2/27|Suçlulara karşı savaşan bir savaşçı...

62 5 18
                                    

Deponun etrafını kuşatmış adamların bulunduğu bölgeye oldukça fiyakalı, 2020 model siyah Jeep Compass, geçtiği yerlere derin tekerlek izleri bırakarak yaklaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Deponun etrafını kuşatmış adamların bulunduğu bölgeye oldukça fiyakalı, 2020 model siyah Jeep Compass, geçtiği yerlere derin tekerlek izleri bırakarak yaklaştı. Şoför koltuğundan inen takım elbiseli, iri cüsseli bir adam hemen arka kapıyı açarak kenara çekilmişti. Araçtan önce duman çıkmış ardından da halen yanmaya devam eden bir sigara havada süzülerek yere düşmüştü.


Yere düşen sigarayı siyah deri ayakkabısının sert tabanlarıyla toprağın arasında ezerek söndüren Cihangir, tüm heybetiyle kendini araçtan dışarı çıkarmış, ceketinin önünü ilikleyerek tam karşısında duran depoya bakmıştı. Reha Acar'ı saklandığı yerde bir fare gibi yakaladığında yüzünün alacağı ifadeyi görmek için can attığı, yüzündeki sinsi gülüşten alenen belli oluyordu.


Ellerini ceplerine soktuğunda ise, zafer kazanmış bir eda ile; "Demek bizimle saklambaç oynarken gizlendiğiniz yer burasıydı, Reha Acar!" dedi ve sonra bir elini cebinden çıkarıp gözünün kenarındaki derin çizgiye dokunarak hissettiği nefret duygusuyla; "Bana yaptığın bu zalimliği sana çok pis ödeteceğim ve bunu yaparken aynı çiziği senin yüzüne de atmak inan bana büyük bir keyif verecek eski dost!" dedi.


Temiz havayı ciğerlerine çeker çekmez elini havada gelişi güzel salladı ve adamlarına; "Hadi gidip Reha Acar'a oyunun bittiğini, perdenin kapandığını ve gerçek hayata hoş geldiğini bizzat haber verin!" diyerek gaz verdi ve; "Aa! Güvenliği sağlayın ama Reha Acar'ın akıbetini bana bırakın! Onunla bizzat kendim ilgilenmek isterim." dediğinde adamlarının birlik oluşturarak hareket etmelerini gür bir kahkaha eşliğinde izlemeye başladı.


Adamları önden hareket ederken Cihangir de deponun önünde nöbet tutan adamlardan gözlerini ayırmıyordu. Hatta onları daha yakından izlemek istediği için yanındaki adamına elini uzatarak; "Bana dürbünü getir." diye emretti. Adamının getirdiği dürbünü eline alan Cihangir; "İşini sağlama almayı çok seviyorsun Reha ama bu sefer pek beceremedin sanki, ne dersin?" diyerek dürbünün iki gözüne gözlerini yaklaştırıp depoyu bu sefer daha yakından izlemeye başladı. Ancak bir sorun vardı ve bu sorun da Cihangir'in yüzündeki alaycı tebessümün an be an kaybolmasına neden oluyordu. Deponun etrafını ve önünde dikilen adamları izledikçe içine yerleşen kötü hissin istemese de onu ele geçirmesine engel olamamıştı, çünkü gerçekten ortada garip giden bir şeyler vardı. Ona bunu düşündüren gözlediği adamların hareket etmemesi olmuştu. O kadar hareketsizlerdi ki sanki nefes bile almıyor gibilerdi.


Elindeki dürbünü koordineli bir şekilde depoya yaklaşmaya başlayan adamlarına çevirdi. Kendisi bulunduğu yerden net göremese de adamları birkaç saniye içinde içine düşen kuşkuya bir son verebilecek kadar yakınlardı oraya. Cihangir içine yerleşen anlamsız ve bir o kadar da rahatsız edici tedirginlikle elindeki dürbünü adamlarını izlemeyi sürdürerek daha sıkı tuttu. Öndeki adamı, arkasındaki adamları verdiği işaretle yerlerine yerleştiriyor, kimin ne yapması gerektiğini bir hareketiyle gösteriyordu ve adamları, o hareketle hemen yerlerini alıyordu. 3 grup, deponun ön cephesindeki adamları halledecekti. Diğer 4 grup da arka depoyu temizleyecek, diğerleri de olası çatışma durumuna engel olacaktı. Artık depo baskını başlamıştı.

72 SaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin