Bakugou x Reader (Bnha x Reader)

Ortam

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Şarabımdan bir yudum aldığım sırada arkamdan bir ses geldi. "Hey, burada mıydın?"

Omuz üstünden limon kafaya baktım. Balkonun kapısını arkasından kapatıp çaprazdaki koltuğa oturdu.

Gülümsedim, "N'oldu? Beni mi arıyodun?"

Koltukta biraz yayılarak ayaklarını karşıdaki masaya uzattı. "Chiru ve Aven oyun için tartışmaya başladı. Achero desen zaten ölü mü canlı mı belli değil. Andie ise kitap okuyor."

Başını bana çevirdi, "Geriye bir tek sen kaldın."

Dudaklarımı büzdüm, "Son çarenim demek ki..." elimi kalbimin üstüne koydum, "Kalbim kırıldı."

Bardağımı masanın üstüne koyup sigara paketinden bir sigara çıkardım ve çakmakla ucunu yaktım.

Derin bir nefes çekerek limon kafaya döndüm. "Bugün eğitim sırasında Jake ile ne konuştunuz?"

Başını yukarı çevirmişti, terasın tavanındaki camlardan gökyüzünü izliyordu.

"İlk başta öyle klasik naber nasılsın tarzı şeyler konuştuk. Eğitim başladıktan 5-10 dakika sonra geçen gün olan kavgayı sormaya çalıştım ama her seferinde konuyu başka yerlere çekerek dağıttı."

Sigara izmaritini küllüğe atmaya başladım,

"Ben de bugün mutfağın ordaki terasta Jake'in kavga ettiği kişiyi gördüm. Konuşmaya çalıştım ama olayla ilgili bir şey söylemedi, ben de en sonunda sinirlenip geri döndüm."

Derin bir nefes aldı, "Yıldızlar çok güzel, değil mi?"

Başımı kaldırıp gökyüzündeki parlayan yıldızlara baktım.

Doğrulup masaya bıraktığım şarap dolu kadehimi eline alarak bir yudum aldı, daha sonra da kadehi hâlâ elinde tutarken tekrar gökyüzüne bakmaya başladı.

"Ama ne kadar sürerse sürsün onu bekleyeceğim; gerekirse sonsuza dek, hatta yıldızlar artık ışık vermeyene kadar.”

Gülümsedim, "Jeffrey Moore."

Başını bana çevirdi ve kadehi masaya bıraktı, "Bileceğini tahmin etmiştim."

"Öyle mi? Nereden?"

Omuz silkti, "İçgüdü."

Gözümü şarap kadehime çevirdim, "Eğer istiyorsan sana da bir kadeh doldurabilirim."

"Seninkinden içmek güzel."

Sigarayı dudaklarımın arasına koyarken gözümü ona çevirdim. Sarhoş gibi bakıyordu.

"Aşağıda içtiniz mi?"

Başını iki yana salladı, "Hayır, neden?"

"Sarhoş gibi bakıyorsun."

Başını hafifçe eğdi, "Ben sarhoş olmam."