Ağzıma attığım mısırı büyük bir iştahla çiğnemeye devam ederken bir yandan da içimden gelen gülme isteğini bastırmaya çalışıyordum.
" Biraz sessiz olur musunuz lütfen?"
Sabahtan beri kıkırdayışlarıma ve hatta kahkahalarıma maruz kalan arkadaki kadın uyarıcı bir ses tonu ile bana doğru kısık bir şekilde konuştuğunda bile gülmemi durduramamıştım.
San koluma sarılıp kafasını göğsüme yerleştirdi ve benimle birlikte kıkırdamaya devam etti.
" Sanırım böyle gidersek birazdan salondan atılacağız."
Gülmemi bastırmak amacıyla ağzıma daha çok mısır tıkıştırdım ve aynı şeyi San'ın ağzına da yaptım.
Yalnızca birkaç saniyeliğine sesimiz kesilmiş olsa da mısırı çiğner çiğnemez ikimiz de kaldığımız yerden gülmeye devam etmiştik.
Ama elimizde değildi ki, özellikle böyle her diyaloğu komik olan bir filmde!
İzlediğim sahne üzerine dayanamayıp ağzımdaki mısırı umursamadan bir kahkaha kopardım.
Evet bu sefer gerçekten arkamdaki kadın çıldırmıştı." Film mi izliyoruz, bunların gülmesini mi dinliyoruz belli değil!"
" Sakin ol teyze ya, amma kastın. Bu bir komedi filmi bence sen de gülmelisin!"
San'ın söylediği şey sanki dünyanın en komik şeyimiş gibi daha çok güldüm.
İkimiz de kahkahalara boğulurken elimdeki mısır kovasının yarısı farkında olmadan dökülmüştü bile." Teyze sensin! "
Kadının tiz sesi, kavgaya hazır bir tonda çıkmıştı. Bir tık utansam da yine de arlanmamış ve gülmeye devam etmiştim.
Birkaç dakika sonra yanımıza iki tane görevli gelmişti. Çok ses çıkardığımızı söyleyerek bizi uyarmışlardı.
Ben çıt çıkarmayacağıma dair görevlilere söz verirken San 4. Kahkahasını atmakla meşguldü.Eh, sonunda gerçekten kapı dışarı olmuştuk.
" Sana söyledim eğer o son kahkahayı atmasaydın onları ikna etmiştim!"
" Ama-ama çok komik değil miydi? Ah Tanrım, o salak tam bir aktör. Güldürmesini iyi biliyor."
" Benden çok güldün!"
Dedim gülümserken.
Kolunu omzuma atmıştı ve birlikte avm'nin çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştık.Sanırım bir günde bu kadar macera yeterdi, artardı bile.
Telefonumu elime aldım ve gelen bildirimlere baktım.
Annem üst üste iki kez aramıştı, acaba önemli bir şey mi oldu diye düşünürken kaşlarım çoktan çatılmıştı." Annem üst üste aramış."
" Neden ki?"
" Bilmiyorum, arayayım bi'"
Arama tuşuna bastım ve kulağıma götürdüm. O sırada otobüs durağına gelmiştik.
Telefonu sonuna kadar çaldırmıştım ama açan kimse yoktu. Bir kez daha aradım ve yine aynı durum.
Korkmaya başlamıştım.
Yüzümdeki o aylak tavır saniyeler içerisinde silinirken tedirginlikle San'a baktım." Açmıyor."
" Belki telefonunun sesi kısıktır? Hemen kötü düşünme."
" Umarım öyledir."
İçime kurt düşmüştü bir kere. O yüzden daha fazla oyalanmamak adına gelen ilk otobüse bindik. Biran önce eve gitmek ve annemi görmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just friends | seongjoong ✓
Fiksi PenggemarPapatyalarım soldu. Kuşlarım cıvıldamayı bıraktı. Sen bana duygusuz baktığın her an ben binbir defa daha öldüm sevgilim. [seongjoong #1] [seonghwa #1] [chaennie #1] [hongjoong #1] 一 ©teddystick