Changbin ve Minho arabadan indiklerinde siyah poşetle ceset arabaya götürülüyordu.İkisi de şok olmuştu görünce.
Minho'nun bacakları artık onu taşıyamıyordu üst üste yaşadığı sarsıntılar yüzünden gözleri karardı ceset arabaya yüklenirken.Changbin yanına gelip az daha tutmasaydı yıkılacak olan bedenin koluna girdi.
"Changbin! Jisung.. O.." o kelime titreyen dudaklarının arasından çıkmıyordu.
Changbin içeriden sedyeyle koşarak çıkarılan bedene çevirdi kafasını.Yanında Hyunjinin ağlayarak koşuyordu.
"Minho! Jisung!"
Minho gözlerindeki yaşlardan dolayı etraf bulanıklaşmıştı kafasını kaldırdığında Jisung'u gördü.Hızla durduğu yerden fırlayıp oraya koştu.Başının dönmesiyle yalpalasada sedyedenn sarkan elini avuçlarının arasına aldı.
"Jisung,bebeğim lütfen gözlerini aç!"
Hiç bir tepki yoktu Jisung'ta solgun yüzünden bakışlarını göğüsüne indirdiğinde görevlilerin kurşun yarasına bastırdıklarını fark etti.Kanı vücudundan süzülüyordu.Ambulansa bindirilirken Changbin Minhonun kolunu yakaladı.
"İyi olacak!" en yakın dostunu teselli edebilecek bir cümle bulamıyordu Changbin.Kar dolu yerde dizlerinin üzerine yığılmış arkadaşınızar zor arabaya bindirdi.Ardından Hyunjini de arabaya aldıktan sonra ambulansın arkasından arabayı sürmeye başladı.Aynadan Hyunjin'e baktığında hala şokta olduğunu gördü.
"Hyunjin ne oldu orada?"
"Amirim biz.. Biz tekrar etrafa bakmak için oraya gitmiştik.Kısa süre kalmıştık.Sonra tam çıkacaktık ki karanlığın arasında bize silah doğrultan bir adamla karşılaştık.S-sonra...Sirenleri duyunca adam adam ateş etti Jisung'a ve kaçmak için hareket ettiğinde bende kapıdan çıkmadan ona ateş ettim ve oracıkta beyni parçalandı silahımdan çıkan mermiyle.Jisung'u da koruyamadım amirim tıpkı Jeongini koruyamadığım gibi..Ben berbat bir dedektifim!!" sarsılarak ağlamaya devam etti Hyunjin.
"Hyunjin sakin ol senin hatan değil.İkisi de senin suçun değildi!" Changbin'in söylediklerinin hiç bir faydası yoktu.Minhoya baktığında bomboş gözlerle önümüzde giden ambulansa bakıyordu.Suratında hiç bir ifade yoktu.
"Minho?"
Seslenmemle kafasını bana doğru çevirdi hala hiç bir ifade yoktu suratında.Hiç bir cevap vermedi önündeki ambulansı izlemeye devam etti.
Ambulans hastanenin önünde durduğunda araba daha tam durmadan kapıyı açıp indi.Koşarak ambulansın kapısının açılmasıyla sedyenin yanına koştu.
"Jisung bak burdayım,yanındayım! Beni bırakma sevgilim.!"
Daha sonra kafasını kaldırdığında yan tarafta Jisung'un ailesini gördü.Kısa bir süre bakışlarını Minho'nun üzerine çevirmişlerdi ama şuan yeri değildi hızla hastaneden içeri girdiler.Ameliyathanenin kapısına kadar Jisung'un elini bırakmamıştı Minho.
Şimdi bir köşede Jisung'un ailesi, diğer köşede Changbin,Hyunjin ve Minho duruyordu.Koridorda sadece ağlama sesleri ve Jisung'un annesinin haykırışları duyuluyordu.
"Ben demiştim! O işe başlama demiştim! " ağlayarak kocasına sarılıyordu annesi.
Chan yanlarına doğru adımlamıştı Changbinin karşısında durdu.
"Nasıl oldu bu?"
"Eski olay yerine tekrar gitmişler çıkarken katille karşılaşmışlar." kısaca konuşmuştu Changbin.Chan sadece kafasını anladım der gibi sallamıştı.Hyunjin Chan'a sarılıp "Özür dilerim onu koruyamadım." diye ağlamaya devam etmişti.Chan anlamaz bakışlarla Changbin'e bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Dünyalar (Stray Kids)
FanfictionHepsinin farklı hayatları vardı ama hepsini aynı noktaya getiren sadece aşktı. Ailesine karşı gelip Dedektif olan Han Jisung ,Yeni aile şirketinin ortağıyla tanışınca mesleğinden vazgeçecek mi? olaylar nasıl gelişecek kim bilir?? Hikayede ceset,ot...