Kahvaltı

1K 142 75
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

"ALSİE! UYAN HADİ!"

Evin içinde yankılanan sesle yatakta diğer tarafa dönerek yorganı iyice üzerime çektim.

Birkaç dakika sonra tekrar bir ses geldi. "ALSİE! UYANSANA LAN!"

Sinirle kafamın altındaki yastığı elime alarak yüzüme bastırdım. "Uyuyorum ben!"

Merdivenlerden adım sesleri geliyordu. Buna inat sırtımı kapıya çevirip kendimi tamamen yorganın altına soktum.

Odanın kapısının önünde limon kafanın olduğunu hissediyordum.

"Alsie, işe geç kalacağız."

"Saat daha kaç ki? Bence bugün izin günü-"

"Hayır, izin günü yapmayacaksın."

Yatağın uzandığım tarafına ağırlık çökünce yatağa oturduğunu anladım.

"Hadi kalk, kahvaltı hazırladım."

Başımı yorganın altından çıkarıp karşımdaki limon kafaya baktım.

Gözlerimin içine bakarken gülerek aniden yaklaşıp burnumun ucunu ısırdı.

Acıyla burnumu tutarken kahkaha atarak yataktan kalktı.

Ben de doğrulup ona baktım, "Kuduz musun lan sen?"

Kapıya doğru yürürken omuz üstünden bana baktı. "Tatlı duruyordun. Kalk hadi, kahvaltıya."

İç çekerek yataktan kalktım ve önce lavaboya giderek yüzümü yıkadım.

Daha sonra aşağı inip mutfağa girdim. Masayı ciddi anlamda donatmıştı.

"Hassiktir..."

Direkt sandalyeye oturup kreplerden birini elime alarak ısırdım.

Kendisi de birkaç şeyi daha masaya koydu ve karşıma oturup yemeğine başladı.

2. krebi yemeden önce üstüne Nutella sürmeye başladım. O sırada gözüm limon kafaya kaydı.

Hiç de işe geç kalacakmış gibi davranmıyordu.

Gözüm pencereye kaydı, "Limon kafa."

Dolu ağzı ile cevap vermeye çalıştı, "Hm?"

Gözümü ona çevirdim, "İşe geç kalmıyoruz, değil mi?"

Ağzındaki yutup hafifçe gülümsedi, "Saat 10 desem ağzıma sıça-"

"SIÇARIM TABİİ Kİ!"

Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı, "Tamam, o zaman demiyorum."

İç çekerek yemeğime geri döndüm.

Ağzıma nutellalı krebin tamamını soktum, "Krep çok güzel olmuş lan."

"Sincaba benziyorsun."

Başımı kaldırıp kocaman yanaklarım ve çatık kaşlarımla ona bakarken o ise baktıkça daha çok gülüyordu.

"Sen de civcive benziyorsun!"

Kaşları havaya kalktı, "En azından tatlı bir şey."

Yaklaşık 10 dakika sonra kendisi yemeğini bitirmişti ve arkasına yaslanmış beni izliyordu.

Ben ise hâlâ hayvan gibi yiyordum.

"Bugün Jake işe gelir mi sence?"

Meyve suyumu içerken düşündüm ve bardağı geri masaya indirdim, "Bilmiyorum. Gelir bence."

Masaya koyduğum bardağımı alıp bu sefer kendisi birkaç yudum içti, "Yavşak babası gelir mi? O adam cidden elimde kalacaktı."

Başımı iki yana salladım, "Onun tekrar geleceğini sanmıyorum. Ha bu arada, sen nasıl onunla tartışmaya başladın?"

Bunu gerçekten merak ediyordum, sormayı unutmuştum.

Dirseklerini masaya dayadı ve konuşmaya başladı.

"Eğitime gidiyorum demiştim ya. Jake'de sahaya yakın bir yerde arkadaşları ile konuşuyordu. Onun yanına gittiğim sırada biri Jake'e 'Baban geliyor' dedi."

Ağzıma bir zeytin atıp devam etmesi için başımı aşağı yukarı salladım.

"Jake'in yüz ifadesi direkt değişti, başını kapıya çevirdi ve babasını gördü. Daha sonra ona doğru ilerledi, biz de uzaktan izliyorduk. Diğer herkes stres olmuş, kavga olacak diye korkarken ben neden böyle düşündüklerini de anlayamamıştım."

Parmağıyla masada ritim tutmaya başladı.

"Birkaç dakika anca geçmişti ki babası Jake'i çok sert bir şekilde ittirdi. Yani... Bence başkası ittirse bu kadar etkilenmezdi ama birkaç adım geriye doğru giderek bildiğin yere düştü."

Katsuki haklıydı.

Muhtemelen babası yaptığı için boşluğuna gelmişti. Yoksa o kas yığını öyle bir ittirmeyle yere düşecek biri değildi.

İttirmeyi bırakın, silahla ateş etseniz yine ayakta kalmak için direnirdi.

"Ondan sonra ben de sinirlendim. Babasıyla arasına girdim, daha sonra biz tartışmaya başladık. Sonra Aven beni durdurmaya çalıştı, siz geldiniz falan..."

İç çekerek elimdeki çatalı tabağın üstüne bırakıp geriye yaslandım.

"Babasıyla arasında ne var?"

Omuz silktim, "Sadece... Babası onu sevmiyor. Jake'in yaptığı bir şey yoktu. Sadece sevmiyor işte. Ergenlik zamanları onun hep üstüne gidiyordu, akademimizde bize eğitim veren en üst kademeydi."

Anlarcasına başını aşağı yukarı salladığında kapının çalmasıyla başımızı kapıya çevirdik.

Ayağa kalkıp kapıya yöneldim, açtığım gibi Chiru zıplayarak içeri girdi.

"GÜNAYDIN BEBİŞKO! SANA BÖREK GETİR-"

Konuşması Katsuki'yi görünce yarıda kesilmişti.

İçeri giren Aven, Achero ve Andie'de tip tip Katsuki'ye bakıyordu.

Aven ceketini çıkarıp askıya astı, "Sen niye burdasın lan?"

Chiru gözlerini kısmış, resmen bir dedektif gibi ikimize bakıp duruyordu. En sonunda gözlerini kocaman açıp işaret parmağıyla ikimizi işaret etti.

"SEVİŞTİNİZ Mİ SİZ!"

Ayağımdaki terliği çıkarıp tam kafasına attım, "CHİRU! KES SESİNİ!"

Bakugou x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin