Bölüm 44

208 27 27
                                    


Jisung aldığı uyku ilaçları sayesinde ölü gibi uyumuştu bütün gece.Birbirine yapışmış göz kapaklarını zorlukla açtı.Berbat bir güne daha uyanmıştı.Bunca olan şey ona çok ağır gelmişti.Ne yapacağını bilmiyordu.Minho'yu okadar çok severken uzak kalmak berbat hissettiriyordu.Bir tarafta ailesinin yaptığı illegal işler,düşündükçe delirecek gibi oluyordu.İşte bu yüzden uyku hapları içmeye başlamıştı düşünmekten gözüne uyku girmiyordu.

Departmana gidip herkesi ihbar etmek istiyordu.Ama edince ne olacaktı ? Bütün ailesi ve sevdiği adam hapislerde çürüyecekti.Tek başına hayatına devam edebilecek miydi? Bu şekilde nasıl işine geri dönecekti bilmiyordu.Bir kaç gün içinde işinin başına geçtiğinde nasıl bakacaktı iş arkadaşlarının yüzüne?

"Kahretsin !" diyerek yatakta doğruldu.Başını kaldırmasıyla geri yatması bir oldu.

"Tanrım bu nasıl bir ağrı!" keskin bir ağrı saplanmıştı başına.Yavaşça tekrar kalkıp çekmecen ağrı kesici aldı kendine.Banyoya gidip sıcak bir duş aldıktan sonra daha iyi hissediyordu.Telefonunu eline aldığında açıp açmama arasında kaldı.Minho büyük ihtimalle defalarca aramış olmalıydı.Vazgeçti tekrar telefonu bıraktı masaya.Merak ediyordu Minho'yu içi içini yiyordu.Düşüncelere dalmışken kapısı açıldı.

"Gelebilir miyim?" Chan kapının ağzında masumca ona bakıyordu.Bunca olandan sonra onu bile görmek istemiyordu.Ama endişeli bakışlarına dayanamayıp kafasıyla içeri gelmesini onayladı.

"Nasılsın Jisung?" ses tonundan gergin olduğu belliydi.

"Sence? Nasıl olmamı bekliyorsun?" buz gibi ses tonuyla konuşmuştu Jisung.

"Haklısın..Minho kötüymüş bu arada." 

"Bende kötü haldeyim." umursamaz bir cevap versemde kalbim hızlanmaya başlamıştı Minho'nun adını duyunca.

"Sabah uyandığında kriz geçirmiş." 

"Ne! " hızla oturduğum yerden ayağa fırlamıştım.

"Minho ailesini kaybettikten sonra sık sık kriz geçirmeye başlamış ama sonra tedavi olmuş uzun zamandır hiç kriz geçirmemiş ama dün sabah zor sakinleştirmişler onu."

Hiç bir cevap veremiyordum.Benim yüzümden..diye geçirdim içimden.Deli gibi merak etsemde gidemezdim yanına,yapamazdım.Kollarımın arasına alıp sımsıkı sarılıp öpmek istesemde yapamazdım bunu.Hazmetmem gerekiyordu tüm olanları,tamamen affetmem gerekiyordu onu.

"Bir şey demeyecek misin Jisung? En azından arasan onu olmaz mı?"

"Yapamam! Bende berbat haldeyim sizin yüzünüzden,nasıl gideceğim ben işe bu suçlulukla? Nasıl bakacağım arkadaşlarımın yüzüne ha! Sizden hepinizden utanıyorum!" 

"Özür dilerim.Herşey şirket içindi."

"Ne şirketinden bahsediyorsun Chan! Ne vardı şirkette batmak üzere miydi de böyle bir işin içine karıştınız!"

"H-hayır." 

"Neden yaptınız Chan? Hadi babamdan beklerdim de senden bunu beklemezdim.Babama nasıl izin verdin nasıl bana hiç bir şey söylemedin inanamıyorum!"

"Ben gerçekten üzgünüm Jisung.Haber geldi 3 ay sonra yapılacak teslimat sonmuş bir daha asla böyle bir işin içine girmeyeceğiz.Minho kesin bir şekilde belirtmiş."

"Biliyorum bana söylemişti.Ama neden yapıyorsunuz onuda yapmayın Chan lütfen yakalanabilirsiniz."

"Yapmak zorundayız Jisung anlaşmalar imzalandı.Eğer yapmazsak başımız büyük derde girer.Bu son olacak güven bana."

"Tanrım kafayı yiyeceğim."

"Ben gidiyorum biraz hava alacağım." Jisung hızla odasından çıkıp dışarı atmıştı kendini.Biraz daha evde dursaydı boğulacaktı sanki.Arabasına atlayıp hızla çıkış yaptı evden.Herkesten herşeyden uzaklaşmak istiyordu.Acaba yurt dışına tatile mi gitsem diye geçirdi içinden.Sahile karşı durdurdu arabayı.Koltuktan tabletini çıkartıp uçak bileti aldı.Buradan gitmeliydi bir süre kesinlikle.Bu akşam İngiltereye uçacaktı bir başına.Hızla hastaneye doğru sürdü arabayı.Uçağa binmeden önce sağlık durumunu kontrol ettirmeliydi bir problem çıkmaması için.

Doktor muayene ettikten sonra uçuş için bir engel olmadığını söylemişti.Tekrar eve dönüp gerekli olan şeyleri çantasına doldurdu.Odadan çıktığı gibi annesiyle yüz yüze geldi.

"Jisung nereye gidiyorsun? Bu çanta ne?"

"Gidiyorum anne biraz uzaklaşmak istiyorum."

"Nereye? daha iyileşmedin!"

"İyiyim anne.Doktor kontrol etti bir sorun yok.İngiltereye uçuyorum 1 saat sonra.O yüzden tutma beni geç kalacağım."

"Peki nasıl istersen öyle olsun Jisung.Biraz uzaklaşman sana iyi gelecekse git."

"Aynen.Gidiyorum."

Annesi tam sarılacakken Jisung ilerledi evden çıkmak için.Donup kaldı kadın ilk defa oğlu onun sarılmasını karşılıksız bırakmıştı.Jisung hızla evden çıkıp arabasına atladı tekrar.Havaalanına tam vaktinde gelmişti hızla sıraya girip uçağa doğru ilerledi.Koltuğuna geçtiğinde direk gözlerini kapatıp arkasına yaslandı.

"Doğru bir karar verdim." Diye mırıldandı.

Minho

Minho kendine geldikten sonra hızla yatağından çıkıp arabasına binmişti.Jisung'u görmeliydi.Evin kapısına geldiğinde sert yumruklarıyla kapıyı çalmaya başladı.Çalışan kadın kapıyı açtığı gibi Minho kadını itip Jisung'un odasına doğru ilerledi hızlı adımlarla.Kapıyı açtığında boşlukla karşılaştı.Jisung yoktu.Evin içinde Jisung diye bağırmaya başladı.Chan ve annesi sesi duyduğu gibi  Minho'nun yanına geldiler.

"Ne yapıyorsun burada Minho! Jisung seni görmek istemiyor!" Chan deliye dönmüş Minho'yu kolundan tutuş durdurmaya çalışıyordu.Ama Minho hızla diğer odalara bakıyordu.

"Dur artık Jisung evde yok!" Annesi yüksek sesiyle bağımıştı ama Minho öylesine kendini kaybetmişti ki duymadı bile.

"Minho! Jisung gitti!" Kadın Minho'nun kollarından tutup sertçe kendine doğru çevirdi.Minho duyduğu cümleyle gözyaşları süzülmeye başlamıştı.

"Nereye gitti? Jisung beni bırakmaz bırakamaz.Hayır!"

"Minho sakin ol yeter artık kendine gel!" Chan sertçe sarstı onu.

"Hepsi onun yüzünden! Nerede o,öldüreceğim onu!" 

"Evde değil boşuna arama." annesi bıkkınca konuşmuştu.O geceden sonra Bay Bang eve gelmemişti otelde kalıyordu.Karısıyla tartışmışlardı.

"Minho otur şuraya sakince konuşalım böyle yapmanın kimseye bir faydası yok."

Chan Minhoyu koltuğa oturttuktan sonra Minho biraz olsun sakinleşmişti.En azından şuanlık ağlaması kesilmişti.Ellerine baktığında fazlaca titrediğini gördü ilk defa Minhoyu bu halde görüyordu.

"Jisung gitmekte haklı Minho.Biraz düşünmeye ve kafasını toparlamaya ihtiyacı var.Hem seni tamamen terk etmedi ki.Yine gelecek ve geldiğinde seni görmek isteyecektir eminim.Seni ne kadar sevdiğini biliyorsun."

"Benim ona ihtiyacım var ama! Ya gelmezse,ya beni unutursa Chan? Ben ne yaparım?"

"Aklına böyle şeyler getirme Jisung öyle biri değil.Sadece nefes almaya ihtiyacı vardı."

"Nerede o yanına gitmek istiyorum."

"İngiltereye uçtu bu akşam.Gitmesen daha iyi onu yalnız bırak ve şirkete geri dön Minho.Her şeyi hatasız bir şekilde halledip kurtulmalıyız."

"Haklısın." 

"Herşey düzelecek merak etme." Annesi destek olmak için gülümsemişti Minho'ya.



Farklı Dünyalar (Stray Kids)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin