Pavyon +18

1. Bölüm

"Bıktım artık allahın cezası orospulardan. Allahın kezbanları kendilerini iyicene bişey zannetmeye başladılar."

"Düzgün konuş onlarda işini yapıyor. Bulaşma. Sadece millete istediklerini ver yeter. Zaten zar zor bulduk işi kaybetmek istemezsin."dedim tezgahtaki tabaklara yönelerek.

"Aselciğim canım burada bu kızlara a desen bayılıyorlar. Geçen yemekten kıl çıktı diye tabakları kırdı. Aha yeminle komşular geçen deprem var sanmış bu kızın sesinden allah canımı alsın ki Mihrimah teyze geldi dedi bana."

Hafifçe kıkırdadıktan sonra
"Abartma sende Allahım yarabbim. Hemmm belkide..."bi süre bekledim.

Belkide bazıları buraya istemeyerek gelmişlerdi.  Herkes o halde olabilirdi. Sahnede dans ederken adamların kendisine dokunmasını istemediği halde hoşuna gidiyormuş gibi yapmak zorunda kalabilirdi. Ben bile... Ya beni işten kovarlarsa? Ya iş bulamayıp o işi yapmak zorunda kalırsam ? O zaman başa çıkamayıp evden mi kaçarım , intihar mı ederim? Evdeki sahneler şimdiden gözümde canlanıyordu eniştemin para getirmediğim için kafamı duvara vuruşu teyzemin tasdik edici sözleri ağlamamaya çalışıp boğazımın düğümlenmesi, bayılışım...
"Asel... Asel."

"Hah." Dalgın bakışlarla omuzuma vuran Merveye döndüm.

"Hem dedin. Hem ne?"

"Haa yok bişey yaaa.  Hadi gidelim insanlar gelir  birazdan."

İnsanlar... Çoğu eğlenmek dışında başka amaçla gelen insanlar. Pavyonların amacından sapış nedeni pislikler.

                                           ***

Son ses müziğin ve isanların kahkahaları ardından benimle konuşmaya çalışan Merve'ye eğilmiş içki dolduruyordum bardaklara. Bize doğru bir adam yaklaştı.

"Merhaba bayağn. Sizinlen bazığ sorularımı baylaşabilir miyim acaba?"

Bozuk ve gevşek aksanıyla hafif tükürerek konuşan adama şaşkınlıkla baktım. Diilini çıkartıyor bazı saçma hareketler yapıyordu. Burada 1. haftam olmasına rağmen bu gibi sorulara şimdiden alışmıştım.

"Hayırdır bi sıkıntı mı var amca, ben nalaka?"

Elimi masaya vurarak mahalle kekosu gibi konuşmama kıkırdayan Merve'yi aldırmayarak  çakma sert bakışlarımı adama attım. Adam bozulmuş ifadeyle tam kalkacakken omuzunu aşağı iten damarlı ve hafif kemikleri dışarı vuran esmer bir el gördüm. Bir el nasıl yakışıklı olabilirdi?

"Görmüyor musun garson yazıyor. Siktirgit pis düşüncelerini işini yapmakta olan bir kızdan uzak bir  yerde  paylaş. Mesela ..." devamını adamın kulağına fısıldayarak söyledi. Takım  elbisesinin sadece ceketini çıkarmış olduğu belli olan; buraya gelen çoğu insandan genç  olan adama döndüm.

Adamı yere ittikten sonra şakaklarındaki ve boynundaki damarları çıkmış bir şekilde kaşlarını çatarak bana baktı. Sinirliydi ama beni görünce bir anda kaşları gevşemiş, anlı gerilmiş, hafif açık olan ağzı kapanmıştı. Sanki bir şeyden etkilenmiş gibiydi. Benden...

Bir kaç saniye sonra boğazını temizleyip kaşlarını tekrar çattı. Bana hafif adımlarla yaklaşarak  işaret parmağıyla beni göstererek elini kaldırdı. Eline baktım; parmakları düz biçimli ve uzundu. Elleri kılsız , damarlı,kemikli ve büyüktü. Yüzüne dikkat edemeden;