Ne diyebilirdim ki... Logan'a ne cevap verebilirdim ? Zaten hep yalnızdık. Her zaman sadece birbirimize muhtaçtık. Logan'ın yüzündeki hayal kırıklığı metrelerce öteden görülebilirdi. Birkaç adım atarak ona yaklaşıp sarıldım. Beni itmek yerine sıkıca kendisine çekti. 'Seni de kaybetmeye dayanamam. Sen ailemden son kalansın. Gerçi pek bir ailemiz olduğunu da söyleyemem ama.' diyerek kıkırdadı. Onu bıraktığımda Jason'ın gittiği tarafa doğru yürümeye başladık. Ellerimi cebime sokup olanları kafamda birleştirmeye çalıştım. Jason'ın bize seslenmesiyle sessizlik bozuldu. 'Hızlanın biraz ! Burada küçük sayılabilecek bir ev var. Gelin bir bakın !' diye bağırdı. Alcander'in çoktan ortalıktan kaybolduğuna emindim. Adımlarımı sıklaştırarak Jason'a doğru ilerlemeye başladım. Köşeyi döndüğümde anlık bir şok yaşasam da Logan'ın yaşadığının yanında belki de benimki hiç kalırdı. 'Ben bunu yapamam... Özür dilerim çocuklar ama ben oraya giremem... Olmaz...' diye fısıldadı. Sesi titriyordu. Yanına yaklaşıp saçlarını karıştırdım. 'Sorun değil Logan. Eminim bir yolunu buluruz.' diye onu teselli etmeye çalışsam da o çoktan bizim bulunduğumuz zamandan kopmuş , geçmişte kayboluyordu.
***
'Onu anlaman gerekir. O evde belki de geçirdiği en kötü zamanları yaşamış...' dedi Andela. Camdan dışarıyı seyrediyordum. Birkaç metre ötede Jason Logan yan yana oturuyordu. Jason zihnine girmeme izin vermese de az buçuk neler konuştuklarını tahmin edebiliyordum. Andela 'Bu arada Dios'u gören oldu mu ?' dediğinde o sorana kadar hiç bunu düşünmediğimi fark ettim. Başımı hayır dercesine sallayarak dönüp yanına oturdum.
Bir anda aklıma Ares geldi ve hızla Andela'ya döndüğümde Noah ne soracağımı anlamış olacak ki 'Sorun yok. Ares bizimle sonradan buluşacak.' dedi. Derin bir nefes alıp tekrar koltuğa gömüldüğümde bir sessizlik hakim oldu odaya. Küçükken burada yaşamıştım ve hiçbir şey hatırlamıyordum. Hiçbir şey...
***
Bir anda uyandım. Doğrulup çevreme baktığımda koltukta Andela ile uyuyakaldığımızı fark ettim. Noah da yerde yatıyordu. Jason ve Logan ortalarda gözükmüyordu. Ayaklanıp cama doğru yürümeye başladım. Jason ağaca yaslanmış bir şekilde oturuyordu. Logan bir iki metre ötesinde çimene uzanmış uyuyordu. Üzerime hırkamı geçirip kapıya yöneldim. Andela'yı ve Noah'u uyandırmamaya dikkat ederek kapıyı yavaşça kapatıp dışarı çıktım. Havada tatlı bir esinti vardı. Ona doğru yürümeye başladığımda Jason direkt bakışlarını bana kilitlemişti. Gerginliği buradan hissedilebiliyordu. Birkaç adım kala durup 'Üşümüyor musun ?' dediğimde hafifçe tebessüm etti. 'Başka bir şeyler sorarsın diye bekliyordum.' dedi. Ayağa kalkarak yanıma geldi. 'Olduğun durumu kimseye fark ettirmemek istiyorsun. Sadece kendin halletmek istiyorsun. Zayıf noktalarını göstermekten nefret ediyorsun. Bana bile.' dedi. İnkar edemezdim ama cevap vermek zorunda değildim. 'Sürekli güçlü durmak zorunda değilsin Alison.' dedi. Bakışlarımı yere çevirip ayağımla toprağı eşelemeye başladım. Jason çok fazla ilgisini belli etmezdi ve ettiğinde de ben şuan olduğu gibi kilitlenirdim. İki eliyle yüzümü kavrayıp bakışlarımı kendisine çevirdi. 'Her şey bitecek. Sana söz veriyorum. Bir gün hepsi bitecek Alison.' diye fısıldadı. Hafifçe başımı aşağı yukarı sallayarak ona inandığımı belli ettim. Bir anda beni bırakarak başını ormandan tarafa çevirdi. 'Jason ne oluy...' diye konuşmaya başladığımda 'Şiittt... Duydun mu ? Hemen Logan'ı uyandır içeri geçin.' dedi. Logan'a yaklaştığım anda ağaçların arasından koşan bir silüet fırladı. Jason bir anda tüm evi ateşten bir çember içine aldı. Alev yükseldikçe yükseliyordu ama silüet durmadı. Noah ve Andela yanıma geldiklerinde Logan da çoktan uyanıp ayaklanmıştı. 'Yine neler oluyor ?' diye sorduğunda Jason'dan gözlerimi ayırmadan omuzlarımı silktim. Bakışlarımı bize doğru gelmekte olan şeye çevirdim ve daha dikkatli izlemeye başladım. Bir tuhaflık vardı. Silüet sanki birisine saldırmıyor daha çok kaçıyor gibi davranıyordu. 'Jason dur ! Jason !' diye bağırsam da beni dinlemiyordu. Yanına gidip ona olanları anlatmaya çalıştığımda ise beni tersleyerek Noah'a bir şeyler anlatmayı sürdürdü. Daha fazla dinlememesine katlanacak değildim. Ellerimi iki yana açıp tüm dikkatimi su elementine odakladım. Toprak titremeye başladığında Jason ve Noah dönüp bana baktılar. Ağaçların arasından yükselen suyu şekillendirip tüm çemberi söndürdüm. Jason 'Ne yaptığını sanıyorsun Alison !' diye bağırdı. 'Beni dinlemeni sağlıyorum. Amacı bize saldırmak değil birisinden kaçıyor.' dediğimde silüet daha belirgin bir hâl almıştı. Yaklaşık benim boylarımda bir kızdı. Fazlasıyla korkmuş , ıslak ve yaralıydı. Birkaç metre kala dizlerinin üstüne çöktü. Başını kaldırıp masmavi gözleriyle bana baktı. 'Yardım...' diye fısıldadıktan sonra yere yığıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARİÇEM
FantasíaElementlerin tarihi. Ariçem soyu ve çember. Logan'ın bağlılığı ve mutluluğu. Noah'un eğlenceli hali ve sadakati. Ava'nın neşesi ve dostluğu. Jackson'ın profesyonelliği ve şefkati. Jason'ın sahiplenmesi ve aşkı. Alison'ın gücü ve acemiliği. Walter'ı...