just friends | seongjoong ✓

XXX

Uzun zaman sonra ilk kez tekrar ellerimiz kenetli bir şekilde birlikte eve dönüyorduk.

Bu benim için o kadar özeldi ki, böyle güzel bir anda kelimelerin kifayetsiz kalacağına adım kadar emindim.
Çünkü şuan, ellerimi hiç bırakmak istemezcesine tutan eller, bana tüm duyguları derince yaşatıyordu.

En sonki öpüşmemizin üstüne hiç konuşmamıştık gün boyunca.
Belkide ikimizin de söyleyecek çok şeyi vardı ama onları dile getirecek cesaretimiz yoktu...

Her şey çok ani gelişmişti benim için.
3 yıldır platonik olduğum çocuk, bir anda beni öpmüş ve bana beni sevdiğini söylemişti.
Tanrı aşkına, nasıl bir tepki verebilirdim ki?

Tek hissettiğim şaşkınlıktı.
Belki bunun üstüne çok fazla şey söyleyebilirdim ama şuan için susmak ve bu büyülü anı bozmamak en iyi seçenekti benim için.

" Hemen eve gitmesek?"

Dakikalardır koruduğu suskunluğunu bozarak bakışlarını bana çevirmiş ve çekingen gözleriyle gözlerime bakıyordu.

" Nereye gitmek istiyorsun?"

" Nereye gideceğimiz umrumda değil sadece..sadece seninle daha fazla vakit geçirmek istiyorum. "

Bu, bugün içerisinde Hongjoong'tan duyduğum kaçıncı itiraftı bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bir kez daha kalbimde hissettiğim o güzel duygulardı...

" Tamam, parka gidelim o zaman. "

" Olur!"

Zaten yolumuzun üstünde olan parka 5 dakikada gelmiştik.

Hongjoong beni salıncaklara doğru çekiştirerek getirmişti. Yüzümdeki aptal gülümsemeyle yaptığı her hareketi izliyordum.

Salıncağa oturdu ve büyük bir istekle onu sallamamı rica etti.
Kabul ettim ve arkasına geçerek salıncağı ittirmeye başladım.

Sevincini bir çocuk gibi tepkiler vererek gösteriyordu.
Ellerini iki yana açmış, uçtuğunu söyleyerek kıkırdıyor ve ona tekrar tekrar aşık olmamı sağlıyordu.

Bu öyle bir görüntüydü ki, cennet bile bu kadar güzel olamazdı diye düşünüyorum.
Çünkü benim cennetim tam karşımdaydı zaten.

" Seonghwa daha hızlı!"

" Düşebilirsin, olmaz."

" Bebek miyim ben, neden düşeyim ki?"

" Öylesin."

Birden salıncağı durdurdum ve önüne geçtim.
Pürüzsüz yüzüne hayranlıkla bakarken gözlerimi bu görüntü karşısından alamıyordum.

O kadar güzeldi ki, bir sanat eserinden farksızdı benim için.

" Benim bebeğimsin. "

Birden kıkırdaması kesildi.
Gözleri dikkatle gözlerime bakarken kalp atışlarım daha da hızlanmaya başladı.

Ah sevgilim, bana öylesine derin duygular yaşatıyorsun ki ben artık kendimi kaybediyorum...

" Öyleyim."

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve gülümseyerek baktı gözlerime.
Sonrasında yanağıma sıcak bir öpücük kondurup geri çekildi.

O an, yanaklarıma değen öpücüğün etkisinde öyle çok kaldım ki bir an zamanın benim için durduğunu düşünecektim.

Hayır diyordum kalbime, henüz hiçbir şey kesin değil, kendini kaybetmemelisin. Yoksa sonrasında büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilirsin.