14.DİLHUN

104 24 50
                                    

Yıldız vermeyi unutmayın
Multi bana Mina'yı anımsattığı için koyduğum bir fotoğraf

🤍
Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.
-Özdemir Asaf
🤍

O GECE...

Genç kız aynada son kez kendine baktı sarı saçlarını geriye attı. Tamamen hazır olduğuna emin olunca adama mesaj attı.
Adam hemen yanıt vermişti birazdan onu almaya gelecekti. Kız adamla tanıştığından beri hayaller kuruyordu ama onun için Isparta'ya geleceğini hiç düşünmemişti. Bir anda kapısının açılmasıyla arkadaşına döndü.
"Nereye gidiyorsun?" Diye soran kızıl saçlı arkadaşına bakıp kocaman gülümsedi.

"Sana anlattığım adam benim için İstanbul'dan buraya geldi. Yemeğe çıkacağız." Genç kız gülümsemesini yüzünden silemiyordu.

"Yine mi Yaren? Onu doğru düzgün tanımıyorsun bile." Arkadaşının onun için endişelenmesini çok tatlı buluyordu. Sonuçta Yaren yalnız bir insandı ta ki Mina'yla tanışana kadar.

"Merak etme Mina o hayatımda tanıdığım en güvenilir insan." Arkadaşının içi yinede rahat etmiyordu. İstanbul'dan döndükten sonra Yaren'e hiç yazmayan attığı tonlarca mesaja bir kere bile dönmeyen biriydi. Neden onun için Isparta'ya gelmişti ki?

"Yinede gittiğiniz her yerden konum at bana." Yaren gülümseyip Mina'ya sımsıkı sarıldı. Kısa sürede aile gibi olmuşlardı. Adamın mesajıyla evden ayrıldı. Evden ayrılmadan önce Mina'ya gülümsedi,bu onun son gülümsemesiydi.
Yaren o gece Mina'ya hiç mesaj atamadı.

O gece bir katilin kurbanıydı.
O gece gözlerini kapatmadan önce gördüğü son yüz bir katile aitti.
O gece sapsarı saçları aynı arkadaşı gibi kıpkızıl olmuştu.
O gece son nefesini vermeden önce düşündüğü son şey Mina'nın mesaj atmadığı için ona kızmamasıydı.

💔

Bu gece Ayza'dan

Arabaya geçip yola çıktığımızdan beri hiç konuşmadık. Bu gece bir insan öldürülmüştü. Düşündükçe kalbime giren ağrıya,gözlerimin dolmasına engel olamıyordum.
Hiç tanımadığım biri için canım acıyordu,canım çok yanıyordu.
Camı açıp derin bir nefes aldım.
Alaz çok suskundu o kadar suskundu ki şehir bile ses yapmaya utanmış gibi çıt çıkarmıyordu.
İkimizinde nefes sesleri dışında bir şey yoktu.

Bir daha derin bir nefes almamla Alaz'ın bana dönmesi bir oldu. Sanırım yine kriz geçirmemden korkuyordu. Ben de korkuyordum.
Onunla konuşmak istiyordum. Son söyledikleri bizi oradan kaçar gibi çıkarması...

Tanıdık sokakları görmemle eve yaklaştığımızı anladım. Camı kapatıp,kafamı geriye attım. Alaz'ın telefonu çalmaya başladı.
Ceketinin cebindeydi ama alıp bakmadı bile,şu an hiçbir şey umrunda değil gibi gözüküyordu.

Evin olduğu sokağa girdik. Her zaman ki gibi arabadan inip park etmesini bekledim. Geldiğinde beraber binaya girip merdivenleri çıktık. Eve girdiğimizde kendimi direkt banyoya attım. Uzun bir süre duştan çıkmadım. Bedenimin ve ruhumun arınmasına ihtiyacım vardı. O süre içerisinde Alaz'ın ne yaptığını bilmiyordum. Duştan çıktıktan sonra yünlü mor taytımı ve gri kapüşonlumu giyindim. Telefonumu elime alıp geri bıraktım. Ne Aden'i aramaya ne de haberi okumaya gücüm yoktu.

Piyanist-XIII-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin