"Daphne, neden orada duruyorsun?"
Elindeki iki bebekle birlikte kapının orada dikiliyordu. Elimi beze kurulayıp yemeğin altını kıstım.
Daphne tedirgince adımladığında kaşlarımı çatıp yanına ilerledim.
"Ne oldu?"
"Ayakkabısı düştü."
Bebeğini ters çevirip bana ayakkabısının olmadığını ispatlarken diğer bebeğine baktım.
"Onun da mı ayakkabısı düştü?"
"Hayır. O sağlam."
"Nerelerden geçtin, göster. Birlikte arayalım.""Senle oynamak için geliyordum. Bu bebeği senin oynatmanı istemiştim."
Yerlere bakınırken halının üstündeki pembe ayakkabıyı gördüğümde eğilip aldım.
"Buldum!"
Ayakkabıyı bebeğin ayağına taktığımda gülümsedi.
"Teşekkürler."
Yüzüme uzunca baktı.
Kollarını belime uzattığında ellerimi omuzlarına koyup ovuşturdum."Sonra benimle oynar mısın?"
"Oynarım."Mutfağa geri dönüp yemeği kontrol ettim.
Böyle bir olay olmasa da yanıma almam gerektiğini biliyordum. İki tane odayı ona özel ayırmıştım. Biri uyuması içindi. Kendine zarar verebileceği birçok eşyayı kaldırmıştım.
Diğerini de tanıştıktan sonra düzenlemiştim. Oyun odası gibiydi. Küçük bir kanepe, iç içe geçmiş sehpalar, geniş bir alan, büyük puflar, minderler ve daha nicesiyle doluydu.Yemeğin altını kapatıp ortalığı toparladım. Önlüğümü çıkartıp oyun odasına ilerledim. Kendi kendine mırıldanıyordu.
Yiyeceğim! Bu kızı yiyeceğim!Kapıyı tıklatıp girdiğimde bana döndü.
"Hoşgeldin."
Büyük bebekleri etrafına dizelemişti. Sehpaların üzerinde plastik çay takımları ve mutfak malzemeleri vardı. Barbie bebekler etrafa saçılmıştı.
"Onun kutusunu neden açmadın?"
"Çünkü çok güzel!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huysuz Kedi
Conto(Daddy issuess) (Psikolojik bir kitaptır.) "Bunları hak etmiyordum." "Bunları kim hak eder ki zaten?" Sesimize bulaşmış acıdan rahatsız olarak kafamı salladım. "Buradayım. Senin için hep burada olacağım." Elimi sıkıca tutarken beresini düzelttim. ...