Geçen bölüme gelen oylar ve yorumlar için teşekkür ederiim! :)) Oylar artıyormuş gibi gözüküyor ve bu beni inanılmaz mutlu etti.
Bu bölümün ithafı LAboyhes için, yorumun için teşekkür ederim! :*
Diğer bölümü ne zamana ekleyebilirim bilmiyorum, final haftam başlamak üzere :'(
İyi okumalar! x
*
Harry'nin ağzından:
Konseri bitirip kulise girdikten sonra kapıyı çarpıp koltuklardan birisine oturdum.
"Dostum, hayatına devam etmelisin. Böyle davranmamalısın artık. Bu performansını da etkilemeye başladı." Payno'ya döndüm. Uzun zamandır beni mutlu etmeye çalışıyorlardı ama bunu pek başarabildikleri söylenemezdi. Sadece mutluymuş gibi yapıyor, ve onları iyi hissettirmeye çalışıyordum. Ama bir süre sonra bunu yapmak bile sıkıcı gelmeye başlamıştı.
"B-ben yapamam. İpek, başıma gelen en güzel şeydi."
"İyi olacaksın Harold. Biz-"
"Sence iyi olacak gibi mi gözüküyorum Tanrı aşkına?" Başımı kaldırıp ona baktığımda yanıma oturdu.
"Herkes ilişkisiyle ilgili sorunlar yaşıyor. Çok büyütmemeye çalış. Seni seviyor, sadece pislik gibi davranıp kalbini kırdın. Bunun düzelmesi için zaman lazım."
"Benden ayrıldı."
"Buna sen neden oldun. Böyle bir şey yapmasaydın o-" Liam'ın gereksiz bir şekilde durumu açıklamasını kestim.
"Biliyorum." diye fısıldadım ellerime bakarken. "Onu çok seviyorum, onun için en iyisini istedim ama mahvettim." Derin bir nefes alıp sesimin kırılmasını engellemeye çalıştım. "Onu bıraktım ve bunun için kendimi affetmeyeceğim."
Uzattığı bira şişesini alıp kafama diktim. Liam ve bir süre önce yanımıza oturmuş olan Niall endişeli bir biçimde bana bakıyorlardı. "Endişelenmeyin, bir daha kapı çarpmam, ya da burada içki içmem." diyip ayağa kalktım ve duşa girmek için üzerimi çıkarttım.
*
İşimin en kötü tarafıydı paparaziler. Gece-gündüz dinlemeden hep başımızdaydılar ve bize hareket edecek alan bırakmıyorlardı. Ve turneye tekrar başladığımız için etrafımız insan doluydu.
Sordukları sorular ise kafayı yedirtecek düzeydelerdi.
"Harry, İpek ile ayrıldığını duydum." Kaba davranmamaya çalışarak arabaya bindim.
"Konuşmak istemiyorum."
"Geçen gün onu başka birisiyle gördüm. Elleri İpek'in belindeydi ve arabaya doğru yürüyorlardı-" Kulaklarım duydukları şeylere inanamazken adam konuşmaya devam etti. "-birlikte rahat gözüküyorlardı."
Şoför'e seslenip arabayı sürmesini söyledim ve camı kapattım. Niall ne yapacağımı kestiremiyormuş gibi bana bakıyordu -açıkçası ben de ne yapacağımı bilmiyordum. Duyduğum şeyler şok etkisi yaratmıştı.
"Dostum, muhtemelen ne tepki vereceğini merak ettikleri için böyle bir şey demişlerdir. Gerçekten-"
"Ortada ne sikim dönüyor bilmiyorum ama gittiğim günden bu yana birisini bulduğuna inanamıyorum. Ve bana ikide bir bana aşık olduğunu söylüyordu! Şimdi de başka bir piçin kollarında mı? B-"
Liam elime telefonunu uzatınca elime alıp sorarcasına ona baktım. "Ekrana bak zeki çocuk."
Kızgın bir şekilde nefesimi verip Liam'ın açtığı ekrandaki başlatma düğmesine bastım. Burası bir bardı, hatta bana tanıdık bir yer izlenimi veriyordu. Bir anda kapıdan İpek çıktı -yanında bir çocukla. Çocuk'un eli cidden İpek'in belindeydi ve ikisi de sorulan sorulara cevap vermeden arabaya bindi. Aynı videoyu on kez seyrettikten sonra "Eee, videoda neyi fark ettin?" diye bir soru duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just A Little Bit Of Love (DÜZENLENİYOR)
Fanfiction"Adın? İpek... Anlamı ne yani İngilizcesi falan var mı?" "Silk." "Kumaş türü gibi yani?" * Eğer olmasını dilediğiniz şeyleri kalbinizden isterseniz, bir gün gerçek olabilirler. Dilediğiniz her şey. Not : Hikayenin tüm hakları saklıdır. İzinsiz b...