Kapıyı açarak içeriye daldım.
"Vina!"
Gözlerini bana çevirirken dudağını büktü. Hızla yanına ilerlediğimde hemşire kolunu yeni sarmıştı. Ellerimi çizik çizik olmuş yanaklarına koyup okşadım.
"Üzgünüm."Sabah biraz geç uyanmıştım ve yanına geç kalmıştım.
Bugün bahçeye çıkma günleriydi.
Bir kız Daphne'nin üstüne atlamıştı. Hemşireler yetişene kadar fena halde paralamıştı. Daphne sadece kızın kollarını tutmuş ama sıkmamıştı. Kız onu döverken sessiz kalmıştı.
"Burayı sevmedim."
"Bir saate kadar seni çıkaracağım."
Yanına oturduğumda eğilip alnını omzuma yasladı.
"Bebek ben yokum diye korkmuştur şimdi."
"Korkmamıştır."
Kolumu hafifçe omzuna koyarak bakışlarımı sırtına yönelttim.
Ensesine kadar yükselen çizikleri gördüğümde içim acıdı. Yüreğim bir taşın altında ezilseydi daha az canım yanardı."İşlemlerini halletmem gerek."
Kafasını omzuma koyduğu beş dakikadan sonra rahat edemeyip dizlerime koymuştu.
Konuşmamla birlikte doğruldu. Ayağa kalktığımda bileğimi tuttu. Üstündeki yorganı atıp eski, beyazdan griye hatta yer yer kahverengiye dönmüş ayakkabılarını ayağına geçirmeye çalıştı. Eğilip ona yardım ettikten sonra birlikte danışmaya ilerledik.☆☆☆
"Seni oraya geri götürmek istemiyorum."
Elindeki tostunu ısırdıktan sonra bana uzattı. Aldığım ısırıktan sonra tekrar kendine çekti. Ayakları kucağımdayken masadaki meyve suyu kutusuna uzanıp dudaklarına uzattım.
"Ama benim evim yok ki."
Meyve suyundan küçük bir yudum aldıktan sonra tekrar tostunu ısırdı.Derin bir iç çektim.
"Benim var."
Kafasını salladı.
"Ne güzel! Havuzu da var mı?"
"Var."
"Büyük mü?"
"Çok."
"Uzak mı?"
"Pek değil.""Bebekler var mı orada?"
"Oyuncak bebek mi?"
"Hı hı..."
Gözleri ışıldarken gülümsedim. Yanağına bulaşan ekmek kırıntılarını peçeteyle sildim.
"İstersen alabiliriz."
"..."
Burnunu parmaklarımla sıkıp ona doğru eğildim."Sana bir şey soracağım."
Dudaklarını birbirine bastırdı.
"Sor."
"Yanlış anlama olur mu?"
"Tamam. Anlamayacağım."
"Seni o yere götürmek istemiyorum ve başka bir yerde de kalmanı istemiyorum. Beni görmek istemezsen de çözüm bulabiliriz."
Yüzünü inceledim.
"Benim evimde kalmak ister misin?"
"Anlamadım."
"Diyorum ki-"
Elini ağzıma koydu.
"Ne sorduğunu anladım. Sorduğun soruyu yanlış anlamadım."Kafamı olumlu anlamda sallarken ayaklarını kucağımdan çekip ayağa kalktı. Sandalyesi devrilirken elimi tuttu. Sandalyesini kaldırdıktan sonra ayağa kalktım.
"İstediğim her bebeği alacağız ama..."
"Ne istersen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huysuz Kedi
Short Story(Daddy issuess) (Psikolojik bir kitaptır.) "Bunları hak etmiyordum." "Bunları kim hak eder ki zaten?" Sesimize bulaşmış acıdan rahatsız olarak kafamı salladım. "Buradayım. Senin için hep burada olacağım." Elimi sıkıca tutarken beresini düzelttim. ...