XI

531 84 43
                                    

Çantamı sırtıma taktıktan sonra bisikletime binip yola koyuldum.

Bugün cumartesi günüydü.
San hepimizi evine ders çalışmaya çağırmıştı, aslında ilk başta kabul etmemiştim ama sonrasında çok ısrar ettiği için onu kırmamak adına kabul etmiştim.

Ve şimdi ise oraya gidiyordum.

Derin bir nefes verdim.
Ondan tam 1 haftadır kaçıyordum. Aramızda bariz bir şekilde soğukluk vardı ama Hongjoong bundan şikayetçi gibi durmuyordu.
O yine teneffüslerde yeni en yakın arkadaşı Hyunae ile takılırken ben yine sıramda yalnız başıma zaman geçiyordum.
Artık beynim ne dinlediğim dersleri algılıyordu ne de düzgün düşünebilmemi sağlıyordu.

Tek düşündüğüm şey Hongjoong'tu ve  onun yüzünden başka hiçbir şey düşünemez olmuştum. Günün 1 saati bile aklımdan çıkmaz hale gelmişti...

Yine onu düşündüğümü fark ederek kafamı iki yana salladım ve pedallara daha çok sarıldım.
Burnuma gelen yeşillik kokusunu içime çekerek yola devam ettim.

San'ın şehirden bir kaç kilometre uzak olan evine varmıştım. Burası şehrin en sevilen kasabalarından biri olmakla birlikte tam merkezdeydi ve huzurlu bir havası olduğu için burayı severdim.
Mahallede dublex evler sıralı bir şekilde uzayıp gidiyordu ve evler gösterişten uzak, kasabanın imajını yansıtıyordu.

San'ın evi mahallenin tam ortasındaydı. Bisikletimi kilitleyip evin ziline bastım. Kapıyı açan Mingi olmuştu.

" Hwa! Hoş geldin dostum."

" Hoş buldum."

Işıl ışıl gülümsemesine ayak uydurmaya çalışarak ben de bir gülümseme takındım ve onun içtenlikle sarılışına karşılık verdim.

" Herkes geldi, seni bekliyorduk biz de."

Herkes dediğine göre Hongjoong da gelmiş olmalıydı...

Sırtını sıvazlayıp içeriye geçtim.
Yunho ve Jennie San'ın büyük LCD'sinden bir şeyler izlerken Rosie ve San da masayı abur cubur ile donatmakla meşgullerdi.

Ve o.
O da tekli bir koltukta oturmuş, bulunduğu durumdan sıkılmış gibi etrafa bakınıyordu. Gözleri beni bulduğunda ona bir kaç saniye baksam da sonra gözlerini kaçıran ben olmuştum.

Diğerleri benim geldiğimi fark edince ayaklanıp tokalaşmışlardı. Hepsiyle tokalaştım. Sonrasında Hongjoong da tam önüme geldi. Daha ne yapacağını anlamadan bana sarılmasıyla afallayarak olduğum yere sindim.

" Hoş geldin."

Kafamı salladım ve bir haftadır okulda yaptığım gibi ona bakmamaya çalışarak gözlerimin odağını başka yere çevirdim.

" Hadi gel otur bir şeyler yiyelim sonra çalışmaya başlarız kanka."

San'ın söylediği şeye kafamı sallayıp koltuklardan birine oturdum. Hemen yanıma Jennie oturunca Hongjoong başka bir koltuğa geçmek zorunda kalmış ve o da Mingi'nin yanına geçmişti.

Bir süre havadan sudan muhabbetler, okul dedikodularıyla oyalanmıştık. Arada bir konuşmaya dahil oluyor onun dışında dinleyici olmaya devam ediyordum.

just friends | seongjoong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin