19. Bölüm

515 12 9
                                    

Durup gözlerime baktığı 2 saniyenin ardından elimdeki kahve dolu bardağı düşürmemle yine hızla yürümeye başladı. Sandalyelerden birini adamlardan biri çektiğinde ceketini düzeltip oturdu. Sert gözlerle karşısına bakarken beni hiç görmemiş gibi yaptı.

İşte benim ecelim şimdi başlıyordu.

"İyi misin Asel birşeyin var mı?!"

Endişeyle konuşup elimi tutan Barış Bey'den elimi çektim.

"İyiyim. Siz başlayın gelirim."

Güçlükle yürüdüğümde kendimi kapıdan attım.

"Hoşgeldiniz Ayaz Bey."

Cam duvardan duyduğum sesle koşarak lavaboya gittim.

Lavobaya kollarımı dayamamla yüzümün sapsarı olduğunu gördüm. Gözlerimin kararmasıyla yere düşmem bir oldu.

***

"Asel Asel iyi misin canım aç gözünü!"

Bana canım diyen erkeği tam göremesemde

"Ayaz." dedim.

O olduğundan değil öyle çıkıvermişti ağzımdan. 

Belki sen varsın diye
Belki duyarsın diye...

Gözlerimin önündeki karartı gittiğinde kim olduğunu gördüm. Üstüme eğilmiş ve bedenimde hissettiğim ellerle doğruldum.

"Asel iyi misin?"

Doğrulduğumda toplantı odasındaydım. Koltukta yatıyordum ve herkes başıma toplanmıştı.

Gözlerim odada onu aradığında kalabılıktan göremedim.

"İyi misin Asel?"

Kafa salladığımda ayağa kalkıp kalabalığın arasından onu görmek istedim. Herkes çekilip yerine oturduğunda siyah uzun paltosuyla masaya bakarak oturduğunu gördüm.

Sanki ben odadan çıktığımdan beri beni hiç umursamamış gibi rahattı.

Herkes yerine oturduğunda bende yerime geçtim. Alttan bakışlarla ona bakmaya çalışsamda görünce kalbim kanıyor gibi oluyordu.

Bana olan nefretini masaya bakarak saklamaya çalışıyor gibiydi.

Çaprazımda oturan Barış Bey gülümseyip masadaki elimi tuttuğunda gülümseyip elimi çekeceğim sırada masanın sallanmasıyla yerimden sıçradım.

Ayaz masaya öyle bir vurmuştu ki bardağımın içindeki su biraz dökülmüştü. Herkes irkildiğinde korumalar ayaklandı.

"Toplantı bitmiştir!"

Gür çıkan sesi bir kez daha irkilmeme sebep olmuştu.

Ayaklandığında içim yanmıştı. Bir kere bile dönüp bakmamıştı.

"Ama Ayaz Bey daha anlaşmayı imzalamadınız."

"YOK ANLAŞMA FALAN! İMZALAMIYORUM!"

Korumaların kapıyı açmasıyla yine hızlı ve kesin adımlarıyla çıktı. Ama bir kere bile bakmadı.

Kapı kapandığında bu seferde Barış Bey masaya vurdu.

"BU NE ŞİMDİ! Böyle bir saygısızlığı nasıl yaparlar!"

Hızla kapıdan çıkmasıyla korumalarıda peşinden gitti. Herkes donuk bir şekilde arkalarından bakarken bende peşlerinden gittim. Hızlı adımlarla peşlerinden giderken Barış Bey bağırmaya devam ediyordu.

"AYAZ DENEN ADAMIN DERDi NEYMİŞ ÖĞRENELİM."

Hızla kapıdan çıkarlarken ne olacağını bilmediğimden bacaklarım titriyordu.

Kapıdan çıktığımızda dışarıdaki siyah arabalara binecekken bağırdı.

"Nereye Ayaz efendi! Sizin kitabınızda anlaşmaya ihanet yoktu hani?"

Ayaz tuttuğu arabanın kapısını geri ittiğinde yüzünde gülümseme vardı.

"Ben anlaşmaya ihanet etmedim, ihanet bizim kitabımızda yazmaz. Ben anlaşmayı kabul etmeye değil toplantıya gelmiştim. Şimdide gidiyorum."

Tam arabaya binecekken bir anda durdu.

"Ha bu arada, yanınızdakilere dikkat edin Barış Bey. Zira, her an yanınızda olmayabilirler."

Gözleri üç saniyeden az bir süre bana kaydığında hemen geir çekildiler. Arabaya bindiğinde karanlık camlardan içeriyi görememiştim. Böyle mi olacaktı herşey?

Benim suçum geleceğimi kurmak mıydı?

***

"Onu çok özlüyorum Merve! Dönüp bakmadı bile bana! Yüzüme bile bakmadı. Beni çok seven Ayaz gitti sanki nefret dolu bir insan geldi yerine."

"Yeter be Asel, böyle yapacaksan gidelim konuşalım."

"Hayır Merve. Bağlanmak istemiyorum dedim ya."

"Sanki bağlanmadın anasını satayım. Onun için ağlıyorsun şuan farkında mısın?"

Gözlerimi sildiğimde konuştum.

"Ben artık kendi ayaklarımda durabiliyorum . Ağlıyorum ama onu kaybettiğim için değil, krndimi affetmediğim için ağlıyorum."

"Tamam öyle olsun. Dua ette o zaman bir daha karşılaşıp bu kadar ağlama. Hadi sana iyi geceler."

Işığı kapattığında kafamı yastığa koydum.

Allahım lütfen herşey tersine dönsün.

Şirkete girdiğimde her yerde bir kargaşa vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şirkete girdiğimde her yerde bir kargaşa vardı. Herkes elinde dosyalarla bir şeyler yapıyordu. Odama çıkarken yolda gördüğüm kıza kargaşanın ne olduğunu sordum.

"Dünkü toplantıda Ayaz Bey kalkıp gittiği için dün anlaşmanın maddelerini değiştirmek istediğini söylemiş. Bugün yine geleceklermiş."

Kafa salladığımda hemen ansansöre binip odama çıktım.

Ne halt isteyecekti?

Birkaç saat sonra toplantının başlayacağı saatte aşağı indim. Bilerek biraz geç kalmıştım.

Aşağı inip toplantı odasına yaklaştığımda içeride herkesin oturduğunu gördüm. Ayaz bile gelmiştiBiraz daha yaklaştığımda gördüğüm kişiyle meselenin önemli olduğunu anladım.

Akgün oradaydı.

"Pardon geç kaldım. Siz devam edin."

"Önemli değil Asel. Geç otur. Bizde tam senden bahsediyorduk."

"Ben mi, neden?"

Sırıtarak oturduğumda Barış bey konuşmaya devam etti.

"Evliymişsiniz Ayaz Bey'le."

Hasss.
                                     

Pavyon  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin