8. Bölüm

1K 17 9
                                    

Asel

"Hıhı."

Ayaz yavaşça başını eğip içine konuşarak ceketini masadan aldı. Beni umursamıyor muydu? Bir süre sonra bana seslenen Nurcan Teyze'ye döndüm.

"Asel duymuyor musun? Kahvatıya ne istersin?"

"Aç değilim." Bir anda üzüntüyle dışarı koşmaya başladım.

Beynimde bana bakışı canlanıyor sonrada daha da hızlı koşmaya başlıyordum.
Bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakarken döndüğünü farkettiğinde kaşları çatılmayı bırakmış, ağzı şaşkınlıkla küçük bir şekilde birbirinden kopmuştu. Gözleri yanmış bir şekilde bana bakıyordu. Tüm masumluğunu bana gözleri döküyordu. Bana baktığı kısa bir süre yıllar gibi uzun şeyler anlatmıştı. Kapıyı hafifçe ifadesiz bir şekilde kapatmıştı. O anlar aklıma geldikçe kalbim çarpıyordu. Ne oluyordu bana böyle?

Müştemilata girip hızlıca merdivenlerden çıktım. Aynı camın önüne oturdum. Ağlamaya başladım. Neden ben olmamış gibi yapıp herşeyi daha da kötüleştirmemeye çalışırken o bunu istemiyordu?

Akşam gelmek bilmiyordu. Bir haftadır karşısına çıkmamak için dirensemde bugün ne zaman geleceğini sormadığım koruma kalmamıştı.

Saat 10 gibi sonunda bir araba feneri gördüm.
Koşarak aşağı inerken nerdeyse bileğimi burkuyordum. Müştemilattan çıkıp eve girdiğimde sanki zaten oradaymışım gibi davrandım.

Kapı açıldığında hızlı adımlarla düşünceli yürüyen Ayaz beni fark edince yavaşlamıştı. Bana bakarak yürürken hemen yanlış yapmış gibi yere bakarak hızlı yürümeye devam etti.

"Ayaz bekle."

O durunca arkasındaki korumalarda durmuştu.

"Şey bugün birlikte yemek yiyelim mi diyecektim." Kalbi sıkışıyor gibi nefes aldıktan sonra merdivenlerden çıkmaya devam etti.

"İşim var Asel bugün olmaz."

"Ama kaç gündür yemek ye..."

"İşim var dedim Asel!"

Öyle bir bağırmıştı ki çıktığım bir basamaktan geri indim. Yüzündeki damarlar belli olsada gözleri ıslanmış gibi parlıyordu. Gözleri büyük bir pişmanlıkla sönmüştü. Kokusundan sarhoş olduğunu anlamıştım.

"Başka zaman yiyelim olur mu? Söz."

Yukarı çıkmaya başladığında diğer korumalarda korkmuş olmalılar ki hızla çıkmaya başladılar.

Merdivenin başında durmuşken arkamda bir omuz hissettim.

"İşte bugün biraz kötü şeyler oldu ona sinirlenmiştir sıkma canını."

"Yok önemli değil Fatih Amca. Olabilir böyle şeyler. Hata bende, işten geldiği halde ben onu sıkboğaz ettim."

"Sıkboğaz etmedin aksine iyi birşey  yapıp onu düşündün. Gel biz seninle oturup konuşalım biraz."

Birlikte koltuğa oturduktan sonra elini dizime koydu.

"Bak kızım geçenlerde senin kalbini kırdım biliyorum ama sende beni anla. Bu kadar koruma benim sorumluluğum altında. Eğer onlarla bu işe bulaşırsak kaç kişi ölebilir diye korktum. Ama olsun senin gibi bir kızı korumadıktan sonra bin koruma korusam nolur? Özür dilerim."

Pavyon  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin