Bölüm 8

385 45 14
                                    

"10 dakika sonra otoparkta olurum." Felix mesajını gönderip eşyalarını toplamaya başladı.Montunu giydikten sonra kapıya yönelmişti ki bildirim geldi. "İniyorum." Yazıyordu sadece.Otoparka indiğinde arabanın yanında Changbin onu bekliyordu.Yanına geldiğinde Changbin yolcu kapısını açıp "Buyrun Bayım" dedi. "Teşekkür ederim bayım." Diyerek koltuğa yerleşti Felix.Changbin çok farklı bir adamdı.Görünüşü ne sert olursa olsun içi yumuşacıktı.Ona karşı her zaman nazik ve kibardı.Muhabbet ederken onunla gülmeden duramıyordu.Resmen pozitif enerji verip onu yaşam enerjisiyle şarj ediyordu.Daha önceki evliliğinde hiç böyle değildi Felixin.Karısıyla severek evlenmiş olsada,aylar geçtikte kavgalar başlamıştı.Sürekli eve geç geldiği için ve onunla vakit geçiremediği için karısı devamlı tartışma çıkarıyordu.Yorgunlukla eve geldiğinde bir de karısının dırdırı onu dayanılmaz bir buhrana sokmuştu.Artık tahammülünün kalmadığı anda boşanmak istiyorum demişti.Kavganın en şiddetli anında söylediği cümle karısını şoka sokmuştu.Ondan hiç bunu beklemiyormuş gibiydi.Kısa süre içinde boşanmışlardı ve sonra bir daha hiç görmedi onu.Anlamıştı deneyimleyerek,mutlu sıcacık bir yuva kuramayacağını.O aileye kavuşamayacağını..İçten içe buna üzülsede şuan daha iyidi.En azından evine döndüğünde ekstra bir yorgunluk yaşamıyordu artık.

"Seni yeni keşffettiğim bir mekana götüreceğim,beğeneceğine eminim." Changbinin heyecanla konuşması kulaklarına iliştiğinde.Bedenini koltukta ona doğru çevirdi.Kısa bir süre dalıp sadece onu izledi Felix.Heyecanlı heyecanlı konuşması,sert bedeninin altındaki o çocuksuluğu,Changbin mükemmel bir adamdı.Onunla buluşmak bile her zaman ona iyi geliyordu.Ama o Chan dışında daha önce bir erkekle takılmamıştı.Hayatına çoğunlukla kadınlar girmişti.Chan onun üniversite aşkıydı.Kabul etmesede ona karşı bir şeyler hissetmişti ama Koreye döndüklerinde bir daha hiç iletişim kurmadılar.Zor zamanlar geçirmişti onu özlemişti döndüğünde.Cesaretini toplayıp aramıştı bir gün ama cevap vermemişti Chan.Sonrada bir daha cesaret edip aramamıştı.Tekrar bir erkekten hoşlanabilir miydi bilmiyordu Felix.

"Hey Felix daldın,dediklerimi duydun mu? Bir sorun mu var?" düşüncelerinden changbinin sesi çıkardı onu.

"Hayır bir sorun yok sadece dalmışım." Kendini toparlayıp yola döndü tekrar "Götüreceğin yeri merak ettim şimdi.Sen beğendiğine göre kesin çok güzel bir mekandır." Bu kurduğu cümleye gülmüştü Felix.

"Gelmek üzereyiz uzakta değil zaten." Dedi Changbin.Kısa süre sonra küçük bir restaurantın önüne park etmişti arabayı.Dışarıdan salaş bir yere benziyordu.İçeri girdiklerinde samimi sıcak bir mekan olduğunu anladım.Ne gösterişli nede ucuz bir yer gibi duruyordu.Cam kenarına oturduğumuzda okyanus gözüküyordu.

"Nasıl güzel samimi bir yer değil mi?" Beklentiyle gözlerimin içine bakıyordu Changbin.Kötü bir yorum yapsam her an suratı düşebilirdi ama yapmadım gerçekten bende beğenmiştim.

"Çok beğendim kesinlikle daha sonra tekrar buraya gelirim,umarım yemekleride dediğin kadar güzeldir." Derken menüyü elime alıp incelemeye başladım.Garsona siparişlerimizi verip beklemeye başlamıştık.

"Ee nasıl gidiyor, bu ara yoğunsun dinlenmeye vaktin oluyordur umarım." Konuşmak için muhabbet açmaya çalıştığını anlamıştım.Sessiz durmaya dayanamıyordu Changbin.

"Pek uyumaya vaktim olmuyor.Neredeyse her gün birileri ölüyor,öldürülüyor.Bazen dayanamayacak gibi oluyorum.Bütün eşyalarımı toplayıp istifa edesim geliyor.Ama sonra kafama dank ediyor gitsem ne yapacağım olmayan çocuklarımla mı ilgileneceğim yoksa ailemle mi?" burukça gülümsemiştim.Anlamıştı içimdeki asıl sorunu.Gözlerinde hüznü görmüştüm.Elini uzattı elimi avuçlarına almak için "Zor zamanlar geçirdiğinin farkındayım Felix ama lütfen kendini yalnız hissetme bak ben varım.Ne zaman istersen yanında olacağımı biliyorsun."

"Biliyorum,biliyorum konu boşanmam ve onun acısını yaşıyor olmam değil.Boşandığım için aksine mutluyum berbat bir evlilikti.Sadece içimde ki boşluğu dolduramıyorum Changbin.Bir tarafım hep eksik,yalnız ve ben bunu nasıl dolduracağımı bilmiyorum.Biliyorsun benim ailem yoktu yurtta büyüdüm ve sonra koruyıcu aileye verildim.Daha sonrada Avustralyaya gittim.Kendimi bildim bileli yalnızım.Bir yere,birine kendimi ait hissedemiyorum." Sesim titremişti sonlara doğru.Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.Sandalyesinden kalkıp hızlıca yanımdaki sandalyeye oturdu Changbin.Kollarını açıp sımsıkı sardı beni.Ona sarıldığım da daha fazla kendimi tutamayacağımı anlamıştım.Gözyaşlarım süzülmeye başladığında yüzümü omzuna göndüm.Ağlamaya başladığımı fark ettiğinde sırtımı sıvazlıyordu. "Ağla içini rahatlat,ben ağlaman için her zaman bir omuz olurum Felix.Ne zaman istersen bana içini dökebiliceğini unutma.Ben yanındayım." Teselli cümlelerini duydukça daha da ağlayasım geliyordu.Ona sarılmak omzunda ağlamak kokusunu içime çekmek iyi gelmişti.Tek ihtiyacım olan birine sarılmaktı.Birinin yanımda varlığını hissetmekti.

"Teşekkür ederim" diyerek kollarından sıyrıldım.Masadan peçeteyi alıp göz yaşlarımı silmeye başlamıştı.Benimle ilgilenmesi içimde ki duyguları uyandırmıştı.Hayır Hayır beni arkadaş olarak görüyor.Duygusal boşluktayken benimle ilgilenmesi sadece hoşuma gitti hepsi bu.

Elinden peçeteyi almıştım panik olmuştum bir an içimdeki duygular yüzünden.Ben hallederim tekrar teşekkür ederim dediğimde omzumu pat patlayıp yerine geçmişti.Kısa süre sonra siparişlerimiz gelmişti.Ben çoğunlukla sessiz olsamda o durmadan alakalı alakasız bir şeyler anlatıyordu sırf benim kafamı değıtmak için.Gülmemi sağlamak için komik şeyler anlatıp şakalar yapmaya çalışıyordu.

Yemeğimizi bitirdikten sonra "Kalkalım mı artık departmana dönmem gerekiyor." Dedim.

"Tamam sen arabaya geç ben hesabı ödeyip geliyorum." Demişti.

Arabanın anahtarını vermişti.Kapıları açıp oturdum.Gözlerimi kapayıp kafamı arkaya doğru yasladım.

'Ne yapacağım ben böyle.Sanırım arkadaş edinip kafamı dağıtmam gerekiyor.' Dedim kendi kendime.

Kapının açılm sesiyle gözlerimi açtım.Changbin arabaya binip bana döndü "Daha iyi misin?" endişeli gözüküyordu.Benim için gerçekten endişeleniyor muydu? Neydi bu bir arkadaş olarak mıydı sadece bu endişesi? Peki neden benden hoşlanmasını bu kadar çok istiyordum şuan? Peki şuan sevgilimo olmuş olsaydı nasıl oldurdu diye hayal ediyordum.

'Ahh deliriyor olmalıyım!' diye mırıldandım.Ama sonra Changbinin duymuş olması utandırmıştı beni.

"Neden öyle olduğunu düşünüyorsun?" diye sorduğunda ona nasıl açıklayacağımı bilememiştim.Ne söyleyecektim seninle sevgili olsaydık nasıl olurdu diye hayal ediyordum mu diyecektim.Tam bir saçmalık.

"Saçma sapan şeyler düşündüm bir an.Sorun yok iyiyim." Yalandan bir gülümseme taktım suratıma.

Departmana geldiğimizde ofise çıkmadan önce sarıldıbana.Şimdi de kalbim hızlanmıştı ufacık bir sarılmadan dolayı.Panikle çektimkendimi geri "Gitmem gerekiyor sonra görüşürüz." Dedim.Hızla arkamı dönüpofisime ilerledim. Acilen birisiyletakılmalıyım...

 Acilen birisiyletakılmalıyım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Farklı Dünyalar (Stray Kids)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin