"Başka bir yerin acıyor mu?"
Elbisesinin eteklerini bırakırken cama ilerledi.
"Bugün hava çok kasvetli değil mi?"
"Güzel."
"Sen seviyor musun böyle havaları?"
Kafasını olumlu anlamda sallarken elimdeki kremin kapağını kapatıp komidininin üstüne bıraktım.
"Burada sıkılıyor musun? Telefon ister misin?"Numaramı yazdığım bir kağıdı yastık kılıfının içine bıraktım.
"Numaram burada. Hemşirelerden birine söylersen bana ulaşabilirler."
"..."
"Canının istediği bir şry olursa söyleyebilirsin. Yemek istediğin bir şey, giymek istediğin bir eşya, almak istediğin bir dergi, ne olursa..."
"Bebek."
"Efendim?"
"Bebek."
"Bebek mi istiyorsun? Oyuncak?"
"Evet."Ailesiyle konuştuğumda tüm oyuncak bebeklerden korktuğunu ve bebekliğinden beri kafalarını koparttığını söylemişlerdi.
"Nasıl bebek istiyorsun?"
"Sarılabileceğim büyüklükte..."
"Barbie bebek değil yani?"
"Evet. Barbie değil. Büyük bebek istiyorum. Kocaman olsun."
Hafifçe güldüm.
"Ya yatağa sığamazsanız."
"O zaman ben koltukta yatarım ve ona yatağımı bırakırım."
"Yok. Öyle olmasın. Sen yatağında kal. Koltuğu yatağının yanına çekelim."
"Ama bebek koltukta rahat edemez."
"Edebilir.""Hayır ama o daha bir bebek. Sırtı acıyabilir."
"Senin sırtın acırsa onu nasıl kucaklayacaksın?"
"..."
Kaşlarımı havaya kaldırırken camın önünden ayrıldı."Bebeğin ne renk saçları olsun?"
"Bilmem. Bebek olsun yeter."
"Kıyafeti nasıl olsun?"
"Bezi olsun."
Yutkundu.
"Pembe elbise... çiçekli..."
"Tamamdır. Yarın gelirken getireceğim."
Terliklerini çıkarttıktan sonra yatağa tırmandı.
"Bugün benim ikinci yılım."
Yorganının içine girip boynuna kadar çekti. Uslu kız gülümsemesi takındı."İki yıldır bu odadayım."
Yanağını okşadım.
"İkinci yılın kutlu olsun."
Nice son yıllara. Üçüncü yıl dönümünü kutlamamak kaidesiyle mutlu son yıllara...
"Doğum günümü hatırlamıyorum ama buraya geldiğim günü çok iyi hatırlıyorum."Ben de...
Ben de buraya geldiğin günü çok iyi hatırlıyorum.
Baban ve üvey abin zorla kollarından sürüklüyordu. Ağlamaktan şişmiş yüzün, kısılmış sesin, yalvaran bakışların, acı haykırışlarının hastaneyi inletmesi, tekerleği kırılmış valizinin hastane koridorunda sürüklenirken çıkarttığı kulak yırtan iğrenç ses ve gözlerinin bana bakışı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huysuz Kedi
Short Story(Daddy issuess) (Psikolojik bir kitaptır.) "Bunları hak etmiyordum." "Bunları kim hak eder ki zaten?" Sesimize bulaşmış acıdan rahatsız olarak kafamı salladım. "Buradayım. Senin için hep burada olacağım." Elimi sıkıca tutarken beresini düzelttim. ...