BÖLÜM 37
YILDIZLAR ALTINDA ÖLÜM
Malikânenin yıldızları gören çatı katındaki yatak odasının gerdek için hazırlanışıdır. Malikânede hizmetçilerden başka yabancı birinin daha oluşudur. Manoli'nin tabancasından çıkan son kurşunun ıskalamasıdır.
Greglerin evleri o gece oldukça sessizdi. Kestane ağaçlarının ara sıra duyulan hışırtısından başka ses yoktu. Üst kattaki kandil hala yanıyordu. Masanın üzerinde tütün paketleri birikmişti ve içerisini ağır bir tütün kokusu sarmıştı.
Pencerenin başında bütün gece dışarıyı gözlemlemişti. Ayın yükselişine evre evre şahit olmuştu. Daha öncesinde Greg'in tıraş oluşuna, damat elbiselerini giyişine, aynanın karşısında uzun bir süre kendini seyretmesine ve iç çamaşırlarıyla dolaşmasına şahit olmuştu. Onu ilk defa aynanın karşısında narsist olarak görüyordu. Greg, o kadar heyecanlıydı ki, bugün evinde birinin saklandığından dahi habersizdi. Bir ara pencereden bakmış, bahçe kapısının sesini duymuştu. Belki odasında içilen tütünlerin kokusunu bile duymamıştı. Yatağının üzerindeki kutudan papyonunun çalındığını fark ettiğindeki yüz ifadesini görmeyi arzulamıştı. Onu her an nefretle öldürmek istemesine rağmen bir süre beklemeyi tercih etmişti. Greg, papyonunu göremeyince ne kadar endişelenmiş olmalıydı. Oysa bu akşam onu beklemişti. Papyonu tekrar kutusuna koyarak beklemişti. Greg, kendinden şüphe duymalı, korkuya kapılmalı, delirdiğini hissetmeliydi bu gece. Beklerken birbiri ardına tütün yakmış, şarkılar mırıldanmıştı. Beklerken kesik bacağındaki ağrılar da giderek artmıştı. Belki de Manoli'yi tahta bacağıyla karşılamak onlara garip gelecek ve onları oldukça şaşırtacaktı. Belki de Manoli eski sevgilisinin tahta bacağından korkacaktı. Yok yok, onlara hiç görünmeden beklemeliydi. Manoli'yi zifaf gecesinde en aciz anında yakalamalı ve Greg'in kollarından kurtarmalıydı. Bedros, eline aldığı usturayı önce açtı, diliyle keskinliğini kontrol etti ve sonra katlayarak cebine koydu. Rövanş için hazırdı.
Bedros, bir tütün daha sardı ve içti. Ayın önünü bulutlar kaplamış ve dışarıda yağmur başlamıştı. Greg, onu yağmurda ıslatacağı için ona küfretti. Islak bir fare gibi yağmurda dolanmak hiç hoşuna gitmezdi. Kandili eline alarak tahta merdivenlerden aşağıya indi. Kapıdan çıkarken kandildeki yağ bitti ve ışık söndü.
Yağmur şiddetini arttırmıştı, gökyüzünde ardı sıra şimşekler çakıyordu. Gökyüzü oldukça elektrik yüklüydü ve Aladağlar'a yıldırımlar düşmeye devam ediyordu. Bedros, yeni kilisenin önünden geçti, orman yoluna saptı. Köyün çıkışında ardından köpek havlamaları geldi. Manoli Gelin, bu akşam malikânelerinin bahçesinde yapılan düğünde dünya evine girmişti. Belki de şu an evlerindeydi ama damat olarak ne kendini ne Kızıl Safer'i seçmişti. Greg'i seçmesi ihtimal dışıydı. Bedros Bedros, ıslak masaların üzerindeki açılmamış şaraba uzandı, dişleriyle mantarını çıkardı ve bir dikişte içti. Öfkeyle şarap şişesini yere vurdu.
"Küçük orospu! Seni yerin dibinde de olsan bulacağım."
Malikânenin her odasında yağ kandilleri yanıyordu.
Manoli ve Greg hizmetçilerini takip ederek evin çatı katına çıktıklarında gözlerine inanamadılar. Tavandaki pencereden yağmur sonrası dolunay ve yıldızlar yatak odalarına kadar inmişlerdi. Turkuaz renklerle süslenmiş odadaki altın ve gümüş şamdanlardaki mumlar yakılmıştı. Kapı çalındı. Kapıda bekleyen Hizmetçi Tutu, bir istekleri olup olamadığını sordu, ihtiyaçları olduğunda yatağın başucundaki zile basmalarını istedi. Alt katta iki hizmetçinin gece boyu emirlerine amade olacaklarını, bildirerek odadan ayrıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖMRÜM UZAKLARDA AZALMASIN
RomanceÖMRÜM UZAKLARDA AZALMASIN BÖLÜM 1 SEL Kurbağalar yağmuru günl...