Hayran kurgu sıralamasında hikayemiz iyice aşağılara düşmüş :( Bir el atıp düzeltirseniz harika olur!
İyi okumalar! :*
Yemeği bitirdikten sonra Lou, Lux ve ben otele geri dönmüştük; beyler ise eğlenmeye gitmek istediklerini söylemişlerdi. Luxie, Lou'nun kucağında durup bu saate rağmen etrafa meraklı gözlerle bakarken Louise'nin tek derdinin uyumak olduğu belliydi. Kibar bir sesle sordum:
"Lou istiyorsan Lux bu gece benimle kalabilir?" Parıldayan mavi gözlerini bana öyle bir çevirdi ki, asla bu teklifi geri çeviremeyeceğini anladım.
"Son birkaç gündür o kadar yorgunum ki İpek, kahramanımsın teşekkür ederim." Gülümseyip Lux'u kucağıma verdi ve ikimizin de yanağından öpüp asansörlerin oraya yöneldi.
"Pekala küçük bayan-" dedim parmaklarımı belinde gezdirip onu güldürmeye çalışırken "-bir şey yemek ister misiniz, yoksa hemen odaya mı çıkalım?"
"Dondurma?" diye sordu kahkahalarının arasından. "Dondurma yiyebilir miyim?"
Etrafıma bakıp Lou'nun gittiğinden iyice emin olduktan sonra ona dönüp başımı salladım. "Ama anneye söylemek yok." Beni onaylayınca merdivenlere yönelip alt kata indim ve dondurma isteyeceğim bir yer aramaya başladım. Sonunda bulduğumuzda Lux'un istediği şeyleri küçük bir kaba koydurdum ve elimde kapla odaya çıktık.
Luxie'nin üzerindekileri çıkartıp kendi tişörtlerimden birisini giydirirken odadaki klimayı odayı ısıtması için sıcağa ayarladım ve ikimizin de elini yüzünü yıkadıktan sonra televizyondan çizgi film kanalı açıp sırtımızı yastıklara verdik ve dondurmayı kaşıklamaya başladık. Arada ikimizin fotoğrafını çekerken Harry'le mesajlaşıyorduk ve saatin 12 olduğunu fark ettiğimde Lux'u yatırıp üzerimi değiştirdim ve yanına uzanıp ince pikeyi üzerimize örttüm.
*
Sabah kalktığımda odada Harry'nin yanı sıra emoları görmeyi beklemiyordum!
Odaya gecenin bilmemkaçında geldikleri hakkında bilgim yoktu fakat ne halde gelmişlerse o şekilde uyuyorlardı.
Lux neyseki mışıl mışıl uyumaya devam ediyordu. Onun hemen yanında Harry onu sarmalamıştı ve Hazz ile benim ayak ucumuzda Michael yatıyordu. Calum uzun bacaklarını tekli koltuktan aşağı sarkıtmış; Ashton başını yastıklardan birine koyup yere uzanmış ve Luke ise başını Ashton'un bacaklarına koymuş uyuyorlardı. Top patlasa bile uyanmayacakları için giyeceğim kıyafetleri alıp banyoya girdim, kapıyı kilitlememin ardından hızlıca duşumu alıp çıktım. Neredeyse bir saat boyunca orada oyalanıp saçımı kuruttuktan sonra odaya geri dönüp Lux'u uyandırdım. Elini yüzünü yıkamasına yardım ettikten sonra üzerini değiştirdi ve ben de saçını tarayıp onları omuzlarının üstüne bıraktım.
Ve sırf dalga geçmek için çocukların o halde fotoğrafını çektikten sonra boğazımı temizleyip konuşmaya başladım:
"Beyler?" Hiçbirisinden tepki gelmezken tekrar sormayı tercih ettim. "Beyler?" Calum ve Harry kıpırdanırken Luxie yanımda kıkırdamaya başladı. Ona bakıp gülümsedim ve aklıma gelen fikirle başımı tekrar çocuklara çevirdim. "Aman Tanrım, konsere bir saat kaldı ve siz hala uyuyor musunuz? Hadi hadi hadi! İnsanlar sizi bekliyor!" Cümlemi bitirirken parmaklarımı şıklatıyordum ve bundan sonrası tam bir komediydi.
Ashton üzerindeki Luke'u iterek üç adım ilerisinde duran topuklu ayakkabımı eline alıp onları bagetmiş gibi sallamaya başladı; Luke ise hemen solunda duran lambayı mikrafon gibi kullanmaya çalışıyordu. Michael ve Calum neden kimsenin alarmı kurmadığı hakkında tartışırlarken Harry yataktan kalkıp hepsine teker teker baktı ve "Ben bu grupta değilim!" diyip yanımızdan geçmesinin ardından banyoya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just A Little Bit Of Love (DÜZENLENİYOR)
Fanfiction"Adın? İpek... Anlamı ne yani İngilizcesi falan var mı?" "Silk." "Kumaş türü gibi yani?" * Eğer olmasını dilediğiniz şeyleri kalbinizden isterseniz, bir gün gerçek olabilirler. Dilediğiniz her şey. Not : Hikayenin tüm hakları saklıdır. İzinsiz b...