17. Bölüm

558 13 8
                                    


Aklımdan çıkmıyor
Aklım çıkıyor
O çıkmıyor.

2 gün sonra

"Nasıl olur böyle birşey, nasıl öper seni? Seni yıllar önce asla aşık olmayacağım diyen seni?"

"Ne Merve, istediğin bu değil miydi?"

Hafifçe kafa sallayıp, kafasını bulaşıklara çevirdi. Oda benim gibi kafası dağınık, bir duvar gibi bakıyordu.

"Asel kim?"

Elimi kurulayıp kapının önünde elleri arkasında bağlanmış, gri ceketli adama baktım.

"Buyrun benim efendim."

"Tamam kızım, kalabilirsin burda."

Kafamı hafifçe eğip teşekkür ettim. Pansiyonda kalmak için zar zor ikna etmiştim. Hayatımı kuracağım derken yine burada bulmuştum kendimi.

Peki Ayaz... onun hayatı ne olacaktı?

Akşam olduğunda artık bana göre de burada kıyafetler olduğu için seçtikleri siyah kısa, ince askılı elbiseyi giydim.

Girişteki masaya yöneldiğimde kalbimde bir çarpma hissi oluştu. Buraya gelme ihtimali var mıydı?

"Asel 3. masaya sipariş var."

Kafamı eğip doldurulan tepsiyi aldım. Uzun zaman önce elbise giydiğim için biraz rahatsız hissetsemde çabucak yürüyüp masaya siparişi bıraktım. Normalde asla yüzlerine bakmazdım ama bu sefer içlerinden biri Ayaz'dır diye kafamı kaldırdım. Hoş gözlerim sabahtan beri kapıda olduğu için girseydi görecektim ama...

Gelmesini istemiyordum ki ben. Neden onu arıyordu gözlerim, neden aklımdan çıkmıyordu?

Hiç biri o değildi. Geri masaya döndüğümde saçma saçma kağıda birşeyler çizdim. Moralim bozulsada belli etmemeye çalıştım. Bir süre sonra aynı garson geri çağırdı beni.

"Asel 3. masa tekrar istiyor."

Kafamı eğip tekrar bir şişe daha götürdüm. Oturanlardan birisi son ses kahkaha attığında gözüm masaya ilişti. Belliki sarhoşlardı.

Bir kaç dakika sonra kolumda bir el hissettim.

"Tokanız."

Aklıma bu repliğin gelmesiyle kolumu refleks olarak hemen geri çektim.

"Bir şişe daha istemedik mi lan biz!"

"Özür dilerim, hemen getiririm."

Uğraşmak istemeyip geri çekildiğimde tekrar kolumdan tuttu.

Hafifçe kaşlarını kaldırıp küçük bi "cık" sesi çıkararak ayağa kalktı.

"Öyle olmaz...Bunun bir bedeli olmalı değil mi?"

Bana göre çokça uzun kalan boyuyla bana yaklaştıkça ona bakmak için kafamı kaldırdım.

"Mesela..."

Adamın elini saçıma attığı sırada Merve'nin gelip masaya şişeyi koymasıyla adam arkasını dönüp şişeye baktı.

"Buyrun, içkiniz."

Elimden tutup beni masanın arkasına çektiğinde kaşları inmiş toprak gözleriyle bana sinirle bakıyordu.

"Unuttun galiba buranın olayını Asel, adama bakıp durdun. Yüzüne bile bakmaman gerek senin yaptığına bak. Yeşim'in başına gelenleri unuttun galiba."

Pavyon  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin