütün günü uyuyarak geçirdikten sonra bugün kendimi enerjik hissediyordum.
Sadece belimde hafif ağrılar, kasıklarımda ufak tefek sızlamalar ve vücudumdaki büyük çaplı kızarıklıklar kalmıştı.

Üstümdeki hırkanın önünü kapatıp biraz daha kaydım ve bacağımı öbür bacağımın üstüne attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstümdeki hırkanın önünü kapatıp biraz daha kaydım ve bacağımı öbür bacağımın üstüne attım.



Bacaklarımı Jason'ın beline dolarken Daniel şapkamı düzeltti.
"Bu kadar heyecanlı bir maçın son yarısında uyuyakalman..."
"Uyumadım!"
"Horluyordun."
Gözlerimi kırpıştırırken yanaklarımın yandığını hissediyordum.
"S-Sadece..."
"Şaka yapıyordum."
Kafamı çevirip Jason'ın omzuna yasladım. Soyunma odasından -sonunda- çıkabilen Kevin yanıma yaklaştı.

Elimi tutup saçlarına koydu ve salladı.
"Duş mu aldın?"
Islak saçları siyaha yakın gözüküyordu.
"Evet. "
"Ama dışarısı soğuk..."
"Bir şey-"
Şapkamı çıkartıp ona taktım ve sweatinin kapüşonunu sapkanın üstüne geçirdim.
"Böyle daha iyi."
Elimin üstünü öptükten sonra çıkışa ilerledi.

Peşinden ilerlerken uyumamak için direniyordum."
"Gerçekten horluyor muydum?"
Jason kıkırdadı ve saçlarımı öptü.
"Tabiki horlamıyordun. Uyumaya devam etmelisin."
"Ama iki gündür uyuyorum."
"İstersen bir ömür yataktan çıkmayabilirsin."
Göz kapaklarım ağır ağır kapanırken büyükçe esnedim.
"Son sayıyı atmanı kaçırdığım için üzgünüm."
"Sana kalp yapmıştım."
"Şimdi daha da üzgünüm."
"Yine yaparım. Üzülme. Maçın tekrar videosu yayımlandığında izleteceğim."
"Beni seviyor musun?"
"Çook..."



"Kaçıncı sınıfsın?"
"Lise sonum ama okumuyorum."
"Woaw on sekiz yaş çok güzeldir! Keşke tekrar on sekiz olsaydım."

(17 olup 18'e girecek olan ve bölüm atmakla uğraşan bne ;()

"Ben de on sekiz olmayı seviyorum."

On sekiz yaşım bana özgürlüğümü ve babacıklarımı getirmişti.

Kenneth ayağa kalktı ve yanıma yaklaştı.
Kafasını vurmamak için eğilerek ilerliyordu.

Şuanda takım otobüsüyle eğlenceye gidiyorduk ve arabamız orada kalmıştı.
Tabiki takım arkadaşları beni rahat bırakmayıp soru yağmuruna tutuyordu.

"Kucağıma gelmek ister misin?"
"Birazdan inmeyecek miyiz?"
"O zaman yanınızda oturmak istiyorum."
Bir şekilde cam kenarına geçti ve elimi sıkıca kavradı.
"Sarılalım mı?"
"Hey, ne oldu koca adam?"
"Kucağını istiyorum."
Kollarımı boynuna sararken kafasını göğsüme koydu.
"Sana sarılmazsam nefes alamayacakmışım gibi geldi."
Hafifçe güldüm.
"Şimdi nefes alabiliyor musun?"
"Hayır."
Çenesini göğsüme koyup yüzüme uzandı. Dudaklarını öne büzerek çenemi ve boynumu öptü. Yanaklarını kavrayıp dudaklarını hafifçe öptüm.

"Sarhoş olmak istiyorum."
İşaret parmağımla yanağına vurdum.
"Şuanda da sarhoş gibisin."
"Şuanki sarhoşluğum kalpsel... aşk sarhoşuyum. Ben beynim de sarhoş olsun istiyorum."
"Sarhoş olup ne yapacaksın? Sporcusun sen."

"GELDİK!"
Otobüsten birisi sesli bir şekilde bağırınca bakışmamızı kestim.
"Hadi inelim."
Otobüsten inerken William kucaklayıp yere bıraktı.

Basketball DaddysHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin