Part 34 İSVİÇRE LOZAN

18 0 0
                                    


BÖLÜM 34


İSVİÇRE LOZAN


İsmet İnönü ve arkadaşlarının trenle İstanbul'dan İsviçre Lozan'a uğurlanışıdır. Lozan'da aylarca hukuk mücadelesi verişidir. Atatürk'ün hediye ettiği altın kalemle, İsmet İnönü'nün Lozan Antlaşması'nı başarıyla imzalayışı ve Türk Milleti'nin zaferidir.



 İsmet İnönü, soğuk bir akşam olmasına rağmen biraz ferahlamak istercesine balkonun korkuluklarına dayandı. Leman Gölü tüm heybetiyle karşısındaydı ve yakınlardaki kasabaların loş ışıltılarını yansıtıyordu. İsmet İnönü sigara tabakasının kapağını açtı ve sert rüzgâra direnerek bir sigara yaktı. Poyraz rüzgârının savurduğu dalgalara doğru bakarak derin düşüncelere daldı.


Kurtuluş Savaşı'nın zaferinin ardından İstanbul'dan halkın coşkusu içersinde alkışlarla trene binişlerini, üç gün üç gece süren yolculuğun ardından Lozan'a gelişlerini hatırladı. Lozan'a geldiklerinde kasım ayının sonlarıydı, hava oldukça soğuktu. Kurtuluş Savaşı'ndan daha yeni çıktıkları için başlarında kalpaklar, ayaklarında çizmeler vardı. Lozan görüşmeleri için arabasından indiğinde, İsmet İnönü ve arkadaşlarının üzerinde şık takım elbiseler, rugan ayakkabılar ve başlarında da melon şapkalar vardı. Görüşmeler aylarca sürmüştü.


İlk kriz koltuk kriziydi. Salonda dünya devletleri için büyük koltuklar ayrılmışken, Kurtuluş Savaşı'nın galibi İsmet Paşa'ya küçük bir koltuk ayrılmıştı. İsmet İnönü yarım Fransızcasıyla durumu sormuştu: "Başka koltuk bulamadık efendim" cevabını almıştı. İsmet Paşa büyük bir kararın eşiğindeydi ya Lozan'da kalacak görüşmelere devam edecekti ya da salonu terk edecekti. Tam salonu terk etmek üzereyken aklına muhteşem bir fikir geldi.


"Koltuğu bulduğunuz zaman geliriz."


Nihayet koltuk bulunmuş ve görüşmeler eşit şartlarda başlamıştı. Salonda diplomasi harbi tüm hızıyla sürüyordu. İsmet Paşa Kurtuluş Savaşı'nın ardından büyük bir diplomasi savaşı veriyordu.


İsmet Paşa bunaldığında 19 Aralık 1922 akşamı kaldıkları şatodaki odasından Mustafa Kemal'e bir mektup yazmıştı. Mektubunda en yakın dostuna içini açıyor, sıkıntılarını paylaşıyordu: "Anadolu'da sizi göremediğim zamanlarda olmuştu ama kendimi hiç bu kadar size uzak hissetmemiştim."


26 Aralık 1922'de Mustafa Kemal'den içini ferahlatan bir mektup gelmişti. Mustafa Kemal kendisine güveniyordu ve ondan parlak bir zafer bekliyordu.


Görüşmeler kapitülasyonlar sorunuyla tıkanmıştı. Kurt Dışişleri Bakanı Lord Curzon, küçük boylu, inatçı ve kararlı İsmet İnönü'ye şartlarını bir türlü kabul ettiremiyordu. Lord Curzon: "Trene binip gidiyorum" diyerek İsmet İnönü'ye haber yollamıştı. İsmet İnönü kendinden emindi, Mustafa Kemal'in güvenini taşıyordu kararlıydı. İsmet Paşa yurda dönme kararı alırken Lord Curzon'a restini çekmişti:


"Uğurlar Olsun!"


                                                           ***


Mevhibe Hanım modern hükümetin Türk Kadınının yeni yüzüydü. Mevhibe Hanım, kahvesini yudumlarken Leman Gölü'ne doğru bakıyor, İsmet Paşa'nın konuşmalarını dinliyordu. Leman Gölü nisan ayının en güzel manzaralarını sergiliyordu.


İsmet Paşa, nisan ayında tekrar görüşmelere çağrılmıştı, bu defa yanında eşi Mevhibe Hanım da vardı. İkinci tur görüşmeler üç ay sürmüş, çetin bir diplomasi savaşının ardından yüz kırk üç maddelik Lozan Antlaşması'nda uzlaşmaya varılmıştı. Antlaşma maddeleri Ankara'ya iletilmişti. Başbakan Rauf Bey, Lozan'da çok fazla taviz verildiğini düşünüyor ve antlaşmaya onay vermiyordu. Sinirler iyice gerilmişti. İsmet İnönü aylardır yabancı delegasyonla savaşmaktan çok bunalmıştı. Lozan'dan tam çekilme kararı aldığında 18 Temmuz akşamında Çankaya'daki dostuna bir telgraf çekti. Telgrafa cevap gecikmemişti.19 Temmuz'da gelen telgrafta Mustafa Kemal İsmet Paşa'nın yanındaydı ve kendisine büyük destek veriyordu.


20 Temmuz'da İsmet Paşa Çankaya'ya teşekkür telgrafı çekmişti: "Paşam en zor anımda Hızır gibi yetiştiniz."


İsmet İnönü'nün arabası Lozan Üniversitesi'nin önünde durmuştu. Şoför kapıyı açtığında kendinden emin bir şekilde arabadan indi. Takım elbisesini düzeltti, başına melon şapkasını taktı. Eşi Mevhibe Hanım'la birlikte gururla merdivenlerden tırmandı. Salonda görülmemiş bir kalabalık vardı. İmza sırası kendisine geldiğinde dimdik masaya yürüdü. Önündeki imza metnini incelerken yeni sınırlarımızı inceledi. Kapitülasyonlar ve boğazlarla ilgili maddeleri okudu. Gözüne mübadele ile ilgili madde ilişmişti. Gazi'nin hediyesi olan altın kalemi cebinden çıkardı. Salondaki kalabalığa zaferini ilan edercesine gururla baktı ve antlaşmayı imzaladı.


Lozan Üniversitesi'nin merdivenlerinden inerken yeni hükümetin tüm dünya devletleri tarafından tanınmış olmasının zaferini taşıyordu. Şoförü arabayı üniversitenin önündeki caddeye çekmiş, kendisini bekliyordu. Merdivenlerden inerken aylardır çektiği sıkıntıların ardından bir sigara yaktı.








ÖMRÜM UZAKLARDA AZALMASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin