51. Bölüm

2K 120 18
                                    

Buse'nin ağzından:

Niall'a kızıp kendimi dışarı attım. Aslında Niall'a yalan söylememiştim gerçekten çalışırken eksik not olduğunu fark etmiştim, okula gidip notları almam gerekiyordu -Noel'den sonra sınavlar başlayacaktı. Bir an elim cebime gitti -Arabamın anahtarı almak için ama yoktu. İpek kaza yapınca arabam hurdaya dönmüştü. Neyse ki İpek'e bir şey olmamıştı ama sonuçta arabam da gitmişti. Dışarıda yağmur yağmaya başlamıştı tipik Londra işte. Hemen bir taksi bulmalıyım diye düşünürken bir taksi önümde durdu. Kendimi hızlıca ıslanmamak için taksiye attım ve okulun adresini söyledim. Biliyorum Niall'a haksızlık ediyordum ama arkamdan iş çevirmesini sevmiyorum özellikle geçmişte yaşadıklarımdan sonra... Gözümden damla düştü. Hayır ağlamayacağım her şey geçmişte kaldı. Taksicinin sesiyle gerçek hayata döndüm ,gelmiştik. Parayı verip okulun kapısına doğru gittim. İçeri girince Patrick'i gördüm. Onun beni görmemesini umarak notları alacağım kızı aramaya başladım. Az ilerde biriyle konuşuyordu, yanına gittim ve beni görünce gülümsedi.

"Eksik olan notlar bunlar. " dedi ve elime kağıtları verdi.

"Teşekkür ederim!" dedim minnetle ve gülümsedim. Tam arkamı dönüp gidiyordum ki karşıma Patrick çıktı.
"Görüşmeyeli nasılsın Buse?" sesindeki imayı önemsemeyip cevap verdim.

"İyiyim Patrick ve şimdi gidiyorum!" Son kelimeyi bastırarak söyleyip tam yanından geçecektim ki kolumdan tuttu. Sinirle kolumu tutan eline sonra yüzüne baktım.

"Ne yaptığını sanıyorsun Patrick bırak kolumu?!!" diyip kolumu çekiştirmeye başladım.

"Bu kadar çabuk mu gidiyorsun Buse, hiç olmadı?" diyip beni köşe bir yere çekiştirmeye başladı. Etrafa baktım kimse yoktu. Zaten ne zaman birine ihtiyaç duysan kimse olmaz. Sinirle kolumu kurtamaya çalıştım.

"Rahat dur Buse!"

"Ne istiyorsun Patrick?!" Canımı acıtmaya başladı. Sanırım kolum moraracak. Sinirle güldü.

"Sence ne istiyorum Buse tabii ki de seni, o aptal şarkıcı bozuntusuna seni kaptıracağımı sandın?"

"Sensin aptal olan! Ayrıca bunu sen istedin!!" diyip dizimle erkekliğe tekme attım.

"Ahh!" diye inleyip eliyle kasıklarını tuttu. Notları çantama attım bütün gücümle koşmaya başladım.

Arkamdan "Bu burda bitmedi Buse!" diye bağırdı. Yağmura aldırmayıp koşmaya devam ettim. Hiçbir taksi geçmiyordu. Arkama baktım. Gelmiyordu. Yine de durmadım ve koşmaya devam ettim. O sırada taksi geçti yanımdan, hemen onu durdurduktan sonra ıslanmış bir şekilde kendimi taksiye attım. Harry'nin evinin adresi söyledim. Koluma baktığımda kızardığı gördüm şimdi kesin moraracak.

Tam karşılaşacak zamanı buldun Patrick! Niall arkamdan iş çevirme diye kızarken ben şimdi nasıl açıklayacağım bunu?. Lanet olsun Patrick! Daha kaç kez seni reddeceğim?!

Ama açıkçası öncelikli konum hasta olmadan bir an önce üstümdekilerden kurtulmam gerektiğiydi. Yılbaşına hasta olarak giremem şimdi bütün o sene hasta olarak geçeririm falan düşüncesi bile kötü!.

Taksiden indim kapıyı çaldım ve kapıyı İpek açtı.

"Ay Buse noldu sırıksıklam olmuşsun geç içeri?"

"Hiç sorma İpek..." İçeriden yemek konuları geliyordu. "Ooo İpek Hanım marifetlerinizi konuşturmuşsunuz gene!"diyip gülümsedim.

"Aslında çok abartmadım Emma yardım etti işte bir şeyler hazırladık -gel sana giyecek bişeyler vereyim."

Just A Little Bit Of Love (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin