15.bölüm

963 68 14
                                    

"Daphne, hadi yanıma gel. İçeri girelim."
Islak kirpiklerini ağır ağır kırpıştırırken morarmış, titreyen dudaklarına baktım.
"Gel hadi."
Eğilip kollarını tuttum ve çektim. Kendini yere tamamen bıraktığında kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Bebeğim..."
"Tamam."
Vücudunu kasmayı bırakıp kollarını sıkıca boynuma doladı. Elimle bacaklarını kavrayıp kucakladım.

Bacaklarını belime sıkıca sararken resmen kenetlenmiştik.
"Neden kalkmadın yerden?"
"Bebeğim demedin."
Kafamı eğerek omzunu seslice öptüm.
"Gerçekten bu yüzden mi?"
"Küçükken ormanda kaybolmuştum. Yağmurlu bir havada..."
Anısını anlatırken sağıma soluma bakınıp karşıdan karşıya geçtim.
Anlattığı şeye güldüğünde ben de kıkırdadım.
"Güzelim, hasta olacaksın."
"Sen bana bakar mısın?"
"Bakmaz olur muyum bebeğim?"
"Beni indirebilirsin."
"İnmek mi istiyorsun?"
"Kolların ağrımıştır."
"Ağrımaz. Kal kollarımın arasında."

Arabaya ilerlerken insanların bakışlarından sıyrılmaya çalışıyordum. Daphne neyse ki kafasını boynuma saklamıştı.
Kollarımla ıslanmış bedenini saklamaya çalışırken derin bir nefes aldım. Islanmış saçlarım alnıma yapışırken parmaklarını suratıma uzattı.



Arka koltuğa geçerken ben de yanına bindim. Bagajdan aldığım yedek kıyafetlerimi ortamıza bırakıp önüne çöktüm. Üstündeki kazağı çıkartıp koltuğa bıraktıktan sonra hızlıca kazsğımı giydirdim. Taytını aşağıya çektikten sonra bol eşofmanımı giydirdim. Arka koltuktaki şalla saçlarını sardım ve arabadan çıktım.
"Sen de ıslaksın."
Arabanın klimasını sonuna kadar açtım.
"Sorun yok."

Omzuma tutunarak doğruldu. Kolundan ve karnından tutarak kaşlarımı çattım.
"Napıyorsun?"
"Yanına geliyorum."
Ön koltuğa oturacakken sendeledi. Onu tutmaya çalışırken kucağıma devrildi. Bir yere çarpmasını engellerken sıkıca tuttum. Büyük bir kahkaha attığında şaşkınlıkla yüzüne baktım. Yan bir şekilde kucağımda otururken bana doğru baktı.
"Çok komik düştüm. Değil mi?"
"Hı hı..."
Burnunu burnuma yapıştırdı.

"Bunu yapmaktan çok korkuyorum."
"Ne yapmak istiyorsan yapabilirsin. Korkmadan..."
Kafasını hafifçe kaldırdı. Dudaklarını dudaklarıma değdirdi.
"Neden ağlıyorsun?"
"Sus."
Baş parmağını dudaklarıma bastırırken dudaklarını da parmağına bastırdı. Dudaklarımızın büyük çoğunluğu kavuşmamışken kenarları birbirine değdi.

Bileğini tutup okşarken parmağını dudaklarımızın arasından ağır ağır uzaklaştırdı.

Huysuz KediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin