Uyandığımda Jason'a 'Ne kadar uyudum?' diye sordum. Jason '30 dakika.' diye cevapladı. 'Neredeyiz Jason?' diye sorduğumda Jason'ın yorgun olduğu her halinden belliydi. 'Nebraska. Acıktıysan bir yerde duralım.' dedi. Başımı olumsuz gibisinden salladım. Gözlerinin altındaki halkalar büyümüştü. 'Jason biraz ben kullanabilir miyim ? Sıkılıyorum.' dedim. Jason hayır demek üzereyken 'Lütfen.' dedim. Jason pes etmiş gibi kenara çekerek arabadan indi. Bende indim. Yer değiştirdiğimizde Jason 'Biliyorsun değil mi kullanmayı ?' dedi. Ters ters bakmaya başladım. Cevap bile vermeyerek arabayı çalıştırdım. Jason kadar hızlı gitmesem de iyi kullanıyordum. Jason bir süre sonra rahatlamış olmalı ki kollarını göğsünde birleştirerek beni izlemeye başladı. 'Ne var?' diye sordum gülerek. 'Hiç. Sadece araba kullanırken daha önce görmemiştim seni.' dedi. Omuzlarımı silkerek öndeki arabayı da geçtim.
Bir süre sonra yoldan gelip geçen araçların sesi dışında bir şey duyulmuyordu. 'Jason sence...' diye konuşmaya başladığımda uyuyakaldığını fark ettim. O kadar masum gözüküyordu ki biraz daha ona bakarsam gözlerimi alamayacaktım. Bu da ölümden kaçarken kaza yapıp mezara atlamak olurdu.
***
IOWA güzeldi. İnsanlar sokaklara akın etmişti. Jason hâlâ uyuyordu. Sadece Nebraska ile IOWA arasında arabayı ben kullanmıştım ve şimdiden yorulduğumu hissediyordum. Çevredeki dükkanlara bakarken Ava aklıma gelmişti. Logan,Noah,Andela,Ares... Hepsi nerede,ne yapıyorlardı ? Eğer başlarına bir şey gelmişse kendimi affedemezdim. Bizim peşimizde olanlar eve baktıysa onlara zarar verme olanakları da vardı. Kafamdan onları atmaya çalıştım. Böyle düşünmeye devam edersem kafayı yiyebilirdim. Işıklarda arka koltuğa uzanıp su şişesini aldım.
IOWA arkamızda kalmıştı. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Kollarım direksiyon tutmaktan ağrıyordu. Jason'ın navigasyonda belirlediği yol üzerinde ilerliyordum. Chicago vardı sırada. Küçükken orayı görmeyi hep istemiştim. Şimdi ise böyle bir şansım olamazdı. Esnemeye başlamıştım. Korkarak arabayı kocaman bir AVM'nin bahçesine park ettim. Arabayı kilitleyerek sağa dönüp ayakkabılarımı çıkardım. Kıvrılıp gözlerimi kapattığım anda uyku beni ele geçirdi.
***
Araba kapısının sesini duyduğum anda gözlerimi açtım. Jason arabanın önünden sürücü tarafına yürüyordu. Kapıyı açtığında ben hâlâ esniyordum. Gözlerimi açabilecek hâlde değildim. Jason kapıyı açıp 'Uykucu hadi gel bakalım.' diyerek beni kucakladı. Hiç itiraz etmedim. Etsem de ayağa kalkamayacak kadar uykum vardı. Arka koltuğa beni yatırdığında 'Jason...' diye mırıldanıp tekrar uyuyakaldım.
***
Uyandığımda yavaşça doğrulup oturdum. Jason 'Günaydın.' dedi. Dikiz aynasından ona gülümsedim ve ön koltuğa geçmek için ayaklandığımda Jason 'Dur paketler var.' dedi. Tek eliyle iki üç poşeti aldığında ön tarafa atladım. Poşetleri elinden aldığımda 'Bunlar ne ?' dedim. 'Ayağındaki topuklulardan kurtulman için spor ayakkabı falan.' dedi. Üstümde hâlâ Melenia'nın evindeki davet için giydiğim kıyafetler vardı. Poşeti açtığımda içinde spor taytı,tişört,ayakkabı vardı. Ayakkabı kutusunun üstüne yapıştırılmış bir not vardı. Kopardığımda notta "Lacivert rengi kalmamıştı." yazıyordu. Kıkırdayarak 'Çok teşekkürler.' dedim. Kutuda rengarenk bir çift spor ayakkabı vardı. Arka tarafa geçip üzerimi değiştirdim. Jason yoldan gözünü ayırmıyordu. Elbiseden ve o aptal ayakkabılardan kurtulduğum için mutluydum. Ön tarafa geçince tekrar teşekkür ettim. Jason gülümseyerek karşılık verdi. Neredeyiz diye sorduğumda Chicago'yu geçtiğimizi söyledi. En azından arabadan da olsa görmek isterdim ama geçeli baya olmuştu.
Ohio girişine geldiğimizde bu sefer soru sorma sırası bendeydi. 'En sevdiğin renk?' dedim. Jason neredeyse kahkaha atıyordu. 'Ne var ? Sen bana sordun şimdi sıra bende.' dedim. Jason gözünü yoldan ayırmadan 'Siyah.' dedi. 'Sayı?' dediğimde '13.' dedi. Sorular olarak tıkanmıştım. O normal bir hayat yaşamadığı için ne sorabileceğimi bilmiyordum. Jason fark etmişti. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı 'En sevdiğim eğitim koşmak. Yemek pizza. Sizin takviminize göre Ağustos denilen bir ayda doğmuşum. Yine sizin dünyanıza göre Aslan burcu denen bir şeyim. İçecek olarak her zaman kahve tercihimdir.' dedi. Daha fazla kurcalamanın anlamı olmazdı. CD çaları açtığımda Summer Nights çalıyordu. Jason bana bakarak gülmeye başladığında 'Evet Bayan Lawrence dinliyorum.' dedi. Bacaklarımı toparlayıp bağıra bağıra şarkıyı söylemeye başladım. Jason'ın ilk kez kahkahalarla güldüğünü görüyordum. Sonra öksüre öksüre durmak zorunda kaldım. O kadar bağırmıştım ki boğazım acıyordu. Jason 'Şiiittt... Sakin. Su iç.' diyerek elime şişeyi tutuşturdu.
Düzeldiğimde müzik hâlâ çalmaya devam ediyordu. 'Nereye gidiyoruz Jason?' dedim. Jason tekrar bana dönerek gülümsedi. 'Rüyaların şehri New York Bayan Lawrence.' dedi.
genckz,siyahkatil ve LittleSeina'ya ithaf edilmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARİÇEM
خيال (فانتازيا)Elementlerin tarihi. Ariçem soyu ve çember. Logan'ın bağlılığı ve mutluluğu. Noah'un eğlenceli hali ve sadakati. Ava'nın neşesi ve dostluğu. Jackson'ın profesyonelliği ve şefkati. Jason'ın sahiplenmesi ve aşkı. Alison'ın gücü ve acemiliği. Walter'ı...