Üzerimdeki Ayaz'ın oversize tişörtünü çıkarıp kendi elbisemi giydim. Ayaz üstü çıplak bir şekilde herşeyden habersiz uyuyordu. Bir an için onun öldüğünü hayal ettim. Bu düşünce daha hızlı hareket etmeme sebep oldu.
Topuklu ayakkabılarımı da elime aldığımda kapıdan son kez arkama baktım. O kadar masum ve halinden memnun gözüküyordu ki bunu yaptığım için tam bir korkak gibi hissediyordum. Yine onu terk mi edecektim?
Beni aramasın diye telefonumu evde bırakmıştım. Çünkü eğer bulursa, ölecektik...
Aşağı indiğimde taksiye binmemem için yalvaran korumayla uğraşmak zorundaydım.
"Abla Ayaz abi beni öldürür, yapma bak lütfen."
"Ha ben öldüremem yani!"
Üzerine doğru bir adım attığımda bir adım geri atan korumaya üzülsemde bunu yapmak zorundaydım. Ayaz için.
Adamın geri çekilmesiyle gelen taksiye binerken son kez, "Kimseye söylemeyeceksin." dedim. Taksinin kapısı kapandığı an hareket ettik.
Kafamı cama yasladığımda aklıma Ayaz'ın evine ilk kez gelişim geliyordu. Ayaz'la birbirimize yavaş yavaş aşık olup farketmeyişimiz... Sonra da kumsal...
"Ben nerden bileyim sana bu kadar..."
"Ne Ayaz bana bu kadar ne?"
Yapamazdım eğer benim yüzümden ölürse yapamazdım. Yaşayamazdım.
Taksinin yavaşlamasıyla aklımdaki düşüncelerden sıyrıldım.
"Geldik kızım."
Evden çıkmadan önce Ayaz'ın cüzdanından birkaç lira almıştım. Yani yanlışlıkla birkaç yüz lira. Taksiciye uzattığım paranın üstünü vermeye kalkınca arabadan indim.
Asla ayak basmam dediğim yerde indim. İçeri girdiğimde tüm güvenlikler birşey diyecekmiş gibi ağzı açık beni izlerken hemen asansöre binip en üst kata bastım. Her bir katta bacaklarım titriyordu. Aklıma o gece gelince nefes darlığı yaşasamda nefesimin tamamen kesilmesinden iyi olacağından emindim. O benim nefesimdi.
Dın sesinin gelmesiyle kendime geldim.
Kocaman kapının önünde dururken ayaklarım içeri girmek için hareket bile etmiyorlardı. Kapının birden açılmasıyla o yüzü gördüm. İstemsizce geriye adım attığımda sinirle kolumdan tutup beni içeri çekti. Ağzımdan küçük bir çığlık kopsada içerisi ses geçirmiyordu.
Beni deri koltuğa ittiğinde biraz sarsıldım. Gözleri iştahla bana bakarken koltuğa biraz daha gömüldüm.
"Vay vay vay, laf dinleyen kızmışsın. Aferim." Sinirle elini ağzımdan ittim.
"Seni dinlemiyorum, Ayaz'a birşey olmasından korktum. Ne istiyorsun benden?"
"Senden istediğim şey..."
Bir patlama sesinin gelmesiyle ikimizde irkildik.
3 saat önce
Gece telefonun çalmasıyla uyandım. Ayaz'ın üzerimdeki kolunu kaldırdıp uykulu gözlerle telefona baktığımda bilinmeyen numara arıyordu.
Yavaşça diğer odaya yürüyüp telefonu açtığımda sesi tanımamla çok korksamda telefonu kapatmadım.
"Aselimm. Tanıdın mı beni güzelim?"
Dilim tutulmuş gibi cevap veremesemde Barış'ın beni aramasının bir sebebi olmalıydı.
"Ne istiyorsun benden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pavyon +18
ChickLitBir pavyona gelen adam ve o pavyonda garson olarak çalışan masum bir kız... Bir adamım pavyona gelmesiyle kavgayla başlayan ilişkileri, arkadaşlığa dönecektir. Kız adamın kim olduğundan habersiz , adamda kızın ailesinin yaptıklarından habersizdir...