Sevgili

1.2K 138 101
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Kartlarımızı okutarak kapıdan içeri girdiğimizde Chiru hâlâ limon kafa ile ne yaşadığımı soruyordu.

Daha fazla sesini duymamak için elimle ağzını kapatıp limon kafaya döndüm. "Bir şey desene şuna! Kaç saattir sorup duruyor!"

Gülümserken omuz silkti, "Sorsun ne olacak?"

İç çekerek elimi Chiru'nun ağzından geri çektim.

Achero ve Andie limon kafa ile birlikte olmama çok şaşırmamış, hatta sorgulamamışlardı.

Aven ilk 15 dakika minik bir şok yaşasa bile sonra o da umursamamıştı.

Chiru ise ilk dakikadan beri bir şeyler sorup duruyordu!

"ALSİE! KIZIM SİZ ŞİMDİ SEVGİLİ MİSİNİZ? HANİ BAYAĞI BAYAĞI MANİTA!"

Limon kafanın ensesinden tutarak onu tam yanıma çektim ve elimle onu işaret ettim.

"Chiru, bak şimdi seni aptal! Bu gördüğün limon kafa, Bakugou Katsuki. Kahraman departmanında, ülkenin ilk 5 kahramanı arasında ve evet benim sevgilim!"

Katsuki artık sesli bir şekilde gülmeye başlarken Chiru'nun gözü ikimizin arasında gidip geliyordu.

En sonunda çok büyük bir nefes aldı ve elini Katsuki'nin sağ omzuna koydu.

Ona biraz yaklaşarak mırıldandı, "Tanrı yardımcın olsun kardeşim..."

Hızlı adımlarla Avenlar'ın peşinden gittiğinde kaşlarımı çatarak bağırdım.

"Tanrı neden onun yardımcısı lan! Ben neyim şeytan mı?"

Ona doğru koşmaya başladım, "CHİRU BURAYA GEL GÖTLEK!"

Avenlar'a yetiştiğimde Chiru kendisini korumak için Andie'nin soluna geçmişti.

Aven telefonuna bakarken mırıldandı, "Yeni bir pizzacı buldum, güzel diyorlar. Gidelim bir ara."

Achero esneyerek ağzını kapadığında yorgun sesiyle cevapladı, "Gideriz bir ara."

Eğitim alanının yanından geçerken Katsuki elimi tutup beni durdurunca başımı ona çevirdim.

"Ne oldu?"

Diğerleri de biz durduğumuz için durmuştu.

Katsuki çenesiyle saha kısmını işaret ettiğinde hepimiz aynı anda o tarafa döndük.

Dövüş sahasında yaklaşık 5-6 erkek vardı. Yine kendi aralarında dövüşüyor olmalılardı.

"Ee, ne var bunda-"

Sahanın ortasında Jake'i görünce ağzım açık kaldı.

"Hassiktir! Jake mi lan o?"

Chiru'nun sesiyle Jake olduğuna emin olduğum sarı saçlı adama bakmaya başladım.

Oldukça sinirli, kesinlikle fazlasıyla sinirli ve hırslı bir şekilde birini yumrukluyordu.

Yumrukları o kadar hızlıydı ki karşı taraf sadece savunma yapabiliyordu.

En sonunda attığı bir tekmeyle karşısındaki kişi yere düştü.

"Çok sinirli, dün olan olaydan dolayı olmalı." Andie'nin dediği şeye karşı onaylarcasına başımı salladım.

"Hırsını atıyor." Aven'da onun cümlesini tamamlamıştı.

Jake'in dövüştüğü kişi hâlâ yerdeyken Jake ona tepeden bakıyordu.

Yüzünden terler damlarlarken ve nefes nefeseyken buz gibi soğuk sesiyle konuştu.

"Tek işiniz dedikodu. Koduğumun bebeleri."

Kenardaki havlusunu alıp sahanın kenar lastiklerinin arasından geçerek yere indi.

Yürümeye başladığında gözü bize kaydı. Muhtemelen, 6 kişinin yan yana durmuş ilk kez insan görüyor gibi ona bakması onu şaşırtmış olmalıydı ki kaşları hafifçe havaya kalktı.

Daha sonra ise başını hafifçe sallayıp selam vererek yürüyüp gitti.

Chiru arkasından bakarken uzun bir ıslık çaldı ve bize döndü. "Bu çocuk çok taş."

Aven elini cebine sokmuş hâlâ sahaya bakıyordu, "Erkeklerden hoşlansaydım yavşardım."

Önüme döndüm ve bir kolumu Chiru'nun diğer kolumu da Katsuki'nin omzuna attım.

"Neyse ne. Dinlenme alanına gidelim de uzanalım biraz."

Katsuki omzuna koyduğum elimi indirip tuttu ve kulağıma doğru fısıldadı.

"Alsie, bir şeyler yiyelim."

Gözlerimi büyüterek ona döndüm ve ben de onun ses tonuna eşlik ederek fısıldadım.

"Daha kahvaltı yapalı 2 saat oldu sadece, hayvan!"

Çocuk gibi omuz silkti, "Acıktım ne yapayım?"

Dinlenme alanının önüne geldiğimizde diğerleri içeri girerken mutfağa gideceğimizi söyleyerek Katsuki'yi de peşimden sürükleyip mutfağa yöneldim.

İçeri girdiğimizde buzdolabının kapısını açıp içine bakmaya başladım.

"Salamlı sandviç mi yoksa peynirli mi?"

Gelen seslerden sandalyeye oturduğunu anlamıştım.

"Peynir."

Ona bir sandviç, bana da bir kahve aldım ve kapağı kapatıp ona doğru gittim.

Sandviçi ona uzattığımda elimden aldı. Ben de yanındaki sandalyeye oturacakken belimden tutarak beni kendisine çekti.

Gözüm direkt kapıya kaydığında omuzuna hafifçe vurdum. "Ne yapıyorsun?"

"Çok güzelsin."

Gözümü tekrar ona çevirdiğimde bu sefer oturan kendisi olduğu için ona üstten bakan bendim.

Dudağım hafifçe yukarı kıvrıldığında bir elimi yanağına koyup daha sonra da dudağını bir saniyeliğine öperek geri çekildim.

Kaşlarını çattı, "Daha yok mu?"

Kollarından kurtulup yanındaki sandalyeye oturdum. "Azdın mı sen? Konuşmayı bırak da yemeğini ye!"

"Tamaaam."

Bakugou x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin