18. Bölüm

556 14 5
                                    

5 yıl sonra

Seni bir kere görsem belki rahatlar içim
Yıllar oldu görmedim, belki de biraz özledim
Nasıl bir sevdaysa ancak kalbimi dağladım
Seni kaybedip ağladım
Üstümden yine trenler geçti
Yine el salladım
Belki sen varsın diye...

Topuklularımın mermer zeminde çıkardığı sesler, yüksek duvarlarda yankı yapıyordu. Her adımım kalbimin atışıyla senkronize olmuş şekildeydi. Başarmıştım...

Kendi odama girdiğimde dikkatimi ilk çeken şey manzara oldu. Deniz manzarası...

Başarmanın verdiği gururla ve içimi kıpır kıpır yapan sevinçle içli içli denizi izledim bir süre.

Değmişti galiba. Kırıldığım günlere, acı çektiğim her bir ana, yediğim dayaklara değmişti. Birşey hariç...

Kapının açılmasıyla düşüncelerimden ayrılmamla Merve'nin sesi kulağıma doldu.

"Bakıyorum yine dalmışsın uzaklara içli içli."
Çantasını masama bırakıp omuzuma kafasını dayadı.

"Vicdanın susmuyor değil mi,unutamıyorsun o günü?"

"İçim yanıyor, sanki tüm okyanusları elime verseler sönmeyecek gibi yanıyor. Onun bir suçu yoktu Merve. Sanki ne kadar yaptığımın karşılığını alsamda, aynı çemberdeyim."

"Sen kabul etmiyorsun ama yıllardır aşıksın ona."

Derin bir iç çektim.

Biliyorum. Bal gibide aşıktım. Hemde yıllardır. Tek bir kez bile yüzünü görmeden, tek bir kez bile kokusunu koklamadan, sesini duymadan...
hala aşıktım. Ama ben böyle olsun istememiştim. Tek istediğim benimde olduğumu gösterebilmekti. Benimde kararlarım olduğunu, kimseye bağlı kalmadan başarabildiğimi göstermekti. Ona bağlanmak istememiştim.

Sandalyeye oturup bir tur attıktan sonra ayaklarımı salladım.

"Ben gidiyorum, yemek yemeye. Geliyor musun?"

"Gelmeyeceğim. Aç değilim."

"Eminim öyledir. Hadiii kalk dedim. Bak iyice kilo vermişsin hadi."

İstemeyerek ayağa kalktığımda çantamı masadan aldım.

Yakınlarda bir mekana girdik. Buralardaki tüm binalar ve lokantalar lükstü.

Siparişlerimizi verdikten sonra yemeğin gelmesini bekledik.

"Asel aşkın seni daldırıyor demek ki."

Kıkırdamasıyla ona döndüm.

"Ya ne diyorsun Merve ya? Ben aşık falan değilim sadece...sadece suçluluk duyuyorum. Onu yüzüstü bıraktım."
Gözlerimi masadan denize çevirdiğimde konuşmaya devam etti.

"İyide sen sadece artık özgür olmak istedin. Korkularını anlayabiliyorum. Senin tek başına olmak istemen suç mu? Onunda bir suçu yok ama..."

"Savunmana gerek yok Merve. Ne halt yediğimin farkındayım."

"Ne diyim Asel? Afferim iyi bok yedin mi diyim? Çocuk sana aşık olmuş sende ona aşık olduğun halde bağlanmaktan korktuğun  için mal gibi terkettin mi diyim?"

Böyle düşünmesine şaşırıp cevap verecekken telofonumun çalmasıyla sustuk.

"Alo Asel hanım, bir toplantı isteği var. Anlaşma için konuşmak istiyorlar. Ne diyelim?"

"Şirket hakkında raporları masama bırakın. Birazdan gelip bakarım."

Telefonu kapatınca Merve'ye de söyledim.
Yemeğimizi bitirdikten sonra şirkete giderken patronu aradım.

Pavyon  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin