14. Bölüm

564 14 3
                                    

Arkadaşlar birkaç bölüm sonra bomba bir olay olacak. Ama yazmak için haftasonunu denk getireceğim. Takipte kalın. Lütfen başlamadan önce bölümü oylar ve yorum yapar mısınız?🧡

Telefonu elimden düşürmemle masadaki herkesin ayaklanması bir oldu.

Kafamda o kadar çok düşünce dolaşıyordu ki. Halam ve eniştemi öldürmüş olabilir miydi? Buradan gidince okuyacak mıydım yoksa pavyonda mı kalacaktım? Ayaz'ı bir daha görebilecek miydim?

Ve en önemlisi...

Bir daha hayallerim yıkılacak mıydı?

"Asel ne oldu iyi misin?"

"Yenge ne oldu konuşsana?"

Herkesin konuşmaya başlamasıyla kendime gelip yere düşen telefonu aldım.

"Alo alo orda mısın Asel!"

"Burdayım, burdayım. Yani ben gelebilecek miyim mahalleye?"

"Diyorum ya kurtuldun diye."

"Şey..."

Sanki bir günah işliyormuşum gibi sesim titreyerek ve kendime kızarak sordum o soruyu.

"Halamlar iyi mi?"

"Ay Asel iyise iyi sanane. Sen artık reşitsin onlara bağlı kalmak zorunda değilsin."

"Olsun yinede merak ediyorum, söyler misin iyiler mi?"

"İyiler iyiler, şimdilik bir akrabalarının yanında kalıyorlarmış. Ama sonra ne olur bilmiyorum."

İçime su serpilmesiyle derin nefes aldım. Artık özgürdüm... Halamlarda iyiydi. Artık tamamen mutlu olabilirdim. Ama sanki yeterince mutlu olamıyormuşum gibiydi. İçimde bir sıkıntı vardı.

"Sen onu boşverde, Ayaz'la boşanacak mısınız?"

Ayaz'a dönmemle endişeli bir şekilde bana bakıyordu.

"Evet. Kapat sen sonra görüşürüz."

Telefonu indirdiğimde herkes ne olduğunu sormaya başladı.

"Merak etmeyin kötü birşey olmadı. Mustafa halamlara anlaşmanın bittiğini söylemiş."

"Sonunda yenge. Artık seni rahat bıraktılar ha."

Akgün abi göz kırptığında gülümsedim.

Ayaz'a baktığımda yanaklarını ıssırıyor, çenesini sıkıyordu.

"Sen sevinmedin mi Ayaz?"

"Yo sevindim, sevindim."

Bir süre gözlerime baktıktan sonra geri çekilip gözlerini kaçırdı.
                                         ***

Ayaz ve Akgün abi bir bahaneyle işe gittiği için evde sadece Rüzgar ve ben kalmıştık. Rüzgar kendi halinde takılırken bende birkaç eşyamı valize koymuştum. İçimde bir sıkıntı olsada bunu kendime açıklayamıyordum.

Herşeyi topladıktan sonra yatağa oturup hayal kurmaya başladım.

Buradan çıkınca bir okula kayıt olup okuyabilir,yada bir iş bulabilirdim. Artık kimseye muhtaç olmadan kendi ayaklarımın üstünde durabilirdim.

Ya herşey berbat olursa, ya Mustafa vazgeçmediyse?

Kapı çaldığında yataktan doğrulup gel dedim.
Rüzgar kafasını uzatıp

"Gelebilir miyim yenge?" dediğinde kafa salladım.

Yatağa oturduktan sonra bacaklarını uzattı.

Pavyon  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin