BÖLÜM 28
KİLİSE YANGINI
Art arda düşen yıldırımlardan eski kilisenin isabet alıp yanışı ve köyü sel basışıdır.
Dağlardan gelen sel suları ölü bir gelinciğin cesedini ve dalından taze kopmuş yaprakları sürükledi. Yakınlara ard arda yıldırımlar düştü. Bay Sisifos kıyamet koptuğunu sandı. Saatlerdir yağan yağmur amansız devam ediyordu. Başlıktan mağaralardan ve dağlardan gelen sel, birdenbire evlerinin boyunca yükselmişti. Bir an evdeki kızını ve torununu hatırladı. Odalarında uyuyor olmalıydılar. Eve doğru telaşla koşarken büyük bir gürültü kopmuş kilisenin çatısına yıldırım düşmüştü.
İnanılır gibi değildi. Sel suları bel hizasını geçip, koltukaltlarına kadar yükselmişti. Evin kapısını zorladı sıkışmıştı açılmıyordu. Pencereden girmeyi denedi, sel suları pencereyi de kapatmıştı. Bay Sisifos, ev duvarının yıkılmasıyla, evin çatısının çökmesiyle yapılacak hiçbir şeyin olmadığını anladı. Kiliseye gelen köylülerin seslerini duydu. Ellerindeki kazma, kürek, kova ve ağaç dallarıyla yangını söndürmeye çalışıyorlardı. Yağmurun sesi gök gürültüsüyle ve insan çığlıklarıyla karışıyordu. Kilisenin ahşap duvarları ve çatısı şiddetli yağmura rağmen çıra gibi yanıyordu. Az sonra çan kulesi de yıkılmıştı. Köylüler yapabilecekleri hiçbir durum kalmadığını anlayınca büyük bir şaşkınlıkla kilise yangınını sadece izlemek zorunda kalmışlardı.
Yağmur dindiğinde ve sel çekildiğinde kilisenin bahçesinde büyük bir kalabalık vardı. Adamlar, kadınlar ve çocuklardan oluşan kalabalık kilisenin yıkılışına ve yangınına gözyaşlarıyla tanık oluyorlardı. Herkes birbirine anasını, babasını, oğlunu, kızını, yakın akrabasını gören olup olmadığını soruyordu. Sele kapılan evlerden birisi de Deli Lali'nin eviydi. Köyün sevilen ismi Deli Lali gibi artık evi de ayakta değildi.
O gün köylüler gün boyu mezar kazdılar, köy mezarlığında ilk defa mezar kazıcılar mezar kazmakta zorlandılar. Rum köyünde ilk defa toplu ölümler olmuştu. Bay Yorgi atölyesinde tabut yetiştirmek için gece gündüz çalışmıştı. Bay Yorgi ve Manoli gün boyu kalasları keserek tahtalar haline getirmişti. Büyük felaket çevredeki köyleri hasara uğratsa da en çok zarar gören yine Elbizlik köyü olmuştu.
O gün köy mezarlığında büyük bir kalabalık vardı. Sarıköy, Armutlu, Dereköy, Geyikli, Hodul, Tahtalı ve Çırmış köylerinden gelen köylüler mezarlıktaki törene katılmışlardı. Törende dilleri, dinleri ve renkleri farklı insanlar olmasına rağmen aynı acıyı paylaşmanın, aynı Tanrıya dua etmenin gururunu taşıyorlardı. Cenaze töreninden sonra köylülere çörek, turta ve ayran ikram edilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖMRÜM UZAKLARDA AZALMASIN
Storie d'amoreÖMRÜM UZAKLARDA AZALMASIN BÖLÜM 1 SEL Kurbağalar yağmuru günl...