Çalan zil sesiyle gergin bir şekilde yerimde kıpırdandım. San gelmişti. Onunla ne konuşacağımı bilmiyordum ama yine de inat edip gelmişti. Ona Hongjoong'a olan duygularımdan bahsedemezdim, böyle bir ahmaklık yapamazdım bu yüzden yalan söylemek zorundaydım.
Bir kaç kez daha çalan zil sesiyle hemen kapıya gittim. Derin bir nefes aldım ve kilitli olmayan kapının kulpunu tek bir hamlede aşağı indirdim.
Tam karşımdaydı ve oldukça endişeliydi.
" Dostum.."
Beni kendine çekip sıkıca sarılmasıyla neye uğradığımı şaşırdım. Ama olanları idrak edince ben de sarılışına karşılık verdim.
Biraz sırtımı sıvazladı.
Gülümsedim. Tüm gerginliğim uçup gitmişti tek bir sarılışta. Belkide ihtiyacım olan buydu..." Hadi içeri geçelim."
Diyerek ondan ayrıldım ve onu da içeri sokup kapıyı kapattım. Annem ve babam çalışıyordu bu yüzden evde yalnızca ben vardım.
Benim odama gittik.
Durgundu, en az benim kadar. Belkide ne söyleyeceğini düşünüyordu ya da ne kadar kötü bir halde olduğuma gözleri ile şahit olduğu için bana içten içe acıyordu, kim bilir...
Ben yatağa o da karşımdaki koltuğa geçince sonunda sessizliği bozmuştu.
" Nasılsın?"
Bu sorunun cevabı bir bilinmezlikti.
" İyi, sen?"
" İyi olmadığını ikimiz de biliyoruz."
" Benim niye bundan haberim yok?"
Yüzüme yerleştirdiğim yapmacık bir gülümseme ile ortamdaki gerginliği almak istemiştim ama olmamıştı.
San derin bir iç çekip yanıma geldi." Seonghwa."
Kolunu omzuma atıp yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve gerçekten merak eder bakışlarla gözlerime baktı.
" Anlat."
Yüzündeki gülümsemem şimdi acı bir tebessüme büründü.
" Anlatmak istediğim çok şey var ama acım dudaklarımda mühürlendi San. İstesem de sana ya da başka birine söyleyemiyorum. Bu zamana kadar hep içime attım, artık dışıma atma kabiliyetimi kaybettim. "
" Hayır."
Dedi ve daha sıkı sarıldı bana.
" Hayır sen böyle değildin, sen güçlüydün. Yaşamayı severdin, etrafa her zaman tebessümlerini gönderen o pozitif ruhlu insandın. Birden bire ne oldu da böyle oldun anlayamıyorum. "
İstemsizce güldüm bu söylediğine.
Ben her zaman acı çekiyordum sadece hiçbiriniz fark etmediniz...Sustum. Ne diyebilirdim ki... Belki söylemek istediğim bir kaç şey vardı ama dile getirmek istemedim.
Bunu böyle bilmeye devam etmesini istedim.
Hongjoong gibi.
Diğerleri gibi." İçecek bir şeyler ister misin? Ya da yiyecek?"
Bu saçma durumdan kurtulmak için başka çarem yoktu. Ama tabiki kabul etmemişti.
" Neden anlatmıyorsun hwa? İnsan dertlerini dostuyla paylaşmayacaksa o dost niye var?"
" Bilmiyorum."
Derin bir nefes verdiğini işittim. Onunla birlikte ben de küçük bir nefes verip gözlerimi karşımdaki perdenin şekillerine dikmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/286515401-288-k709273.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just friends | seongjoong ✓
Fiksi PenggemarPapatyalarım soldu. Kuşlarım cıvıldamayı bıraktı. Sen bana duygusuz baktığın her an ben binbir defa daha öldüm sevgilim. [seongjoong #1] [seonghwa #1] [chaennie #1] [hongjoong #1] 一 ©teddystick